Deprem, ekonomi ve atılması gereken adımlar

Doç. Dr. M. Levent Yılmaz.
Doç. Dr. M. Levent Yılmaz.

Yaşanan can kayıplarını geri getirmek mümkün olmadığı gibi depremin neticesinde ortaya çıkan yaraları tam anlamıyla sarmak için de uzun zamana ihtiyacımız olacak. Konunun insani boyutu her türlü maddi hesabın üzerinde. Hayatını kaybeden tek bir insanımızın canını hiçbir ekonomik değerle ölçemeyiz.

Geçtiğimiz Şubat ayı maalesef çok ciddi can kaybına neden olan deprem fırtınasının etkisi altında geçti. Görünen o ki yüzyılın afeti olarak nitelendirilen bu deprem fırtınasının olumsuz etkilerini uzunca bir süre daha hissedeceğiz.

Yaşanan can kayıplarını geri getirmek mümkün olmadığı gibi depremin neticesinde ortaya çıkan yaraları tam anlamıyla sarmak için de uzun zamana ihtiyacımız olacak. Zira 11 şehrimizde alt ve üst yapılar çok ciddi zarar gördü ve afet bölgesi ilan edilen alanda uzun soluklu bir yeniden yapılandırma çalışmasına ihtiyaç var.

Konunun insani boyutun her türlü maddi hesabın üzerinde. Hayatını kaybeden tek bir insanımızın canını hiçbir ekonomik değerle ölçemeyiz. Böyle bir şeye kalkışmak aynı zamanda oldukça materyalist bir yaklaşım olur. Öte yandan hayatta kalanların ihtiyaçlarını karşılamak, yeniden hayata tutunmalarını sağlamak ve bölgeyi yeniden ayağa kaldırmak için söz konusu yapılandırma çalışmasının yapılmasına ihtiyaç var. Elbette bunun bir de ekonomik karşılığı olacak.

  • Afet sonrası yapılan yardımlar ve ulaşılan miktar birlik ve beraberliğimizi göstermek açısından çok kıymetli. Ancak bölgenin yeniden ayağa kaldırılması için çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu da aşikâr.

Yani bundan sonrası için Hazine bütçesinden ciddi harcamaların yapılması gerekiyor.

Öte yandan büyük afetlerin ülke ekonomisine maliyetini hesaplamak ve doğru rakamı bulmak imkansıza yakın bir uğraş. Ancak belli makro ekonomik büyüklükler üzerinden tahminler yapılabilir. Çünkü afetin dışsallıklarını tahmin etmek ve hesaba katmak çok kolay değil.

Doğal afetler gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çok ciddi ekonomik kayıplara neden oluyor. Böyle olduğu için de uluslararası örgüt ve kurumlar bu konuda önemli çalışmalar yapıyor ve yol gösterici metodolojiler belirliyor. Bu metodolojilerden birisi de açılımı “Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu” olan UNECLAC’a ait. UNECLAC’a bir doğal afetin ekonomik etkisini ölçebilmek için aşağıdaki kategorizasyonu öneriyor:

  1. Doğrudan hasar (Doğal afet anında ortaya çıkan),
  2. Dolaylı zararlar ve kayıplar (Afete bağlı olarak afetten sonraki 1-1,5 yıl sonra ortaya çıkan hasarlar)
  3. İkincil etkiler (Dışsallıklar)

Yukarıdaki kategorizasyona göre hareket ettiğimizde doğrudan hasarı hesaplamak için kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiği anlaşılıyor. Yıkılan veya ağır hasar alan konutlar ve işyerleri var. Yollar, köprüler ve enerji iletim kanalları gibi hasar gören altyapılar var. Tüm bunların tek tek incelenip detaylı hesaplanması gerekiyor.

Diğer taraftan afetin ardından bölge ekonomisinin yavaşlaması veya durması gibi sorunlar var. Bölgeden ülke gayri safi hasılasına yapılan katkı şüphesiz azalacak. Bununla birlikte bölgeden yapılan ihracatın da azalacağını tahmin etmek güç değil. Ayrıca üretiminin azalmasının, işyerlerinin kapanmasının ve nihayet bölgeden yaşanan göçün gelir kayıplarını da beraberinde getireceğini öngörüyoruz. Tüm bunların etkisini de afeti takip eden birkaç yıl içinde göreceğiz.

Yazının devamı Z Raporu 46. Sayısında