Avrupa’dan nükleer karşıtı itiraf!

Mehmet Akif Soysal.
Mehmet Akif Soysal.

Son bir yılda yaklaşık on kat artan lojistik maliyetlerinden sonra bilhassa Avrupa’nın yaşadığı ikinci kriz enerji maliyetleridir.

Maliyetlerin artması bir tarafa, küresel ısınmanın getirdiği olumsuzlukları bertaraf etmek diğer tarafta dursun, her yönüyle, enerji kaçınılmaz sorunlara gebedir.

Avrupa, salgın sonrası enerji fiyatlarında rekor kıran artışla mücadele ediyor. Analistler, geçici ve yapısal sorunların karışımıyla şiddetlenen krizin sebebi olarak aşırı soğuk ve sıcak hava dalgalarından dolayı artan enerji tüketimi ve arz kısıtları, lojistik sorunları, belirsizliği ön plana çıkarmaktalar. Yılbaşından bu yana doğal gaz fiyatları aklın almayacağı şekilde neredeyse yüzde 360 civarında arttı. Ocak ayında megavatsaat başı 16 Avro olan doğalgaz Ekim ayında 75 Avro’ya kadar çıktı. İspanya, İtalya, Fransa ve Polonya gibi ülkelerdeki vatandaşlar şimdi salgının neden olduğu ekonomik sıkıntılara ek olarak tüm zamanların en yüksek enerji faturalarıyla karşı karşıya. Halkın hoşnutsuzluğu, hükümetleri yüksek alarma geçirdi, bakanlar kısa vadeli de olsa acil durum önlemleri almaya çabasındalar.

Enerji fiyatlarındaki artışlar ve dengesizlikler ile beraber karbon ayak izinin düşürülmesi taahhütlerine uymak adına, şimdilerde Avrupa’da “nükleer enerji” ana çözüm olarak sunulmaya başlandı.

Ay başında Fransa başkanlığında toplanan on ülke; Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Macaristan, Polanya, Romanya, Slovakya, Slovenya, ekonomimizin karbondan arındırılması, enerji üretim ve tüketim kalıplarımızda daha az CO2 yayan hale getirmek için ani ve derin dönüşümler gerektirdiğini ifade ederek tek çözümün “Nükleer enerji” olduğunu açıkça dile getirdiler.

Ayrıca Avrupa’nın halihazırda enerji üretiminin yarısının nükleer kaynaklı olduğu, nükleer enerjinin temel ve çevreci enerji kaynaklarından biri olduğu da açık bir şekilde itiraf edilmiş. Aynı toplantıda itiraf mahiyetinde; nükleer enerjinin güvenli, yenilikçi, Avrupa genelinde 60 yıldır kullanımıyla güvenirliliğinin ve emniyetinin ispat edildiği ifade edilmekte.

Türkiye’ye bir adet nükleer tesisi fazla gören Avrupa’nın 14 ülkesinde, 126 aktif reaktörünün bulunduğunu da belirtelim. Tüm Avrupa’nın enerjisinin yarısı bu reaktörlerden ucuz maliyet ile karşılanmakta.

Son olarak şu ifadeleri ile tüm fikirlerini derlemişler; Nükleer enerji, iklim değişikliğine karşı mücadelede “en iyi silahımız.” “Temiz, güvenli, bağımsız ve rekabetçi bir enerji kaynağıdır. Biz Avrupalılara katma değeri yüksek bir endüstri geliştirmeye devam etme, binlerce vasıflı iş yaratma, çevresel hedeflerimizi güçlendirme ve Avrupa’nın stratejik konumunu sağlama alma ve enerji özerkliği şansı sunuyor. Böyle önemli bir fırsatı kaçırmayalım.

Avrupa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Akkuyu nükleer tesisini dillendirdiği andan itibaren, Türkiye’ye; sen yapma, kirli enerji, sorunlu sistemler, biz de kapatıyoruz denilirken, Avrupa kendi içinde yaptığı toplantıda ise tam tersi gerekçeler ile nükleeri savunuyor.

Avrupa’nın Erdoğan’ı her fırsatta düşman ilan edip, yıpratma çabası da işte bu stratejik hamlelerinden olsa gerek…