Çin oyuna geri döndü

Çin oyuna geri döndü
Çin oyuna geri döndü

Türkiye, pandemi döneminde Çin’in uzaklığını ve kapanmasının avantajlarını yaşadı. Çin’in tedarik boşluğunu doldurarak 2021 ve 2022 yıllarında iyi bir dönem yaşayan Türkiye, küresel ticaretteki daralma, üretim maliyetlerindeki artış, kur baskısı ve pandemi sonrası Çin’in tekrar oyuna girmesiyle negatif etkilenmeye başladı. Pandemide ‘sıfır vaka’ politikasıyla içe kapanan Çin, çok daha güçlü bir şekilde dünya ticaretine döndü.

Çin’de ortaya çıkan ve ardından tüm dünyaya yayılan Kovid-19 salgını dünya gündemini tamamıyla işgal etmiş ve sıkışan dünya sisteminin patlama noktası olmuştu. Dünyanın işleyen fabrikası konumunda yer alan Çin’in çok sıkı karantina kurallarını içeren ‘sıfır vaka’ politikası ile tamamen kapanmasına olan Kovid-19 pandemi döneminde Türkiye’nin en hızlı toparlanan ülkelerden biri olduğunu ifade eden Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, bunun nedeni olarak da Çin’in navlun fiyatlarının 10 bin dolara kadar çıkmasıyla, Türkiye’nin lojistik maliyet açısından elde ettiği avantaj olduğunu belirtiyor.

Şu an bu durumun tersine döndüğüne dikkat çeken Zeytinoğlu, “Dünyadaki yavaşlamanın da etkisiyle Çin’in rekabet etme arzusunun artmasıyla bu rakamlar Şangay-Rotterdam arası 1.700-1.800 dolarlara indi. Bizim maliyetlerimiz ise tır ile İstanbul-Hollanda arası 4 bin 500 euro, İstanbul-Almanya (Hamburg) arası 4.000 euro, yani neredeyse iki misli. Bu maliyetlerle artan ihracatımızı tırlar ile yapmak sürdürülebilir değil. Bir tarafta hızlı sevkiyat ve dağıtım var ama öbür tarafta da neredeyse iki misli maliyet var” diyor.

Türkiye’nin 2022 yılında ihracatını 250 milyar doların üzerine taşıyarak dünyada güçlü bir çıkış yakaladığını ve pandemide içine kapanan Çin’in tedarik boşluğunu doldurarak 2021 ve 2022 yıllarında iyi bir dönem yaşadığını ifade eden Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, “Çin’in oyuna geri dönmesi, Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’da resesyon tehlikesine bağlı olarak tüketim alışkanlıklarında yaşanan değişim ve üretim maliyetlerinde yüzde 100’e yaklaşan artış, şubat ayında yaşanan deprem felaketine rağmen; işçimiz, sanayicimiz, bölgemiz kazanılan pazarları kaybetmemek için üzerimize ne düşüyorsa yaptık” diyor.

AB aday ülke statüsüyle AB fonlarından yararlanarak demiryolu yatırımlarının yapılması gerektiğini söyleyen Zeytinoğlu, Türkiye’nin Çin rekabetinin altından kalkmasının çok zor olduğunu belirtiyor. Türkiye, ihracatının yüzde 43’ünü AB’ye yapıyor. Avrupa kıtasına baktığınız zaman bu rakam yüzde 58’lere kadar çıkıyor. Türkiye için Avrupa pazarının vazgeçilmez olduğuna vurgu yapan Zeytinoğlu, Türkiye’nin Avrupa’daki pazar payını kaybetmemesi gerektiği noktasında çok atak davranması gerektiğini ve Çin ile rekabet edebilmek için bu. konuda stratejik çalışmalar yapması gerektiğini söylüyor. Türkiye’nin bölgesinde çok önemli bir üretim üssü haline geldiğini ifade eden Kileci ise yılın ilk 7 ayında ihracatta geçen yılla başa baş 143.4 milyar dolara ulaşıldığını, ana pazar konumundaki Avrupa ve ABD ekonomilerinde son çeyrekte beklenen canlanmanın ihracatımıza olumlu yansıyacağını ve yılsonunda 265 milyar dolarlık hedefin yakalanacağını söylüyor. Kileci, Çin’in ABD ve AB ile yaşadığı gerilimler, deflasyon belirtilerinin baş göstermesiyle birlikte eskisi gibi rahat olmadığını belirtiyor.

Tekstil sektöründe küresel talepte bir darlama yaşanıyor

Pandemi döneminde Çin’in Avrupa ve Amerika ülkelerinde çok büyük yara aldığını ve kayıplarını telafi etmek amacıyla da pandeminin ardında mevcut pazarlarındaki payını koruyabilmek adına firmalarını çok önemli seviyelerde sübvanse ettiğini vurgulayan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “Çin’in sübvansiyonları sadece ihracat pazarlarımızda ihracatımızı etkilemiyor; aynı zamanda iç pazar üretimimizi de etkiliyor. Zira Çin menşeli ürünlere karşı haksız ithalat baskısı hemen hemen tüm alt sektörlerimizde hissediliyor” diyor. 2022 yılında tekstil sektörünün dış ticaret açığı vermeye başladığına da değinen Ahmet Öksüz, sektörde 2022 yılında 12,4 milyar dolar değerinde ithalat yapıldığını ve tekstil sektörü ithalatının 5’te 1’inin Çin’den gerçekleştirildiğini dolayısıyla ithalat artışındaki en önemli etkenlerden birinin Çin ve Çin menşeli ürünler olduğunu belirtiyor.