Sivas tam 108 gün başkent oldu

Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Sivas, Milli Mücadele yıllarında üstlendiği kritik rolle dikkat çekiyor. 4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi, yalnızca bir kongre değil, şekli itibarıyla milli meclis işlevi gördü. Şehir, tam 108 gün boyunca adeta Milli Mücadelenin başkentliğini üstlendi.

Sivas'ın kökenine dair anlatılan ilginç bir hikâye de halk arasında günümüze kadar aktarılıyor. Rivayete göre şehrin ilk kurulduğu dönemde merkezde üç gözeden su akıyordu. Bu pınarların biri Allah'a şükrü, diğeri ana ve babaya saygıyı, üçüncüsü ise küçüklere sevgiyi temsil ediyordu. Ancak zamanla insanlar bu değerleri yitirince gözeler de kurudu. Böylece şehrin ismi, “üç göze” anlamına gelen Sipas kelimesinden türeyerek Sivas'a dönüştü. Bugün Sivaslılar bu hikâyeyi hâlâ bilir ve önemser.

Sivas, yalnızca Türk tarihinde değil, dünya tarihinde de özel bir yere sahip. Dünyanın bilinen ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Antlaşması, bu topraklarda tabletlere kazındı. Osmanlı döneminde de bölgenin idari önemi büyüktü. Amasya, Çorum, Tokat, Kayseri'nin bir kısmı ve Malatya'nın bazı bölgeleri uzun süre Sivas'a bağlı bir eyalet olarak yönetildi.

Bugün de Sivas, yüzölçümü bakımından Türkiye'nin en büyük ikinci ili konumunda. Geniş toprakları kadar mutfağıyla da öne çıkıyor. Yöreye özgü Peskütan çorbası, kesme aşı, mercimek badı, katmer, kete ve meşhur Sivas döneri, şehre gelenlerin mutlaka tatması gereken lezzetler arasında.