Amerika öncülüğündeki batının çevrelediği Çin-Rusya bloku ve Türkiye’nin tercihi

Prof. Dr. Metin Toprak.
Prof. Dr. Metin Toprak.

Joe Biden’ın başkanlığında ABD, yeni nesil soğuk savaş olarak nitelenebilecek yapıyı pekiştirmede iki önemli ekonomik inisiyatif başlatıldı. Bunlardan ilki 22 Mayıs 2022 tarihinde Tokyo’da ilan ettiği Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi (IPEF) iken (Şekil 1), ikincisi 10 Eylül 2023 tarihinde Yeni Delhi’de duyurulan Hindistan-Orta Doğu- Avrupa Ekonomik Koridorudur (IMEC) (Şekil 2). Birinci inisiyatif Japonya’dan başlayarak Avustralya ve Yeni Zelanda dahil Hindistan’a kadar olan Pasifik ve Hint Okyanusundaki ülkeleri kapsayan ve Çin’i denizden kuşatan geniş bir coğrafyayı hedeflerken, ikinci inisiyatif Hindistan’dan başlayarak Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İsrail ve Yunanistan güzergahını izlemektedir. Japonya’dan Akdeniz’e kadar olan güzergâhın deniz, demir ve kara yolları bağlantılarıyla başlıca dört ayağının olması öngörülmektedir. Bağlantılı ekonomi, dirençli ekonomi ve tedarik zincirleri, temiz ekonomi ve adil ekonomi.

1. Bağlantılı ekonomi

IPEF ortakları, kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemini temel alan yüksek standartlı, kapsayıcı, adil ve açık ticaret taahhütleri geliştirmeye çalışacak ve aşağıdaki alanlarda ticaret ve teknoloji politikalarına yeni ve yaratıcı yaklaşımlar geliştirecektir: İşgücü, çevre, dijital ekonomi, tarım, şeffaflık ve düzenleyici iyi uygulamalar, rekabet politikası, ticaretin kolaylaştırılması, kapsayıcılık ve teknik yardım ve ekonomik işbirliği. Bağlantılı ekonomi konseptinin öngördüğü diğer boyutlar şöyle sıralanabilir: Sınır ötesi veri akışları ve veri yerelleştirmesine ilişkin standartlar dahil dijital ekonomide yüksek standartlı kurallar; küçük ve orta ölçekli işletmelerin bölgenin hızla büyüyen e-ticaret sektöründen faydalanabilmesini sağlamak amacıyla dijital ekonomideki fırsatları yakalaması; çevrimiçi gizlilik, ayrımcı ve etik dışı konuların ele alınması; yapay zeka kullanımı ve yüksek çalışma ve çevre standartları ile kurumsal hesap verebilirlik.

2. dirençli ekonomi ve tedarik zincirleri

IPEF Tedarik Zinciri Anlaşmasına ilişkin müzakereler 27 Mayıs 2023'te büyük ölçüde tamamlandı. Bu, kolektif ve bireysel eylemler yoluyla tedarik zincirlerinin dayanıklılığını ve bağlantılılığını güçlendiren ilk çok ülkeli düzenlemedir. IPEF ülkeleri arasındaki işbirliğini ilerletmek için üç koordinasyon organı öngörülmektedir: (a) Kritik sektörlerde ve temel mallarda dayanıklılığı güçlendirmek için sektöre özel eylem planları geliştirecek bir Tedarik Zinciri Konseyi; (b) Tedarik zinciri kesintileri sırasında hükümetler arasında acil durum iletişimini ve koordinasyonunu kolaylaştıracak bir Kriz Müdahale Ağı; (c) IPEF ülkelerinin tedarik zincirlerinde işçi haklarının desteklenmesine yardımcı olacak üçlü bir İşçi Hakları Danışma Kurulu. Dirençli ekonomi, tedarik zincirlerindeki aksaklıkların basiretli düzenleme ve politikalarla önleyecek erken uyarı sistemleri öngörmektedir.

