Depremin yaraları gastronomi turizmiyle sarılacak

Arşiv.
Arşiv.

Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’nin gastronomi turizminde öncü şehirlerini etkiledi. Tarihi ve kültürel mekânların yanı sıra birçok yeme içme işletmesi zarar görürken, depremden en fazla etkilenen şehirler ciddi sayıda göç verdi. Yılda 3 milyona yakın turist ağırlayan şehirler yüzyılların birikimi ile gastronomi kimliklerini kaybetmeyecek olsa da yaralarını sarmak için desteğe ihtiyaç duyuyor.

6 Şubat gecesi 11 ili etkileyen deprem, binlerce can kaybının yanı sıra çok ciddi ekonomik etkiler ortaya çıkardı. Bölge ekonomisi için büyük öneme sahip turizm ise depremden en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu. Turizm sezonunun açılması ile beraber gastronomi turizminin en önemli kentlerini yeniden ayağa kaldırmak için çalışmalar da başladı.

Deprem kentlerinde turistik tesisler de depremden zarar gördü.
Deprem kentlerinde turistik tesisler de depremden zarar gördü.

UNESCO gastronomi alanında yaratıcı şehirler ağına dâhil olan Gaziantep ve Hatay başta olmak üzere Kahramanmaraş, Adana, Şanlıurfa özellikle iç turizmde önemli bir yere sahip. Kültür turlarının vazgeçilmez destinasyonlarını içeren bölge, geçtiğimiz yıl yerli ve yabancı toplam 3 milyon turist ağırladı. Özellikle Hatay’ın gastronomi alanında turistik tesisleri ve işletmeler depremden büyük zarar görürken, yıkılan yerler arasında tarihi mekânlar da bulunuyor.

Depremin ardından bölge şehirlerindeki rezervasyonlar iptal edilirken, şehirlerin turistik anlamda yeniden canlanabilmesi için ilk aşamada yerel işletmelerin hizmet verebilecek hale gelebilmesi ve zarar gören tarihi ve turistik mekânların restore edilmesi gerekiyor.

TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Erdal Çeri, uzun yıllardır Güneydoğu Anadolu merkezli çevre illeri de kapsayan kültür turları yapıldığını belirterek, tur programlarına katılan misafirlerin ağırlıklı olarak yerli turist olduğunu, son yıllarda yabancı turistlerin taleplerinin de hızlı bir artış gösterdiğini belirtiyor.

“Yerli turist talebi, kültür turu yanında gastronomi turlarına doğru kaydı. Bölgede gerek UNESCO onaylı 2 gastronomi şehrinin bulunması, gerekse yaptıkları çalışmalar ile hazırladıkları reçeteleri gastronomi turizmine yansıtan diğer şehirlerin varlıkları 2023 yılında birçok grubun bölgeye rezervasyon yapmasını sağladı. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde gastronomi turizminden bahsetme imkânı olsa da, şurası kesindir ki yerli turist olarak kime sorulsa gastronomi için gidilecek yerler maalesef ki depremden etkilenmiş olan yerler çıkacaktır” şeklinde konuşan Çeri’ye göre yurtiçi turlar içinde deprem bölgesinin gastronomi turizmindeki yerinin yüzde 80-85 civarında olduğunu söylemek mümkün.

Işık doğudan yine yükselecek

Gürkan Boztepe.
Gürkan Boztepe.

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’ye göre ise bölgede ortaya çıkan yıkımlar hem esnaf hem de fabrikalar boyutunda büyük tahribat yaratsa da, ortaya çıkan dayanışma ülkemizin gastronomik ürünlerinin yetiştirildiği bu özel toprakların kıymetini artıracak potansiyele sahip. Bu farkındalığın esnaf ve yerel üreticilerin kıymetinin bilinmesi açısından önemli olduğunu belirten Boztepe, özellikle İstanbul gibi noktalardan bölgedeki yerel üretici ürünlerine olan talebin artacağına inandığını belirtirken, gastronomide öne çıkan bölgede bir değişim olmayacağını, çünkü şehirlerin yüzyıllardır süren bir gelenek ile gastronomik ürünler üretmeye devam ettiğini ve edeceğini belirtiyor.

Gastronomi turizmi ve yerel ürünler ile bölge ekonomisine ciddi ekonomik güç sağlayan deprem kentlerinde turistik tesisler de depremden zarar gördü. TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Erdal Çeri, ilk aşamada konaklama tesisleri başta olmak üzere turistik tesislerde hasar tespit çalışmalarının tamamlanması ve aşamalı olarak tesislerin kullanıma alınması, rotalar üstünde yer alan veya ziyaretçi sayısı fazla olan turistik noktalarda bir önceliklendirme dâhilinde zarar görmüş altyapıların (peyzaj, otopark, yürüyüş yolu, servis yolu, yaya yolu, günübirlik hizmet ünitesi vs.) onarılmasının faydalı olacağını belirtirken, orta ve uzun vadede bir master plan ile tesislerin elden geçirilmesi, gerekirse rotaların revize edilmesi tavsiyesinde bulunuyor. Bunun için de tanıtım faaliyetlerinin artırılması ve seyahat acentelerine destek sağlanması gerekiyor.