Bir doğa parkında kaydedilen o görüntüler, izleyen herkesin içini sıcacık yaptı. Tembel hayvan, ağır ağır ilerlerken bakıcısı sabırla yanında adım adım ilerliyordu. Aralarındaki bağ o kadar sevimliydi ki, tembel hayvan bir anda yönünü değiştirip bakıcısının kollarına uzandı. Sanki bir bebekmiş gibi, yavaşça kucağına yerleşti ve sımsıkı sarıldı. Bakıcının yüzündeki şaşkın gülümseme ve o anın sakinliği, doğadaki en saf sevgiyi gözler önüne serdi. Bu tatlı sarılma, sadece bir hayvan davranışı değil, adeta “güven” kelimesinin can bulmuş hâliydi.
Hayal Gibi Bir Meslek O görüntüleri izleyen birçok kişi aynı şeyi düşündü: “Keşke ben de tembel hayvan bakıcısı olsam.” Çünkü o anda görülen huzur, yavaşlığın getirdiği dinginlik ve saf bağlılık, modern hayatın telaşına nazire gibiydi. Tembel hayvanın sakinliği, bakıcısının şefkatiyle birleşince ortaya huzur dolu bir tablo çıktı. Bu küçük an, bizlere bazen en anlamlı mesleklerin kalpten yapılanlar olduğunu hatırlattı.