Kene gerçekten arttı mı?
14 TEMMUZ 2025 , PAZARTESİ 11:00
Sezon açıldı, memlekete, tatile gidenlerin aklındaysa bir soru işareti var ''kene.'' Farklı şehirlerden peşe acı haberler alıyoruz. Peki doğanın düzeni gerçekten bozuldu mu? Neler yapılmalı? Prof. Dr. Kürşat Altay cevapladı.
Evet yıllar arasında farklılıklar var. Ancak vaka sayısını bilmiyoruz tam olarak şu an. Sezon bittikten sonra tam olarak 2025 yılını değerlendirebileceğiz. Kene yoğun mu? Yoğun. Kenelerin üreme potansiyeli çok yüksek Rana Hanım. Çok kene türü var. Yaşam alanları çok geniş. On binlerce yumurta bir tane dişi kene bırakıyor. Yüzde 10 diyelim azaldı. Milyarlarda yüzde 10'u düşürürseniz on milyarlarda geriye 9 milyar kalıyor. Dolayısıyla burada kene popülasyonu azaldı, bunu söylemek çok zor. Yaşam alanı çok geniş. Evet, iklimsel değişikliklerin, ekolojik değişikliklerin, avlanmayla ilgili kısıtlamaların ya da iklimsel ekolojik değişikliklerin, ormanlaşmanın artmasının yaban hayatı lehine sonuç doğurması elbette kenelerin lehine olan durumlar. Sivrisinek örneğin, her gün ilaçlamalar yapılıyor yaşadığımız alanlarda ama biz yine sivrisineklere maruz kalıyoruz.
Kene nerelerde görülür?
Yaban hayatının evcil zincirinin de kesiştiği noktada bu kene türü de doğal olarak daha yoğun görülüyor. Yaban tavşanı, domuz, kemirgenler, sığır, koyun, keçiyi hedefliyor. Tesadüfen insanlara da tutunuyor .Çünkü çok yoğun olarak bulunuyor kene bu alanlarda. Buralarda yürüyüşler yapıldığında ne oluyor? riskli alanlara girilmiş oluyor. Tabii ki ısı, nem, yükselti gibi faktörlerle birlikte belli bölgelerde bu kene yoğunlaşıyor. Türkiye'nin hemen her bölgesinde var. İklimsel değişikliklerin etkisi bilimsel çalışmalar da bunu gösteriyor elbette var. Hayvanların periyodik ilaçlamasının yine evcil zincirdeki kene popülasyonunu azalttığı ve bunlarla ilgili hastalıkların yok olmadığı ancak azaldığına dair bilimsel çalışmalar var. Sahada biz kene toplarken mesela bu aç kene dediğimiz keneler çok hızlı hareket ediyorlar. Otlar üzerinde beklemiyorlar. Yerde sizi algılıyorlar, işte titreşiminizi, ısınızı, çıkardığınız karbondioksiti ve çok hızlı şekilde size saldırıyorlar. Bu alanlara girdiğinizde çorapların pantolonların çorapların içerisine konulması, üzerinize çıkan keneyi görmeniz için açık kıyafetli uygulamalar. Açık renkli kıyafetler giyilmesi. Eve geldiğinde tüm vücudu özellikle keneler böyle korunaklı bölgeleri derinin ince olduğu bölgeleri tercih ediyorlar. Koltuk altından tutun da saç dipleri, bacaklar, tüm vücudu kene yönünden iyi bir incelemek gerekir. Muayene etmek gerekir. Gecikme hastalığın şiddetini arttırıyor mu? Günlük kene kontrolü bunun için çok önemli. Uzaklaştırılırken dikkat edilmesi gereken hususlar var. En yakın hastaneye gidin doktor çıkarsın ama 30 km uzaklıkta bir yerde çalışıyor. Kene çıkarmak çokta zor değil. Keneyi çok strese sokmazsak, keneyi parçalamazsak, elimizde varsa eldiven yoksa uygun bir poşet plastik gibi yapıyla keneyi çok parçalamadan, örselemeden çekip çıkarabiliriz. Ama sonraki süreçte de keneyi çıkardığımızda da ne zaman tutunduğunu bilemeyebiliriz. Diyelim ki hipostom koptu kaldı orada hastalık oluştu. Aslında hastalık daha önceden verilmiş demek ki.22:50 Bazılarında daha alerjik reasksiyonlar oluşturur ama hastalıkla kıyasladığımızda çok önemsiz kalır. Burada hipostom orada mekanik aktarım görevi gören bir boru gibi kene için kan emme organı.Ama keneler ağrısız sokar. Tavuk beslemenin faydası olduğunu, bunlar çözüm değildir yüzde yüz. Yaştan ziyade bu alanlara girenler risk grubunda. Dolayısıyla bitkilerin yoğun olduğu her yere giren herkes risk altında. Bu alanlara bir haber yapmak için gitmişseniz siz de risk altındasınız. Sivrisinek mücadelesi yapılıyor her gün ilaçlamalar yapılıyor. Yaşadığımız alanlarda. Ama biz yine sivrisineklere maruz kalıyoruz. Keneler de böyle.