3. temiz ekonomi

Temiz ekonomi konsepti, temiz enerji, karbonsuzlaştırma ve altyapı alanlarına yoğunlaşmaktadır. IPEF ortakları araştırma ve geliştirme, teknolojiler, politika çerçeveleri, kapasite geliştirme, teknik yardım, finansman, platformlar ve ağlar vb. boyutlarda aşağıdaki alanlar için işbirliğini ilerletmeye çalışacaktır: Enerji güvenliği ve geçişi, öncelikli sektörlerde sera gazı emisyonlarının azaltılması, sürdürülebilir arazi, su ve okyanus çözümleri, sera gazlarının giderilmesine yönelik yenilikçi teknolojiler, temiz ekonomiye geçişin sağlanmasına yönelik teşvikler ve iklim kriziyle mücadele çabalarını hızlandıracak iddialı hedefler.

4. adil ekonomi

Adil ekonomi konsepti, vergi ve yolsuzlukla mücadele boyutlarına odaklanmaktadır. IPEF ortakları, ilgili taahhütlerine dayalı olarak her bir IPEF ortağı için geçerli olan uluslararası anlaşmalar ve standartlarla tutarlı olarak, yerel yasal çerçeveler dahilinde yolsuzlukla mücadele önlemleri ve vergilemeye ilişkin ilerlemeyi uygulamaya ve hızlandırmaya çalışacaklardır. Çabalar bilgi paylaşımını ve kapasite geliştirmeyi içerecektir. Kara para aklamayı önleme ve rüşveti önleme rejimlerinin yürürlüğe konması, vergi bilgilerinin paylaşılması, BM standartlarına uygun olarak rüşvetin suç sayılması ve yolsuzlukla mücadele çabalarını güçlendirmek adil ekonomi çerçevesindeki diğer temalardır.

Hint-Pasifik ekonomik çerçevesi ve Hindistan Orta Doğu-Avrupa ekonomik koridoru

Hint-Pasifik ekonomik çerçevesi ülkeleri.
Hint-Pasifik ekonomik çerçevesi ülkeleri.

ABD öncülüğündeki Batı ülkelerinin Pasifik ve Hint Okyanusu yoluyla bağlantı kurdurduğu ekonomilerdeki hammadde, yarı mamul madde ve mamul maddelerin Arap Yarımadası ile Akdeniz’e bağlanması ve buradan Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması ABD’den önce Avrupa’daki arz güvenliği bakımından hayati önemdedir. Dolayısıyla Avrupa’nın arz güvenliğinin teminatını ABD planlıyor ve öncelikli olarak ele alıyor görünüyor. IPEF’e taraf ülke sayısı 14 iken, IMEC Fransa, Almanya, İtalya öncülüğünde Avrupa Birliği ile ABD, Hindistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından deklare edildi. Bu yeni ekonomik koridorun bir yandan tedarikçi ülkelerin kalkınmasını diğer yandan Avrupa’nın ihtiyacını karşılamasını “sürdürülebilirlik” konsepti bağlamında öngörmektedir.

Hindistan-Orta doğu-Avrupa ekonomik koridoru (IMEC)
Hindistan-Orta doğu-Avrupa ekonomik koridoru (IMEC)

Türkiye’nin tercihi gelecek vizyonunu belirleyecektir

Batı Bloku, iklim değişikliği, yüksek çevre standartları, enerji, yeni nesil ulaştırma ve haberleşme teknolojileri, sürdürülebilir topluluklar, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün çerçevelediği bir yaklaşımla yeryüzünde yeni bir coğrafi belirleme yapıyor. Türkiye, iki asırdır örnek aldığı Avrupa paradigmasına mı yoksa otoriter ve totaliter Çin-Rusya modeline mi yakınsayacağına gecikmeden stratejik bir yaklaşımla karar vermelidir. Türkiye, her ne kadar AB vizyonunu koruyor görünse de, Hindistan-Orta Doğu ve Avrupa Ekonomi Koridoru inisiyatifine dahil edilmemesi, söz konusu inisiyatifi başlatanlarda en azından bir kafa karışıklığının olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin Afrika-Asya kesişiminde finans, ticaret ve insan kaynakları bakımından kendisini bir serbest bölge olarak konuşlandırması muhtemelen en optimal seçenek gibi görünüyor.