ABD Başkanı Donald Trump, Körfez turu sırasında Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı aldı. Bu kararla birlikte 46 yıllık ekonomik ve siyasi izolasyon sona eriyor. Açıklama sonrası Suriye lirası dolar karşısında hızla değer kazandı, halk sokaklara çıkarak kutlamalar yaptı. Avrupa Birliği de benzer bir adım atarak 2.5 milyar euroluk yardım sözü verdi. Ancak Washington bu adımı, taleplerin yerine getirilmesi için bir ön şart olmaktan çıkarıp zamana yayılmış bir beklentiye dönüştürdü. Trump yönetiminin Suriye'den talepleri arasında İsrail ile normalleşme, yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesi, İran destekli Filistinli grupların tasfiyesi ve DEAŞ'la ortak mücadele gibi başlıklar var. Şam yönetimi ise bazı taleplere mesafeli yaklaşıyor. İsrail ile normalleşme konusunda Şara yönetimi, “doğru şartların” oluşmadığını belirtiyor. Öte yandan DEAŞ'a karşı işbirliğine açık bir tutum sergileniyor, hatta Hol ve Roj kamplarının kontrolünün hükümete geçmesi planlanıyor. Yaptırımların tarihi ise 1979'a kadar uzanıyor; o günden bugüne enerji, savunma ve finans alanlarını hedef alan kısıtlamalar uygulanmıştı. Trump'ın bu kararı, sadece bir iyileştirme değil; Suriye'yi bölgesel dengelerin yeniden şekillendiği bir satranç tahtasına geri dahil etme hamlesi. Süreçte Türkiye'nin arabuluculuk ve yeniden inşa rolü dikkat çekiyor.
GZT Özel İçerik Editörü Salih Cuma Aydın, ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı ve ülkeye yönelik ABD yaptırımlarının tarihini anlatırken UMRAN Araştırma Direktörü Ömer Özkızılcık yaptığı yorumlarla içeriğe katkı sağladı.
+ GZT'de Asistan Editör olarak görev alıyor. Dış haberlerle ilgili gelişmeleri yakından takip ederek dünyadaki güncel olayların haberleştirilmesini ve yayınlanmasını sağlıyor.