Hindistan Gazze'ye karşı İsrail'le neden yakınlaştı?

11 Mayıs 1949'da İsrail'in Birleşmiş Milletlere kabulünde red oyu kullanan ülkelerden biri Hindistan'dı. Geçmişte Filistin'e yönelik büyük ve kitlesel destekler veren Hindistan, aradan geçen yıllarda büyük bir değişimle birlikte safını değiştirdi. Günümüzde İsrail ordusunun soykırıma varan saldırılarına rağmen günümüzde İsrail'in yanında yer alan bir tavır sergiliyor. Akıllara ilk gelen soru ise bu değişimin sebepleri oluyor. Temeline indiğimizde İsrail'le gelişen savunma sanayii alanındaki işbirlikleri ile karşılaşıyoruz.

Modi'nin 7 Ekim'de el-Kassam Tugaylarının başlattığı Aksa Tufanı'ndan sonra İsrail'e desteğini açıklaması bu çıkışı da bize bunu kanıtlıyor. Modi, 2 ayı aşkın süredir sivillere karşı gerçekleştirilen İsrail saldırıları ise gündemine almadı. Dışişlerinin yaptığı açıklama İsrail'le barış içerisinde yaşayan bağımsız Filistin devleti kurmaya yönelik müzakereleri savunduklarının altı çizilse de Ortadoğu politikasının şekillenmesinde İsrail ile savunma ve ticari bağlarını korumaya çalıştıklarını görüyoruz.

Hindistan'ın ilk başbakanı Nehru ve İngilizlere karşı bağımsızlık mücadelesi veren Gandi, İsrail devletine karşı çıkmışlardı. İsrail'le diplomatik ilişkiler kurmalarına rağmen Filistin'in yanında durmaya özen gösterdiler. 1953'te Mumbai'de bir konsolosluk açmasına izin verilse de Soğuk Savaş döneminin önemli bir kısmında Hindistan-İsrail ilişkiler sınırlıydı. Soğuk Savaş döneminin bitmesiyle küresel ekonominin bir parçası olma arzusu Hindistan'ı ABD'ye yaklaştırdı. Bu da doğrudan İsrail'le yakınlaşma anlamına geliyordu. Hindistan'da en kuvvetli dönemini yaşayan Hindutva ideolojisi de iki ülkenin yakınlaşmasının nedenleri arasında gösteriliyor. Çünkü Hindutva da Siyonizm gibi dine dayalı devlet kurmayı hedefleyen yayılmacı ve dışlayıcı bir düşünceyi savunuyor. Editör Anlatıyor'un bu bölümünde İsrail-Hindistan arasındaki 'kardeşlik' bağlarının nasıl kuvvetlendiğine baktık.