Bugün size Libyalı genç Amir'in tüm engellere rağmen Hac hayaline kavuştuğu o sıra dışı yolculuğu anlatacağım. “Kısmetse Hint'ten, Yemen'den gelir; değilse ne gelir elden” derler ya… İşte başrolümüzün hikayesi de tam da bu sözü haklı çıkaran türden…
Niyetinde hacca gitmek olan Amir Mehdi el Kaddafi, kutsal topraklara varmanın hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Fakat havalimanına vardığında hiç beklemediği bir engelle karşılaştı: Soyadı, Libya'nın eski lideri Muammer Kaddafi ile aynıydı. Bu nedenle güvenlik duvarına takıldı.
Grubu uçağa alınırken o kenarda bekletildi. Tüm ısrarlarına rağmen, güvenlik belirsizliği ve zaman kısıtlaması gerekçesiyle uçak Amir olmadan havalandı. Ama kararlıydı. Kendi kendine, “Ben bu havaalanından yalnızca Hac için çıkarım” diyordu. Bir anda beklenmedik bir gelişme yaşandı. Uçak kalktıktan kısa bir süre sonra teknik bir arıza yaşadı ve geri dönmek zorunda kaldı. Ardından bir kez daha havalandı… ve yine bir arıza nedeniyle yere indi.
İkinci acil inişin ardından pilot artık bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmişti. Yaşananların sıradan bir tesadüften ibaret olmadığını düşünmüş olmalı ki şöyle demişti: Bu adam yoksa ben de bir daha havalanmayacağım. Sanki sefer sadece onun için planlanmış.
Yetkililer sürece hızla onay verdi. Amir'in binmesiyle uçak bu kez sorunsuz bir şekilde havalandı. Yaşadıklarını şu cümleyle özetlemişti: “Aklımda tek bir şey vardı: Hacca gitmek. Eğer nasipse, hiçbir güç yazılanı engelleyemez.
+ GZT'de Asistan Editör olarak görev alıyor. Dış haberlerle ilgili gelişmeleri yakından takip ederek dünyadaki güncel olayların haberleştirilmesini ve yayınlanmasını sağlıyor.