Bir ülkenin gökyüzüne tamamen güvenlik şemsiyesi sağlayacak bir kalkan fikri bana her zaman bilim kurgu gibi gelmiştir. Ama içinde bulunduğumuz teknoloji çağında bu artık gerçeğe uyarlanmaya çalışılıyor.
Mesela bunun en güncel örneği ise Trump'ın Altın Kubbe adını verdiği dev hava savunma sistemi oldu. Benzeri sistemler başka ülkelerde de var.
Türkiye'nin Çelik Kubbesi, Avrupa'nın Gökyüzü Kalkanı ve İsrail'in Demir Kubbe'si gibi. Altın Kubbe, Amerika'yı Çin, Rusya ve Kuzey Kore'den ateşlenecek balistik, seyir ve hipersonik füzelere karşı korumak için tasarlanıyor. Karadan, denizden, havadan ve uzaydan tehditleri algılayacak sensörler; farklı aşamalarda devreye girecek önleyici sistemlerle desteklenecek.
Trump'a göre sistem üç yıl içinde faaliyete geçecek ve yaklaşık yüzde 100 koruma sağlayacak. Başlangıç bütçesi 25 milyar dolar, toplam maliyet ise 175 milyar doları bulabilir.
Bu tür bir fikir Amerika'da daha önce de gündeme gelmişti. 1983'te Eski Amerikan başkanı Reagan benzer bir planı “Stratejik Savunma Girişimi” adıyla duyurmuş, proje “Yıldız Savaşları” olarak anılmıştı.
Amaç, nükleer silahları işlevsiz hale getirmekti. Sistem teoride düşman füzelerini uzayda imha edecekti. Ne teknoloji ne de maliyet açısından sürdürülebilir bulunan proje, hayata geçemedi.
Bugün Altın Kubbe de benzer bir sınavdan geçiyor. Çünkü Amerika gibi dev bir kara parçasını korumak, sadece teknoloji değil, aynı zamanda eşzamanlı ve uyumlu bir savunma yapısı gerektiriyor.
+ GZT'de Asistan Editör olarak görev alıyor. Dış haberlerle ilgili gelişmeleri yakından takip ederek dünyadaki güncel olayların haberleştirilmesini ve yayınlanmasını sağlıyor.