Cumhurbaşkanı Erdoğan Avaza’ya gidiyor

Robert M. Cutler.
Robert M. Cutler.

Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan cumhurbaşkanları, 6 Ağustos’ta Hazar Denizi kıyısındaki Türkmen beldesi olan Avaza’da üçlü bir zirvede buluşacak. Recep Tayyip Erdoğan, İlham Aliyev ve Kurbankulu Berdimuhammedov arasındaki görüşme, beş Orta Asya ülkesinin devlet başkanlarının olağan “istişare toplantısı” sonrasında gerçekleşecek.

Söz konusu zirve, üç ülkenin dışişleri bakanlarının geçtiğimiz Şubat ayında gerçekleştirdiği üçlü toplantının devamı niteliğinde olup, 2014 yılında Türkiye’nin inisiyatifiyle başlayan bir dizi toplantının sonuncusudur. O tarihten beri bu üç taraflı işbirliği Türkiye’nin 2019’da başlattığı, çeşitli sorun alanlarında Asya ülkeleriyle bağlarını kapsamlı bir şekilde geliştirme yönündeki girişiminin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Şubat toplantısından sonra yayınlanan ortak bildiride tarım, enerji, çevre, turizm ve ulaşım başta olmak üzere yatırım ve ticarette işbirliğine yönelik çeşitli konulara değinilmişti.

Yapılacak üçlü zirvede de enerjinin en önemli gündem maddelerinden biri olması bekleniyor. Nitekim, 21 Ocak’ta Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta, Azerbaycan ve Türkmenistan, Hazar Denizi’nde Türkmenistan’ın “Serdar,” Azerbaycan’ın “Kepez” adını verdiği denizaltı hidrokarbon sahasının ortaklaşa araştırılması ve geliştirilmesi için bir anlaşma imzalamıştı.

Kısa bir süre önce de, iki taraf söz konusu alanı bundan böyle “Dostluk” olarak adlandırma konusunda anlaştılar. Ne kadarının geri kazanılabileceği kesin olmamakla birlikte, alanın 50 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilmektedir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Şubat ayında yapılan üçlü toplantıda Dostluk konusunda işbirliğinin diğer Avrupa ülkelerinin yanı sıra Türkiye’nin de enerji güvenliğine olumlu katkı sağlayacağını vurgulamıştı.

Toplantıda en çok dikkat çeken ifade, Çavuşuğlu’nun “diğer Avrupa ülkelerinin” enerji güvenliği ifadesi oldu. Zira, Dostluk’un tek başına, petrolle ilgilenmeyen Avrupa’ya gönderecek kadar çok gazı yok. Bu petrol sahası üzerinde Azerbaycan ve Türkmenistan arasında yaklaşık 30 yıldır devam eden ihtilaf Trans-Hazar Gaz Boru Hattı’nın inşasını engelleyen bir tıkanma noktası olmuştu. Ancak bu ve bunun gibi engeller artık ortadan kalktı. Sözgelimi, 2018’de Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme imzalanırken, Karabağ Savaşı, gaz Azerbaycan’dan Gürcistan’a genişletilmiş Güney Kafkasya Boru Hattı üzerinden ulaşacağı için, söz konusu boru hattına yönelik Ermeni saldırısı korkusunu ortadan kaldırdı.

Dostluk sahasını hangi şirketlerin işleteceği ise henüz belli değil. Rus firması Lukoil bu yöndeki arzusunu dile getirirken, özel bir firma tarafından bile olsa herhangi bir Rus müdahalesinin Trans-Hazar Gaz Boru Hattı projesini daha fazla baltalayacağı düşünülüyor. Deniz gazı geliştirmede Azerbaycan ile uzun süredir ortak olan ve halihazırda önemli bir altyapıya sahip olan BP ise sahayı işletmeye en uygun olan şirkettir.

Türk yetkililer, Türkiye’nin Karadeniz açıklarındaki yeni gaz yatağının işletilmesinde Azerbaycan ile işbirliğini öngördüklerinden, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Dostluk sahasına müdahalesinin tartışılması söz konusu olmayabilir. Nitekim TPAO, Şah Deniz sahasında yüzde 19’luk pay ile, yüzde 28,8’lik paya sahip olan işletmeci şirket BP’nin ardından ikinci büyük hissedar konumunda.

Azerbaycan’ın SOCAR şirketi ise Şah Deniz konsorsiyumunun yüzde 16,7’sine sahip. Dolayısıyla bu üç firma arasında engin bir stratejik ortaklık tecrübesi var. O halde burada sorulacak soru Türkmengaz’ın rolünün ne olacağıdır. Avaza’da yapılacak toplantıda bu ve bunun gibi çok konu konuşulacak olsa da, bir karara varılıp varılmayacağı belli değil.