Serum taktırmak için hastaneye gelen genç kız, tıbbi işlemler arasında huzursuz ama sabırlı bir bekleyiş içindeydi. Tam o sırada yanına yaklaşan, torunundan söz eden, enerjisi yüksek bir teyze gündemi tamamen değiştirdi. Doktorun, hemşirenin uğraştığı o ciddi atmosfer bir anda tebessümlere dönüştü; çünkü teyze, genç kıza dönüp “Sen iste, evi senin üstüne yaparım, altına boğarım.” gibi içten ve abartılı bir vaatle cömertliğini gösterdi. O an, serumun, iğnenin ve hastane koltuğunun soğukluğunu unutturan bir sıcaklık yayıldı; çevredeki bekleyenler de komik diyaloga kulak verip gülümsemekten kendini alamadı.
Komiklikten Şefkate: Teyzenin Samimi İkramı Teyzenin sözlerinde abartı, mizah ve gerçek bir içtenlik vardı, neticede sözü edilen “altına boğmak” lafı hem gülme nedeni oldu hem de samimi bir koruma arzusu olarak algılandı. Genç kızın şaşkınlığı ve hafif mahcubiyeti ile teyzenin kararlı, biraz fevri ama iyi niyetli tavrı, hastane koridorunda küçük bir insanlık dersi sundu: bazen en beklenmedik kişiler en büyük şefkati gösterir. Bu kısa ama sıcak diyalog, hem genç kadının moralini yükseltti hem de etraftakilere günün en tatlı anını yaşattı. Sizce de bazen en komik tekliflerin arkasında en büyük iyilik niyetleri mi saklıdır?
