2022’de bizi neler bekliyor?

Doç. Dr. M. Levent Yılmaz.
Doç. Dr. M. Levent Yılmaz.

Dünya ekonomisi için 2021 yılının iyi geçtiğini söylemek pek mümkün değil. Ancak yine de covıd-19 pandemisinin başladığı 2020 yılına görece daha iyi bir yıldı. Peki 2022 nasıl bir yıl olacak? Açıkçası 2022’deki risklerin 2021’den çok daha fazla olduğunu kabul etmek gerekiyor. Yani aslında 2021 yılı 2022’den daha iyi bir yıl olmuş olabilir. Zira takvim dönmüş olmasına rağmen 2021’den de pek çok riski 2022’ye taşıdık.

Covıd 19 virüsü ve mutantları

2022 yılında da en temel riskimiz halen pandeminin kendisi. Zira Covid 19 ve mutantları dünyayı olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. 2021 yılı boyunca Delta varyantının etkilerinden korkarken 2022’ye Omicron varyantının riskleri ile beraber giriyoruz. Görünen o ki Covid 19 tamamen ortadan kalkmadan bu risk de ortadan kalkmayacak. Başta Avrupa kıtası olmak üzere pek çok ülkeden yeniden “tam kapanma” haberleri gelmeye başladı ki bu durumu ekonomiler için en istenmeyen senaryo olarak değerlendiriyoruz. Artık ülke ekonomilerinin yeni kapanmaların ekonomik etkilerini daha fazla taşıma ihtimali kalmamış gibi görünüyor. Kapalı ekonomilerde sağlanan gelir desteklerinin de enflasyonist baskıyı artırıyor olması ise bir başka risk kaynağı olarak karşımıza çıkıyor.

Yüksek enflasyon

Küresel enflasyonist baskı ve ekonomi üzerindeki etkileri gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Tüm dünya ekonomilerinin ana gündem maddesini hayat pahalılığı oluşturmaya başladı. Bir yandan pandeminin neden olduğu etkiler diğer yandan da pandemi ile mücadele kapsamında atılan para ve maliye politikası adımları işleri iyice zorlaştırdı.

Bu durum hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde enflasyonla mücadele meselesini daha da önemli hale getirdi. Tüm dünyada gösterge enflasyonun ve çekirdek enflasyonun arttığı bir sürecin içinden geçiyoruz. Pandemi ile mücadele kapsamında genişlemeci para ve maliye politikası uygulayan ülke ekonomileri artık geri adım atmaya başlıyor. Zira bugünkü seviyeler artık enflasyonun “geçici” olmaktan çıkmış olabileceği yönündeki endişeleri artırdı.

Artan emtia fiyatları

2022 yılında bizi bekleyen bir diğer risk ise emtia fiyatlarındaki artışların devam etmesi. 2021’de hem arzın azalması hem de maliyetlerdeki artış emtia fiyatlarının hızla yükselmesine neden olmuştu. Özellikle aşıların kullanılmaya başlamasının ardından ekonomilerin açılması emtialara olan talebi artırınca fiyatlardaki artış hızlanmıştı. Ancak özellikle enerji emtialarında henüz zirvenin görülmemiş olabileceğine dair beklentiler artıyor. Diğer yandan gıda fiyatlarındaki artışın hız kesmesi de şimdilik pek mümkün görünmüyor.

FED (ABD Merkez Bankası)

2022 yılında yakından takip etmemiz gereken en önemli konulardan biri de Fed’in politikaları olacak. Zira ABD Doları’nın değeri hala dünyanın geri kalanı için son derece önemli bir değişken. Fed pandeminin başından bu yana gerçekleşen enflasyonu “geçici” olarak kabul ediyor ve bu duruma göre para politikası yapıyordu. Ancak enflasyonun kalıcı olabileceğine ilişkin riskler Fed’in politika değiştirmesine neden olmuş ve varlık alımlarının azaltımına başlanmıştı. Fed Aralık ayındaki toplantısında varlık alımlarının azaltım hızını iki katına çıkardı ve 2022 yılında da 3 kez faiz artırımı yapacağına ilişkin tahminlerini yayınladı. Bu durum 2022 yılında Dolar Endeksi’nin değerinin tahmin edilenden daha hızlı artacağına işaret ediyor. Hali hazırda Fed’in bilançosu 8,8 trilyon dolara erişmiş durumda.

Küresel borç

Pandeminin en çok etkilediği alanlardan birisi de küresel borçlar oldu. Her ne kadar 2021’de küresel GSYH’daki artış oranı düşmüş olsa da küresel borç ABD Doları cinsinden 300 trilyon dolara yaklaşmış oldu. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün son verilerine göre hükümet, hanehalkı, şirketler ve banka borçları toplamı 4,8 trilyon dolar artarak 296 trilyon dolara yükseldi. Bu durum başta gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere tüm ülkeler için ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. Bir dönem IMF’nin bile bir standby anlaşmasına bağlı olmaksızın verdiği krediler ve SDR artışları da göz önüne aldığımızda önümüzdeki dönemde borç meselesinin ülkelerin gündemini daha fazla işgal edeceğini unutmamak gerekiyor.

Kopan tedarik zincirleri ve arz kısıtları

Pandeminin başından bu yana küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kopmalar aynı zamanda taşımacılık fiyatlarındaki artışları da beraberinde getirdi. Diğer yandan başta “çip krizi” olmak üzere meydana gelen hammadde tedarikinde yaşanan arz kısıntıları belirli sektörleri oldukça sert bir şekilde etkiledi. Bu durum bir yandan üretim kayıplarının yaşanmasına neden olurken diğer yandan arz kesintileri fiyatlama davranışlarında bozulmalara sebep oldu. Görünen o ki 2022 yılında da bu sorunlar devam edecek. Özellikle kritik hammaddelerdeki arz kesintileri pek çok sektörün şimdiden 2022 yılı planlarını yapmalarının önünde ciddi engeller oluşturdu.

Sonuç olarak 2022 yılında Pandeminin 2021’den kalan etkilerini yaşamaya devam edeceğiz. Özellikle aşılara rağmen hızla yayılan virüs mutantlar belirsizliği artırmaya devam ediyor. Yüksek enflasyon ise ekonomiler üzerinde kara bulut olarak kalmaya devam edecek. Buna bağlı olarak satın alma gücünde yaşanan kayıplar ve pandeminin etkileri ile ortaya çıkması muhtemel ilave işsizlik ise sosyal problemler olarak karşımızda. Emtialar tarafında ise petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki baskı ekonomiler üzerinde etkili olmaya devam edecek. Özellikle Avrupa’daki doğalgaz fiyatlarındaki artış artık kontrol edilemez seviyelere ulaştı. Elbette gıda fiyatlarındaki seyri unutmamak gerekiyor. Hem değişen iklim koşulları hem de değişen talep, girdi maliyetlerinin artması ile beraber gıda fiyatlarını yukarı itmeye devam ediyor. Özetle 2022 yılının şimdiden 2021’den daha zor geçeceğini düşünebiliriz. Yine de ümit ederim ki yanılıyor olayım.