Üretim mi, tüketim mi?

Üretilen her malın bir alıcısı olur mu? Yoksa tüketimi artırdığımızda üretim de kendiliğinden artıyor mu? Ekonomi bilimi yaklaşık 100 yıl önce bu soruların cevabını arıyordu. Eski iktisatçılar üretilen her malın mutlaka tüketileceğine inanıyordu. Yani bir ürün üretildiyse mutlaka alıcısını bulur ama 1929 krizinde böyle olmadı. Üreticiler üretimi artırdığı halde mallar satılmıyordu. Bunun nedeni kriz ortamında halk daha çok tasarrufa yöneliyor ve para talebini artırıyordu. Bir nevi insanlar harcamaya yanaşmıyordu. Sonra fark edildi ki öncelikle talebi canlandırmak gerekiyor. Yani tüketici talebinin artması lazım ki üretim de artsın. Bunun üzerine çalışmalar yapıldı. Kimi iktisatçılar kredi yoluyla kimileri de kamu harcamaları yoluyla tüketici talebinin artacağını ortaya koydu. Tekrar başa dönüp soruyu cevaplamak gerekirse üretim, tüketici talebine bağlı olarak artıyor diyebiliriz.