2025’te istihdamda en büyük ihtiyaç yapay zekâ ve veri uzmanlarında

Sadece deneyim değil, beceri ve potansiyel de önemli olacak.
Sadece deneyim değil, beceri ve potansiyel de önemli olacak.

2025 yılında sektörlerin istihdam beklentileri, sektörel dinamiklere ve ekonomik koşullara bağlı olarak farklılık göstermeye devam ediyor. Kariyer.net’in HR Pulse 2024 4’üncü çeyrek araştırmasına göre, işverenlerin yüzde 40’ı son 12 ayda çalışan kaybında artış yaşadıklarını belirtiyor. Diğer yandan her 4 adaydan 3’ünün 2025 yılında iş değiştirme planı olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla 2025'te yetenek kazanımı ve elde tutma konuları işverenlerin öncelikli ajandasında yer alacak gibi duruyor. 2024 yılında en fazla işe alım talebi yapı, tekstil ve üretim sektörlerinde yaşanırken, 2025 yılında bu sektörlerdeki hareketliliğin geçen yıla kıyasla daha yüksek olması bekleniyor. Diğer yandan özellikle 2024’ün ilk yarısında hareketliliğin dikkat çektiği sağlık sektöründe, sağlık hizmetlerine artan talep nedeniyle bu yıl da yeteneklere ihtiyacın yükseleceği düşünülüyor. Üretim sektörü, dijitalleşme ve otomasyon yatırımlarıyla birlikte yeni pozisyonlar yaratırken, yapı sektörünün ise büyük projelerle istihdam talebini artırmaya devam etmesi bekleniyor.

Yapay zeka alanında profesyonellere ihtiyaç var

Teknoloji sektöründe ise özellikle yapay zeka ve veri analitiği alanlarında uzmanlaşmış profesyonellere olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Kariyer.net, 2020’den 2023’e yapay zeka ile ilişkili pozisyonlarda işverenlerin talebinin yüzde 81 arttığını, bu roller için arzın ise yüzde11 arttığını açıklıyor. Arada oluşan 8 katlık fark ise önümüzdeki dönemde yapay zekâ kullanma becerilerini geliştiren adaylara daha fazla ihtiyaç duyulacağını gösteriyor.

Finans ve danışmanlık sektörlerinde de stratejik taleplerin artmasıyla ek istihdam beklentisi oluştuğu gözlenirken, perakende ve hizmet sektörlerindeki tüketici harcamalarındaki azalma nedeniyle de bir daralma yaşanabileceğine işaret ediliyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2025 İşlerin Geleceği Raporu'na göre, 2030 yılına kadar teknoloji, ekonomi ve demografideki küresel eğilimler sonucunda 170 milyon yeni iş rolünün de ortaya çıkması bekleniyor.

Artık CV tek başına yeterli olmuyor

İnsan kaynakları süreçlerinde son yıllarda en büyük dönüşümlerden biri yapay zeka ve veri analitiğinin işe alım süreçlerine entegrasyonu oldu. İşverenler artık yalnızca CV üzerinden değil, yetkinlik bazlı değerlendirme yöntemleriyle de adayları değerlendiriyor.

Özellikle beceriye dayalı işe alım modelleri giderek yaygınlaşıyor. Deloitte’un 2023 Yetenek ve İş Gücü Raporu’na göre işverenlerin yüzde 78’i yetkinlik bazlı işe alım yöntemlerinin geleneksel işe alım süreçlerine kıyasla daha adil ve etkili olduğunu düşünüyor.

Fatih Uysal.
Fatih Uysal.

Kariyer.net olarak, bu dönüşümü desteklemek adına Coensio platformu ile beceri bazlı testleri işe alım süreçlerine entegre ettiklerinden bahseden Kariyer.net CEO’su Fatih Uysal, “Yapay zeka destekli ön değerlendirme platformumuz Coensio sayesinde işe alım uzmanları da adil, hızlı ve etkili bir şekilde adayları değerlendirirken keşfedilmemiş yetenekleri keşfetme şansı buluyor. Kariyer. net olarak geliştirdiğimiz KoPilot ve Süper İlan gibi yapay zeka destekli çözümler sayesinde işverenler en uygun adaylarla daha hızlı bağlantı kurabiliyor. Yapay zeka, iş ilanlarının adaylarla daha doğru eşleşmesini sağlayarak işe alım sürecinde hem işverenler hem de adaylar için verimliliği artırıyor” diyor. Özetle, iş gücü piyasasında artık sadece deneyime değil, adayların beceri ve potansiyellerine dayalı yeni bir işe alım sürecinin başladığından bahsediyor.

Kolay İK COO’su Tunca Üçer de tıpkı Uysal gibi yapay zeka ve veri analitiğinin işe alım süreçlerinde adayların yetkinliklerini daha doğru değerlendirmek ve adayların becerilerini ve uyumluluklarını analiz ederek daha hızlı ve etkili işe alım kararları alınmasını sağladığını ekliyor.

