Avrupa daha fazla Hazar enerjisinin peşinde

Robert M. Cutler.
Robert M. Cutler.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, 4 Şubat’ta Bakü’de düzenlenecek Güney Gaz Koridoru Danışma Kurulu’nun yıllık bakanlar toplantısına şahsen katılacak. Simson bunu Fransa’nın Amiens kentinde düzenlenen, Rusya’nın Avrupa’ya gaz akışını azaltması ve Ukrayna’daki durumu kızıştırması nedeniyle yaşanan piyasa belirsizliğinin ele alındığı AB enerji bakanları toplantısının ardından duyurdu.

Simson Yine Şubat’ta Washington’da Avrupa’ya gaz sevkiyatını artırmanın yollarının ele alınacağı bir konferansa katılacak. Spot piyasadaki yüksek fiyatlar nedeniyle ABD sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) Avrupa’ya büyük miktarlarda şimdiden sevk edilmeye başlandı.

Simson’a göre, Avrupa Komisyonu Aralık ayında “depolama kapasitelerinin daha verimli kullanılmasını sağlamak ve yeterli gaz depolama seviyelerine ulaşmak için” gaz tedarik düzenlemelerinin gözden geçirilmesini teklif etti. Ancak, bu gerçekçi ifadesinden sonra, “fosil yakıtlara bağımlılığımızın tek kalıcı çözümünü” bulmak için “yeşil geçişi tamamlama” ihtiyacı olduğu yönünde kalıplaşmış bir çağrıda bulundu.

Gerçekte, elbette, bazı yenilenebilir teknolojilerAvrupa ve diğer pazarlarda talep ediliyor hale gelse de, hidrokarbon, son iki yüzyıl boyunca büyük ölçüde sorumlu olduğu insan refahı için gerekli olmaya devam edecektir.

Azerbaycan ve Türkmenistan arasında, Hazar Denizi’ndeki (20 yıldan fazla bir süredir tartıştıkları) Dostluk adı verilen yatağı birlikte işletmek için yapılan son anlaşma, Avrupa’nın iyimser olması için bir neden olsa da, yine de yatağın geliştirilmesi zaman alacaktır. Daha olası bir kaynak, Şah Deniz’in ikinci fazı gibiAzerbaycan’ın kendi deniz yataklarıdır.

Avrupa, gerçekleşmesi durumunda yılda 30 milyar metreküp taşıyabilecek olan büyük, kıyıdan kıyıya uzanan Trans-Hazar Gaz Boru Hattı’nı (TCGP) ilerletme şansını kaybetti. Bu hacmin yarısı Güney Gaz Koridoru (SGC) üzerinden Avrupa’ya, diğer yarısı ise Gürcistan’dan Karadeniz’de yapılması planlanan Beyaz Akım boru hattı yoluyla Romanya’ya ulaşacaktı.

Ancak TCGP’nin gerçekleştirilmesi için, daha önce SGC’nin de başarılı olması için gerekli olan Tiflis ve Washington taraflarının siyasi iradesi eksikti.

Gürcistan’da, Gürcistan Petrol ve Gaz Şirketi’nin (GOGC) tekelci durumu ve şirketin Gazprom ile olan özel ilişkisi, üst düzey hükümet yetkililerinin siyasi açıklamalarına rağmen, GOGC’nin TCGP için herhangi bir ivmeyi engellemek için çeşitli bakanlıklar aracılığıyla her zaman bürokratik baskı uygulayabileceği anlamına geliyordu.

Washington’da, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol ihracat boru hattını mümkün kılan jeopolitik ilgi (ki bu, SGC’nin de mümkün olabileceğini gösteren projeydi), Barack Obama’nın başkan olmasından sonra azaldı.

Bu kısmen Ermeni özel çıkar gruplarının etkisinden, kısmen de Obama’nın ABD’nin dünya genelindeki gücünü ve prestijini azaltma misyonu gibi şeylerden kaynaklanıyordu. Suriye’deki “kırmızı çizgisinden” geri adım atması ve İran’a yönelik aşırı uzlaşmacı politikası, bu genel politika eğiliminin en belirgin örnekleriydi.

Bugün, ABD, Hazar enerjisiyle ilgilenmek yerine, Avrupa’nın kendi sebep olduğu arz açığını kapatmasına yardımcı olmak için kıtaya LNG satmaya daha çok önem veriyor. Türkiye ve Azerbaycan’ın Aralık 2021’deki “Demokrasi Zirvesi”ne davet edilmemesi, Biden yönetiminin jeopolitik hesap yapma kapasitesinin olmadığının altını çiziyor.

Buna ek olarak, ABD kısa süre önce İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’ın işbirliğini kapsayan Doğu Akdeniz boru hattına verdiği desteği kesti. İsrail-Türkiye boru hattının ticari olarak uygulanabilir olup olmayacağı hala belirsiz olsa da, daha büyük olan Hazar bölgesi artık dünya enerji piyasalarında kendi yolunu bulmak zorunda kalacak.