Yaz mevsiminin gelmesi ile karşılaşılabilecek bir tehlike var; vibrio bakterileri. Et yiyen bakteri olarak biliniyor, deniz suyu ile bulaştığı söyleniyor. Konu hakkında merak edilenleri Prof.Dr.Bahadır Ceylan yanıtladı. Ceylan yaptığı açıklamada bu bakteri türünün denizde yaşabildiğini, normalde daha çok yara enfeksiyonlarına yol açtığını belirtti. Ayrıca ''Denize mesela açık bir yara olursa o yaradan girerek kan dolaşımına geçebiliyor. Ciddi bir tabloya yol açabiliyor. Bir de girdiği yara bölgesinde kangren oluşumu ile giden böyle bir ciddi ir hayatı tehdit eden bir enfeksiyona da yol açabiliyor. Ama herkeste yapmıyor bunu hani böyle açık yarası olan kişinin aynı zamanda altta yatan bir hastalığının da olması gerekiyor. Özellikle karaciğer hastalığı gibi. Böyle eğilimli insanlarda daha çok görülüyor. O yüzden de çok sık rastlamıyoruz açıkçası söylemek gerekirse nadiren görüyoruz.'' açıklamalarında bulundu.
Türkiye'de var mı?
Bu durumun nadir de olsa Türkiye'de de olabileceğini belirterek ''Türkiye'de de seyrek olarak rastlanıyordur ama öyle her enfeksiyon uzmanı bunu hayatında bir ya da iki kere görüyordur. Bazen bu bakteri mesela deniz ürünlerinin işte balık işte midye gibi şeylerin yenmesi ile de bulaşabiliyor. Ama o takdirde de daha çok ishal tarzında bir hastalığa yol açabiliyor. Bizim için ishal çok önemli bir tablo değil.'' dedi.
Kimler risk altında?
Prof.Dr.Bahadır Ceylan, vibrio bakterilerine karşı kimlerin risk altında olduğu ile ilgili ''Özellikle karaciğer hastalıklarını çok seviyor, alkol kullanımını çok seviyor, karaciğerde demir birikimi olan hastalarda çok ciddi böyle yaradan bulaşıp enfeksiyon yapma riski artıyor. Kemoterapi gören onkoloji hastaları, kortizon tedavisi alanlar risk altında. Ama sağlıklı bir insanda evet ayağında yara olsa bile hani deniz suyuna girdiğinde mikroorganizma ile tepki alması biraz zor. Yani biraz böyle vücudun eğilimi gerekiyor. Her yerde görülebilir. Denize girdiğiniz sürece bu bakteri ile karşılaşma riskiniz var. Ama düşünsenize deniz suyunda olan bir bakteri muhakkak insanların bir çoğu açık bir yarası olduğu halde denize de giriyordur. Hatta halk arasında şöyle bir inanış vardır deniz suyu yarayı çabuk iyileştirir. Sünnet olan çocukları deniz suyuna sokarlar ki çabuk iyileşsin diye. Birçoğu enfekte olmuyor. Enfeksiyon uzmanı hayatında belki bir kere böyle bir hasta görür. Çok nadir görülen bir şey. Vücudun bağışıklık sistemi yeterliyse, bir karaciğer hastalığı yoksa yoğun bir alkol kullanımına bağlı bir karaciğer hastalığınız yoksa kortizon kullanmıyorsanız kemoterapi almıyorsanız bunun enfekte etme riski düşük. O nedenle çokta böyle insanları korkutmakta açıkçası doğru değil. Ama altta yatan bir probleminiz varsa, açık bir yaranız varsa denize girmemenizi öneririz.'' açıklamalarında bulundu.
Hastalık nasıl ilerliyor?
Bu hastalık önce cilt enfeksiyonuna yol açıyor ardından kan dolaşımına geçip organlara ulaşıyor. Bu sebeple hastayı organ yetmezliğine, dolayısıyla ölüme kadar götüren ciddi kan dolaşımı enfeksiyonlarına yol açıyor.
Neden et yiyen bakteri deniyor?
Ceylan, hastalığın ilerleme şekli ile ilgili '' Ama bu bakteriyi asıl meşhur yapan şey girdiği yerde oluşturduğu selülit tablosunda dokuları öldürmesi. Dokular ölünce de tabi dokuların cerrah tarafından temizlenmesi gerekiyor. Tabii çok derin dokulara ulaştıysa bütün bacağın kolun ampütasyonu dediğimiz hani kesilip atılmasına kadar giden çok ciddi tablolara yol açabiliyor.'' dedi. Et yiyen bakteri sadece bu bakteri değil birçok et yiyen bakteri var. Dokuları öldürüyor, dokuları çok derin doku kemiğe kadar öldürürse o zaman bacağın kesilmesi gerekiyor. Henüz çok ilerlemediyse tablo o zaman kazılıp atılmasıyla hasta kurtulabiliyor.'' dedi.
Ayrıca ''Pişirilmemiş böyle midye gibi balık gibi şeyleri de böyle çok eldiven olmaksızın dokunmaması lazım. Ve bunları çiğ tüketmemek lazım çiğ balık Onun dışında hepimiz denize gireceğiz denizden çıkacağız yani ıslak mayo ile de oturacağız güneşleneceğiz bunlarda bir sakınca yok.'' diyerek vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.