2024 beklentileri: Makine

İhracatta hedef 30 milyar dolar.
İhracatta hedef 30 milyar dolar.

Gerçekleştirdiği 24 alt sektörde ihracatını 2023 yılında artırmayı başaran makine sektörü, küresel ihracat pazarındaki payını da büyütmeyi sürdürdü. Sektör keşfettiği yeni pazarlarda payını artırırken, daralan avrupa pazarına da ihracatını artırmayı başardı. 2023’ün ilk 11 aylık döneminde 25,8 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektör, yeni yılla birlikte 30 milyar dolarlık hedefe odaklandı.

2020 yılında başlayan Kovid-19 salgınının dünya ekonomisi ve ticareti üzerindeki en önemli etkisi küresel tedarik zincirlerindeki kırılma ve yeniden yapılanmanın başlaması oldu. Batılı pazarlar Asya’ya olan bağımlılıklarını azaltmayı hedefledi. Tedarik güvenliğinin önem kazanmaya başladığı bu dönemde ‘yakından tedarik’ eğilimi ortaya çıktı. 2022 yılı başında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş ise ticaret kanalları ve tedarik zincirleri üzerinde yeni kırılmaları ortaya çıkardı. Salgın ve diğer gelişmelerin yarattığı koşullardan olumlu etkilenen Türkiye’de de bu dönemde özellikle imalat sanayine yönelik olarak ilave bir tedarik talebi ortaya çıktı. Makine sanayi de benzer bir talep ile karşı karşıya kaldı.

Makine üretiminde dünya daralırken Türkiye büyüdü

Makine üretiminde beklenen artış(2024): %6
Makine üretiminde beklenen artış(2024): %6
Kutlu Karavelioğlu.
Kutlu Karavelioğlu.

2023 yılında ise dünya makine ve teçhizat yatırımlarının 2022 yılına göre değişmediği, makine ve teçhizat üretiminin ise yüzde 0,8 daraldığı tahmin ediliyor. Bu daralmanın büyük bölümünün gelişmiş ülkelerdeki verilerden kaynaklandığını belirten Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Türkiye’de ise makine ve teçhizat yatırımlarının 2023 yılı tamamında yüzde 11 büyüdüğünü, makine ve teçhizat üretiminin ise yüzde 9,5 arttığını söylüyor.

Sanayi üretimindeki büyümeyi büyük ölçüde iç talebin sürüklediği bu süreçte, makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, Ocak-Kasım döneminde Türkiye'nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatının geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 25,8 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Karavelioğlu, yüksek faiz ortamında iktisadi faaliyetlerin yavaşladığı bu dönemi, Türkiye’nin başarıyla atlattığını ifade ediyor. Tarımdan savunma sanayiine, tekstilden otomotive kadar her alandaki başarı, üretim araçlarını üretme kabiliyeti ile daha verimli hale geliyor. Makine sektörünün Türkiye Yüzyılına son 3,5 yıldır yatırımlarını sürekli artırarak, ihracatını yükselterek ve gelişerek girdiğini belirten MÜSİAD Makine Sektör Kurulu Başkanı İsmail Somalı ise “Yeni Yüzyılda üretim-ihracat-istihdam hedefi ile 400 bin üzerindeki istihdamı ile 54 bin üzerindeki girişimci Türkiye’mizi geldiği noktadan çok daha ilerilere taşıyacaktır” diyor.

Avrupa’ya ihracatta kayıp değil, artış var

Dünya Ticaret Örgütü tahminlerine göre 2023 yılında ithalatı yüzde 0,7’den fazla daralan Avrupa’ya makine ihracatımızda bir kayıp değil, artışın söz konusu olduğunu ifade eden Karavelioğlu, “Bölgede faiz artırımlarının sonuna geldiğimiz bu dönemde, dünyada enflasyonist baskıyı hafifletecek şekilde enerji ve endüstriyel materyal maliyetlerinin azalmaya başladığını da göz önünde bulundurursak toparlanma zamanlaması konusunda iyimserliğimiz artıyor” diyor. En geç 2024 ortasında ekonomik canlılığın başlayacağına dikkat çeken Karavelioğlu, Avrupa’nın toplam ithalatının gelecek yılsonunda yüzde 2’ye yakın artacağını söylüyor.

Pek çok Avrupalı yetkilinin Yeşil Mutabakat sürecine bölgede ‘en iyi hazırlık yapan başarılı örnekler’ arasında Türkiye’nin makinecilerini de saydığını belirten Karavelioğlu, resesyon beklentileri ve ekonomik daralma beklentileri şu sıralar iyice artan bölgede Türkiye’ye duyulan itimattın 2024 ortasında başlaması muhtemel bir ticari hareketlilik için beklentilerini artırdığını söylüyor. Karavelioğlu, finansman imkânlarının, özellikle ihracatçı lehine iyileştiği ve Rusya’ya yönelik yaptırımların daha fazla genişlemediği koşullarda hedefin 2024 yılında makine ve teçhizat sanayinde üretimde yüzde 6, ihracatta ise değer olarak yüzde 8 dolayında bir büyüme gerçekleştirerek 30 milyar dolar ihracata ulaşabilmek olduğunu belirtiyor.

2023 genel seçimleri sonrası başlayan sıkı para politikası, yüksek finansman maliyeti, girdilerdeki enflasyon ve bölgemizde yaşanan politik gelişmeler dolayısıyla kısıtlı sermaye ile çalışan makine üreticilerinin zorlandığı bir dönemin başladığını ifade eden Somalı ise izlenen sıkılaştırıcı ekonomi politikalarının 2024 yılı ikinci yarısından sonra olumlu olarak piyasalara yansımaya başlayacağını söylüyor.

Rekabet üstünlüğü açısından 'ölçek’ önemli

Diğer sektörlerle kıyaslandığında en fazla Ar-Ge merkezinin makine sektöründe olduğunu ve nitelikli Ar-Ge personeli sıralamasında sektörün yükseliş eğrisini devam ettirerek ikinci sırada yer aldığını ifade eden Somalı, “Ürettiğimiz makinelerin teknolojilerini yükseltmek, daha hızlı ve verimli makineler üretmek için Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programından faydalanan girişimci sayısına göre de 64 firma ile makine sektörü başı çekmektedir” diyor.

Türk makine sektöründe yüzde 70’e yakın üreticinin 1 ila 9 kişilik iş gücü ile çalıştığına ve ortalama olarak iş gücünün 14 kişiden oluştuğuna dikkat çeken Somalı, Almanya makine sektörünün ortalamasının 43 kişi olduğunu söylüyor. “Dolayısıyla ölçek ekonomisini hedefimize koyup, girişimci şirketlerimizin verimliliğini arttırmak, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüme adaptasyon sürecini tamamlamamız çok önem arz etmektedir” diyen Somalı, bunun yanında Türkiye’deki firmaların yüzde 90’ınına yakın bir kısmının aile şirketi olduğunu ve şirketlerin sürdürülebilirliğini artırmaları için de kurumsallaşma süreçlerini tamamlamalarının uluslararası alanda rekabet şansını artıracağını belirtiyor.