Yumuşacık olduk

Sabah saatlerinde duyulan ezan sesi, küçük bir kız için korkuya dönüşürken, bir baba bu durumu endişe ya da bastırma ile değil, anlamlandırarak çözmeyi tercih etti. Sabah ezanını ilk kez bu kadar dikkatli dinleyen çocuk, sesi dışarıda bağıran bir adama benzetince korktu. Babasının yaklaşımı ise durumu geçiştirmek yerine çocuğun zihnindeki soru işaretlerini gidermek oldu. Kızını alıp camiye götüren baba, onu imamla tanıştırarak sesin kaynağını, anlamını ve nedenini sakin bir şekilde anlattı.

Bu davranış, sosyal medyada paylaşıldıktan sonra kısa sürede büyük ilgi gördü. Pek çok kişi, korkunun cehaletten değil bilinmezlikten doğduğunu ve çocuklara doğru bilgiyi doğru yöntemle vermenin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Babaların ve annelerin çocuklara dini, kültürel ya da toplumsal kavramları korku diliyle değil, açıklayarak öğretmesi gerektiğini savunan yorumlar öne çıktı.

Korkuyu Bastırmak Yerine Anlamlandırmak
Babanın tercih ettiği yöntem, ebeveynlik açısından dikkat çekici bir örnek sundu. “Korkacak bir şey yok” demek yerine, korkunun kaynağını göstererek açıklamak, çocuğun zihninde güven duygusunu pekiştirdi. Camide imamla tanışan küçük kız, ezanı okuyan kişinin kim olduğunu, neden ezan okunduğunu ve bunun bir çağrı olduğunu öğrendi. Böylece soyut bir korku, somut bir bilgiye dönüştü.

Uzmanların da sıkça vurguladığı gibi, çocukların korkuları çoğu zaman yanlış anlamalardan besleniyor. Bu örnekte baba, çocuğun korkusunu küçümsemeden, onu ciddiye alarak çözüm üretti. Bu yaklaşım, hem çocuğun babasına olan güvenini artırdı hem de dini bir ritüelin korkuyla değil, anlamla tanınmasını sağladı.

Sosyal Medyada Takdir Toplayan Bir Yaklaşım
Görüntülerin yayılmasının ardından çok sayıda kullanıcı, bu babanın tutumunu örnek gösterdi. “İşte sağlıklı ebeveynlik”, “Çocuğa korku değil bilgi verilmiş” gibi yorumlar öne çıktı. Özellikle dini kavramların çocuklara sert ve ürkütücü bir dille aktarılmasının ilerleyen yaşlarda travmaya dönüşebildiğine dikkat çekildi.

Bu küçük ama anlamlı olay, ebeveynliğin sadece korumak değil, öğretmek ve rehberlik etmek olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bir sabah ezanı, doğru bir yaklaşımla bir çocuğun hafızasında korku değil, güven ve merak duygusu bıraktı.