2023 Irak yerel meclis seçimleri ve 2024 Türkiye yerel seçimleri

Prof. Dr. Metin Toprak.
Prof. Dr. Metin Toprak.

Irak’ta il valilerini seçecek yerel meclis seçimleri 18 Aralık 2023 tarihinde gerçekleşti. Seçimlerde mezhep, etnik köken ve ideolojik görüş çerçevesinde örgütlenen partiler yarıştı ve seçimi boykot eden kesimler nedeniyle katılım yüzde 41 gibi düşük bir düzeyde gerçekleşti. İran yanlısı Şii, Kürt, Türkmen ve Arap siyasi partileri seçimde yarışarak il yöneticisi valiyi seçecek meclisleri oluşturdular. Kimlik siyasetinin anayasal düzenlemeye konu olduğu Irak’taki siyaset kurumunun işleyişi, Bosna-Hersek’te ABD’nin öngördüğü Boşnak-Sırp-Hırvat unsurlarına dayalı devlet organizasyonu bakımından paralellik göstermektedir. Ne Irak’ta ne de Bosna’da mevcut sistem kurulduktan sonra, ortaya çıkan sorunlara yönelik olarak mevcut sistemde yapısal düzeyde bir gözden geçirme veya reform yapılamamıştır. Dolayısıyla her iki ülkedeki model, bugünkü Ortadoğu ülkeleri için genel kabul gören bir referans değeri taşımamaktadır.

Göçmen ve sığınmacı dostu Türkiye

Özellikle Irak ve Suriye’de yerleşik Kürt nüfusu tarihsel olarak Türkiye’nin her zaman yakın kadrajında olmuştur. Turgut Özal ile somutlaşan Irak ve Suriye’deki Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelere yönelik ilgi, sonraki yıllarda zigzaglar çizerek bugüne kadar gelmiştir. Yakın tarihte Bulgaristan, Irak ve Suriye’de insan hakları ihlallerine ve etnik temizliğe maruz kalan kesimlerin sığındığı başlıca liman Türkiye olmuştur. Türkiye’de sığınmacı, mülteci, misafir gibi sözcüklerle ifade edilen ve uluslararası düzenlemelere göre farklı zamanlarda farklı isimlendirmelere konu olan Türk dünyası ve Ortadoğu orijinli uluslararası nüfusun Türkiye nüfusuna oranının yüzde 10 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de dikkat çekici bir sosyal uyum sorununa dönüşmeyen bu büyük ilave nüfusun Türk toplumuyla olan tarihsel, kültürel ve akrabalık bağları, sosyal patlama çıkmamasında muhtemelen en büyük rolü oynamaktadır.

Ortadoğu ve Türk dünyası için Türkiye modeli

Türkiye’nin yaklaşık iki asırlık Avrupa konseptinde modernleşme çabası, Avrupa’yı özgürlük ve refah bakımından bir referans olarak alması şeklinde somutlaşmaktadır. Türkiye, bölgesindeki diğer bütün ülkelere kıyasla, ekonomik model, siyasi rejim, insan hakları, demokrasi, çoğulculuk, eşit yurttaşlık ve hukukun üstünlüğü gibi çağdaş kurumlara sahip olmada, neredeyse yegane ülkedir. Dolayısıyla, Türkiye, bölgesindeki diğer ülkeler ve halklar için bir referans (benchmark) konumunda olup, Türkiye’yi bölge halkları için cazibe merkezi, sığınılacak liman ve yaşanılacak mekan yapan da söz konusu evrensel değerlere ve kurumlara olan yakınlığı ve uygulamalarıdır.

Türkiye'nin eşit yurttaşlık ve evrensel insan hakları yaklaşımı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde 9 Aralık 2023 tarihinde düzenlenen Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulünün 75'inci yıl dönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarının insan hakları konusundaki reformlarını sıraladı. Erdoğan, farklı din, mezhep ve inanç gruplarına ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerini kolaylaştırdıklarını, resmi dil olan Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin öğreniminin önünü açtıklarını, bu dillerde siyasi propaganda, radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkan tanıdıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı, Kürtçenin yasak olmaktan çıkarılarak her türlü siyasi propagandanın Kürtçe olarak yapılmasına AK Parti iktidarının imkan verdiğini belirtti.

Erdoğan, nefret suçunun AK Parti iktidarında ceza mevzuatına girdiğini belirterek, Alevi ve Bektaşiler ile Romanların haklarına yönelik birçok önemli düzenleme yaptıklarını, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının bu çabaların somutlaşmış kazanımı olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Kamu Denetçiliği ve İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi yeni nesil kurumlarla hak arama yollarını genişlettiklerini, bu yolla devletvatandaş ilişkilerinde köklü bir yaklaşım değişikliği yaptıklarını belirtti. Erdoğan, hiçbir farklılığa bakmaksızın tüm vatandaşlara eşit davranan, farklılıkları zenginlik olarak gören bir anlayışın yerleşmesini sağladıklarını ve tek parti faşizminin ve darbelerin milletin gönül dünyasına açtığı yaraları sardıklarını vurguladı.

Sığınmacı, mülteci ve göçmen politikası

31 Mart 2024 yerel seçimlerine giderken, İstanbul’da, Türkiye ortalamasına göre nüfusun daha yüksek bir oranını oluşturan uluslararası nüfusa yönelik somut politika tedbirlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Vatandaşlık almış mülteci ve sığınmacılar, bu statüye henüz kavuşmamış olanlarla doğal olarak güçlü organik bağlara sahiptir.

Toplumsal uyum ve entegrasyon tedbirlerinin geliştirilmesi ve bu nüfus kesimine özgülenmiş aktif yurttaşlık ve örgütlenme imkanlarının projelere konu edilmesi, kısa vadede toplumsal ve siyasal kazanımlar getirecek, uzun vadede ise Türkiye’ye göç veren ülkelerle ilişkiler bakımından oldukça işlevsel projelerin geliştirilmesine zemin hazırlayacaktır.

Coğrafya kaderdir

Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya, kapalı bir toplum, ekonomi ve siyaset izlenmesini imkansız hale getirmektedir. Bölgesinde bir model ülke olmanın dışında bir seçenek, Türkiye için uzun vadede mümkün olmadığı gibi gelişmiş Türkiye modeli bölge halkları ve ülkeleri için referans olma potansiyeli bakımından da bir zarurettir.