İstanbul’u ziyaret eden fotoğrafçı James Tran, “Eller”i çekti

İstanbul'u ziyaret eden fotoğrafçı James Tran, kentin kalabalığını, kültürünü ve gündelik hayatın kendine has ruhunu bu kez alışılmış karelerle değil, insanların elleri üzerinden anlatmayı tercih etti. Tran'ın objektifine yansıyan görüntüler; yaşanmışlığın izlerini taşıyan avuç içlerini, arka cebinde huzurla dolaşan elleri, alışveriş telaşına kapılmış parmakları ve İstanbul sokaklarında kendi ritmini bulan küçük detayları bir araya getirdi.
Ortaya çıkan mini seri, izleyenleri yalnızca görsel olarak değil, duygusal olarak da içine çekti. Çünkü İstanbul'un sesi bazen vapur düdüğünde, bazen tramvay ziliyle değil; yanından geçtiğimiz insanların sessiz ama çok şey anlatan ellerinde ortaya çıkıyor.

İstanbul'un Sessiz Tanıkları: Eller
Tran'ın Grand Bazaar ve çevresinde çektiği kareler, kentin binlerce yıllık hikâyesini taşıyan insanlarını küçük ama çarpıcı bir sembolle görünür kıldı: Eller.
Bir esnafın tezgâh düzenleyen elleri; yaşlı bir amcanın arkada birleşmiş, sakince yürürken alışkanlığa dönüşmüş duruşu; turistlerin telaşlı fotoğraf makinesi ayarları; çay taşıyan garsonların hızlı ama zarif hareketleri… Hepsi İstanbul'un gündelik akışının içindeki ritmik birer parça gibi.
Sessiz ama güçlü bu kareler, kentin insan üzerinden anlatılan en doğal belgeseli niteliğinde görülüyor.

Sıradan Anların Sihri
Fotoğrafçının paylaşımı sosyal medyada kısa sürede büyüdü. İzleyenler özellikle bir karedeki o klasik İstanbul yürüyüşünü — eller arkada, sakin adımlarla — gördüklerinde hem gülümsedi hem de “evet, İstanbul tam olarak böyle bir yer” düşüncesiyle kendilerini buldu.
James Tran'ın yaklaşımı bir kez daha gösterdi ki, İstanbul büyüsünü dev manzaralarda değil, en sıradan anlarda saklıyor.
Eller ise bu büyünün en sade ve en dokunaklı anlatıcıları.