Aş ve iş peşinde

Küresel işgücü göçü iki yılda 5 milyon arttı.
Küresel işgücü göçü iki yılda 5 milyon arttı.

Küresel işgücünün yüzde 5’ini oluşturan uluslararası göçmen işçi sayısı, 2017 ile 2019 yılları arasında 164 milyondan 169 milyona yükseldi. Dünya ekonomisinin ayrılmaz parçası olan ve yüzde 66,2’si hizmet sektöründe, yüzde 26,7’si sanayide, yüzde 7,1’i de tarımda çalışan uluslararası göçmen işçilerin çoğu geçici, kayıtdışı ya da korumasız işlerde çalışıyor. Kovid-19 salgını ise özellikle kadınların koşullarını ağırlaştırdı.

Küresel işgücünün yüzde 5’ini oluşturan ve dünya ekonomisinin ayrılmaz parçası olan uluslararası göçmen işçiler, ülkelerin Kovid-19 politikalarında dışlanmış olmasına rağmen hız kesmeden hareketliliklerini sürdürdüler. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) son tahminlerine göre, dünyada uluslararası göçmen işçi sayısı 2017 yılından bu yana yüzde 3 artarak 169 milyona ulaştı.

15-24 yaş aralığındaki genç göçmen işçilerin payı da 2017 yılından bu yana yaklaşık yüzde 2 veya 3,2 milyon artarak, 2019 yılında 16,8 milyona ulaştı.

Birçok bölgede uluslararası göçmen işçiler işgücünün önemli bir bölümünü oluşturuyor, vardıkları ülkelerin toplumuna ve ekonomisine hayati katkılar yapıyor, sağlık hizmetleri, ulaşım, hizmetler, tarım ve gıda işleme gibi kritik sektörlerde zorunlu işlerde çalışıyorlar. “ILO Küresel Uluslararası Göçmen İşçi Tahminleri: Sonuçlar ve Metodoloji” başlıklı yeni rapora göre, göçmen işçilerin yüzde 66,2’si hizmet sektöründe, yüzde 26,7’si sanayide, yüzde 7,1’i de tarımda çalışıyor.

Kovid-19 sorunları derinleştirdi

2019 yılında uluslararası göçmen işçiler küresel işgücünün yaklaşık yüzde 5’ini oluşturuyor; bu da onları dünya ekonomisinin ayrılmaz bir parçası yapıyor. Buna rağmen göçmen işçiler çoğunlukla geçici, kayıtdışı veya korumasız işlerde çalışıyorlar; güvencesizlik, işten çıkarılma ve ağırlaşan çalışma koşulları bakımından çok daha büyük riske maruz kalıyorlar. ILO Çalışma Koşulları ve Eşitlik Departmanı Direktörü Manuela Tomei, “Küresel salgın, göçmen işçilerin güvencesiz durumunu ortaya çıkarmıştır. Onlar genellikle işten çıkarılan ilk çalışanlar oluyor, tedaviye ulaşma zorlukları yaşıyor ve çoğu kez ulusal Kovid-19 politika önlemlerinden dışlanıyor” diye belirtiyor.

Kadınlar düşük ücrete mahkum

Göçmen işçilerin yaklaşık 99 milyonunu erkekler, 70 milyonunu ise kadınlar oluşturuyor. Ancak kadınların koşulları çok daha ağır.

Kovid-19 salgını bu kırılganlıkları özellikle kadınlar için daha da ağırlaştırdı. Kadınlar, düşük ücretli ve düşük vasıflı işlerde çalıştırılırken, sosyal korumaya erişimleri sınırlı, destek hizmetleri bakımından da daha az seçeceğe sahip bulunuyorlar. İLO raporunda da tesbit edildiği üzere kadınlar, göçmen işçi olarak daha fazla sosyo-ekonomik engellerle karşılaşıyor ve iş arama dışındaki nedenlerle aile üyeleri eşliğinde daha çok göç ediyorlar. Çalışırken toplumsal cinsiyet ayrımcılığına uğrayabiliyorlar; kendilerine ait ağları bulunmuyor; bu da yabancı bir ülkede iş ve yaşam dengesi kurmalarını zorlaştırıyor.

Genç oranındaki artış dramatik

Uluslararası göçmen işçi sayısı: 169 milyon
Uluslararası göçmen işçi sayısı: 169 milyon

Bu arada uluslararası göçmen işçiler içinde gençlerin oranındaki artış dikkat çekici. Gençlerin oranı 2017 yılında yüzde 8,3 iken bu oran 2019 yılında yüzde 10’a yükseldi. Rapordaki yoruma göre, bu artışın nedeni muhtemelen, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda genç işsizlik oranlarının yüksek olması. Göçmen işçilerin yüzde 86,5’i hâlâ 25-64 yaş aralığındaki esas çalışma çağındaki yetişkinlerde oluşuyor.