En zor bulunan personel ‘Konkasör ustası’

İşe alım süreçleri değişirken, şirketlerin de farklı yeteneklere olan ihtiyaçları değişiyor. Öyle ki, bazı alanlarda talep yüksekken, arz ise yeterli seviyede olamıyor. Teknik bilgi ve deneyim gerektiren işlerin öneminin arttığını vurgulayan Uysal, mavi ve gri yaka özelinde bakıldığında 2024’ün ilk yarısında sanayi şehri olarak tanımlanan Kocaeli’de bulunması en güç personelin ‘Konkasör Ustası’ olduğunu söylerken, ‘Araç Folyo Aplikasyoncusu’ gibi pozisyonlarda uygun çalışan bulmanın da kolay olmadığını ekliyor. Beyaz yakada ise bilişim mühendisleri öne çıkıyor. İşe alım uzmanları, test otomasyon mühendisi ve yazılım otomasyon mühendisi gibi beyaz yaka rolleri doldurmakta zorlanıyor. Genel olarak bilişime bakıldığında ise bu alanda yetenek bulmak sanıldığı kadar kolaylaşmış değil.

Türkiye’de ‘veri tabanı programcısı’ bulmak zor

Geçtiğimiz yıl dünya çapında büyük şirketlerin teknoloji pozisyonlarında küçülmeye gittikleri, işe alımları durdurdukları haberleri gündemi meşgul etse de Türkiye’de teknoloji yeteneklerini bulmak hala kolay değil. ‘Veri Tabanı Programcısı’, Türkiye genelinde işverenlerin kolay dolduramadığı pozisyonlar arasında öne çıkıyor. Büyük miktarda veriyi yönetmek, düzenlemek, güvenliğini sağlamak ve optimize etmek gibi önemli görevlerden sorumlu olan ‘Veri Tabanı Programcısı’ pozisyonunda görev yapan kişilerin; veri tabanı yapılarının oluşturulması, yönetilmesi ve performansının artırılması gibi teknik süreçlere de hâkim olmaları bekleniyor.

  • Öte yandan Uysal, rekabetçi ücretlendirme konusunun 2025’te de şirketlerin ajandasında olacağından bahsediyor. İşverenlerin yüzde 50’sinden fazlası çalışan kaybını önlemek için maaş artışına gidiyor. Bu yıl da yetenekleri kazanmak ve elde tutmak için bu doğrultuda şirketler adına maaş rekabetinin devam etmesi bekleniyor.

Kadınların yüzde 60’ı cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşıyor

İş dünyasında fırsat eşitliği yaratmak, yalnızca sosyal bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve sürdürülebilirlik açısından da kritik bir konu haline geldi. Ancak Kariyer. net’in gerçekleştirdiği araştırmalar, Türkiye’de kadınların iş hayatında hâlâ çeşitli ayrımcılıklara maruz kaldığını gösteriyor. Özellikle belirli sektörlerde kadın-erkek dengesinin bilinçsiz önyargılara bağlı olarak bozulduğunu söyleyen Uysal, 8 Mart 2023’te başlattıkları ‘Adını Koyalım’ hareketi ile iş dünyasındaki görünmeyen cinsiyet eşitsizliklerini tanımlamayı ve farkındalık yaratmayı amaçladıklarını söylüyor. Bu çalışma kapsamında kadınların yüzde 60’ının kariyerlerinde cinsiyete dayalı bir ayrımcılık yaşadığını da ifade ediyor.

Uysal,

Sahip olduğumuz büyük veriyi analiz ederek bazı mesleklerde kadın-erkek dengesinin bozulduğunu da gün yüzüne çıkardık. Ofis destek, eğitim ve tıp/sağlık alanında kadın-erkek çalışan sayısı oranında ciddi farklar var.

Tıp/sağlık alanında çalışanların yüzde 72’si, eğitim pozisyonlarında çalışanların yüzde 74’ü ve ofis destek rolünde çalışanların yüzde 83’ü kadınlardan oluşuyor. İşveren tercihlerinde ortaya çıkan bir diğer sonuç ise bazı pozisyon gruplarında erkek aday başvurularının daha fazla incelendiğini gösteriyor. Sigorta alanında işverenlerin incelediği özgeçmişlerin yüzde 86’sı erkek, yüzde 14’ü kadın adaylara ait. Güvenlik pozisyon grubunda incelenen başvuruların yüzde 61’i, üretim grubunda ise yüzde 57’si erkek adayların özgeçmişlerinden oluşuyor. Yönetici pozisyonlarında ise Türkiye’de her 10 yöneticiden yalnızca 3’ü kadın ve üst yönetim seviyesinde konumlanıyor” diyor.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.