Kardeşimizin hiç beklemediğimiz bir anda odaya dalıp, anlamsız bir espri ya da gereksiz bir laf atıp bizi rahatsız etmesi… Bu durumun sadece bize özgü olduğunu düşünsek de aslında tüm kardeşlerin ortak bir özelliği olduğuna inanıyoruz. Sanki doğuştan verilen gizli bir “rahatsız etme içgüdüsü” var ve her fırsatta devreye giriyor. Kapı çalma kültürünün yok sayıldığı, sessizliğin asla korunamadığı bu anlar, kardeşlik tarihinin değişmez parçaları arasında yer alıyor.
Evrensel Bir Kardeşlik Ritüeli Ders çalışırken, müzik dinlerken ya da tam huzur bulduğumuz bir anda kapının aniden açılmasıyla başlayan bu küçük kaoslar, aslında kardeşliğin evrensel ritüellerinden biri. Dünya üzerindeki tüm kardeşlerde aynı davranış biçiminin görülmesi, bunun neredeyse biyolojik bir özellik olduğunu düşündürüyor. Ne kadar söylenirsek söyleyelim, onlar için bu küçük sataşmalar sevgi göstergesinin en doğal hali. Ve her ne kadar rahatsız olsak da içten içe bu anların kardeşlik bağını güçlendirdiğini biliyoruz.