“Dünya havacılık endüstrisine yön veriyoruz”

Prof. Dr. Temel Kotil.
Prof. Dr. Temel Kotil.

Türkiye yerlilik oranını yüzde 20’lerden yüzde 80’lere ulaştırdığı savunma ve havacılık sanayide başarılı ürünlerle küresel rekabetin en önemli oyuncularından biri haline geldi. Türkiye’yi dünya rekabetinde üst sıralara taşıyan TUSAŞ, HÜRKUŞ, HÜRJET, ATAK 2 ve GÖKBEY gibi ürünleriyle Türk bayrağını gökyüzünde dalgalandırıyor. Savunma ve havacılık sektörünün yakından takip ettiği ve en büyük 100 şirketin açıklandığı ‘Defense News Top 100’de yer alan TUSAŞ, son 5 yılda sayısız ödüle imza attı. Geliştirdiği özgün ürünlerle dünyada adından söz ettiren TUSAŞ, aynı zamanda dünyanın önde gelen şirketlerinin en büyük tedarikçilerinden biri konumunda. TUSAŞ’ın son projelerini konuştuğumuz TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, havacılığın tüm sektörlerinde dünyadaki ilk birkaç ülke arasında Türk bayrağını dalgalandırmayı hedeflediklerini söylüyor.

“Türkiye yarının teknolojileriyle uyumlu çalışmalar yapıyor”

Savunma sanayinde yerlilik oranı 2002'de yüzde 20, 2022'de ise yüzde 80 olarak gerçekleşti.
Savunma sanayinde yerlilik oranı 2002'de yüzde 20, 2022'de ise yüzde 80 olarak gerçekleşti.

Türkiye’nin savunma sanayide geldiği noktayı nasıl yorumluyorsunuz?

Savunma sanayii ileri teknoloji gerektiren disiplinler arası bir endüstri alanını ifade ediyor. Ülkelerin bu alanda platform veya ürün geliştirebilmesi için tecrübeye sahip olması lazım. Türkiye uzun yıllardır bulunduğu jeopolitik önem sebebiyle kendini bu alanda çok geliştirdi. Silahtan askeri kara araçlarına, uydu ve haberleşme sistemlerinden elektronik harbe, hava araçlarından simülatör teknolojilerine, gemi inşasından yazılıma çok geniş bir yelpazede ürünler ve platformlar geliştiriyor. Bu denli geniş yelpazede tek elden ürün geliştirebilen ülke sayısı çok az durumda. Ülkemiz, Cumhurbaşkanımızın yüksek vizyonu liderliğinde ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonunda gerçekleştirilen projelerle bu ekosistemi daha da ileri seviyeye taşımak için çalışmalarına kararlı bir şekilde devam ediyor. Projeler şekillenirken bugünün değil, yarının teknikleri ve teknolojileri ile uyumlu çalışmalar gerçekleştiriliyor. Sadece ürün geliştirmekten ziyade teknolojinin Ar-Ge’sine yönelik yatırımların bu gelişimde rolü çok fazla. Bir de yerlileştirme ve millileştirme çalışmaları var tabii. Bu konuda da mühendislerimiz teknolojilerin millileştirilmesi için yoğun çaba sergiliyorlar. Bazen bu ürünleri yerli sanayii eli ile millileştiriyoruz. Bu da savunma sanayiinin gelişimine azami katkı sunuyor.

“Test verilerinin ülkemizde kalmasını hedefliyoruz”

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin envanterine kattığı yeni teknolojiler neler?

Şirketimiz 1973 yılında kapılarını havacılık teknolojilerine aralayan ülkemizin bu alandaki en büyük girişimidir.

Türkiye’nin ilk özgün tasarımdan, üretimine ve satışına tüm hakları ile ülkemize ait hava ve uzay platformlarını geliştiren şirketimiz, bu alanda öncü vasfının yanına bir okul gibi çalışmalar gerçekleştiriyor.

Ülkemize kazandırdığımız platformlar, havacılık teknolojileri alanında dünya ile rekabet edebilecek düzeyde gelişmiş platformlar. Türkiye’nin ilk eğitim uçağını, ilk jet eğitim uçağını, 5’inci nesil muharebe uçağını, 50 saat havada kalabilen insansız hava araçlarını, taarruzdan genel maksat helikopterlerine çeşitli büyüklükte helikopter projelerini, yeni nesil haberleşme uydularını, elektrikli uyduları üreten şirketimiz, ülkemizin havacılık ve uzay kabiliyetlerinin ve bu alandaki insan kaynağının gelişimine azami katkı sağladı. Diğer taraftan veri güvenliliğinin ve gizliliğinin dünya genelinde en üst düzeyde konuşulduğu bugünlerde, test verilerinin de ülkemizde kalmasını hedefleyerek test faaliyetleri gerçekleştireceğimiz alanları kendi bünyemizde kuruyoruz. Bu kapsamda Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük Rüzgar Tüneli Test Tesisi’ni, Yıldırım Çarpma Testi Tesisi’ni, dünyanın ilk 5’inde yer alacak Radar Kesit Alanı Test Tesisi’ni inşa ediyoruz. Ayrıca, Kuş Çarpma Test Tesisi’ni, HÜRJET Iron Bird Tesisi’ni, HÜRJET Yakıt Test Tesisi’ni, platformlarımız için Tam Boy Statik Testi süreçlerini yürüttüğümüz tesisleri, Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Tesisi’ni tamamladık ve test süreçlerimiz devam ediyor. Zaman ve mali açıdan avantaj sağlayacak olan bu tesisler, yerli ve milli imkânlarla geliştirilmiş oldu. Böylelikle elde edilecek olan test verileri ile havacılık ve uzay platformlarının tasarım verilerinin ülkemizde kalması sağlanacak.

“2023 havacılıkta önemli kilometre taşı olacak”

Üzerinde çalışılan projeler neler?

Bu projelerle ilgili son durum nedir? 2023 yılı Cumhuriyetimizin 100’üncü ve şirketimizin 50’nci yılı olurken, diğer taraftan ülkemiz için havacılık alanında kilometre taşı niteliğindeki önemli projeleri gökyüzü ile buluşturacağımız bir yıl olacak. Bu kapsamda baktığımız zaman, HÜRJET’imiz montaj hattında ilk uçuş için gün sayıyor, dünyanın sayılı teknolojilerinden 5’inci nesil savaş uçağımız Milli Muharip Uçak (MMU) ilk prototipi ile dünya sahnesine çıkacağı tarihe hazırlanıyor, ATAK 2 için üretim çalışmalarımız hızla devam ediyor. Diğer taraftan uçak grubumuzda HÜRJET ve MMU’nun yanı sıra HÜRKUŞ’umuzu Nijer ve Çad’a uğurlamak için üretim çalışmalarımıza devam ediyoruz. Helikopter grubumuzda ise ATAK 2 çalışmamızın yanında T625 GÖKBEY’imizin seri üretim aşamaları ile test ve sertifikasyon süreçleri de devam ediyor. T70 Genel Maksat Helikopterimizin geliştirme ve üretim faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. T129 ATAK Taarruz Helikopterimizin yeni teslimatları için üretim faaliyetlerimize devam ediyoruz. 10 Ton sınıfı Genel Maksat Helikopteri için de çalışmalar yapıyoruz. İHA grubumuzda ses üstü Süpersonik İHA çalışmamız devam ediyor. AKSUNGUR’umuza Sonobuoy dediğimiz akustik dinleme yeteneği kazandırma çalışmamızı sürdürüyoruz. ANKA için üretim ve teslimatlarımıza devam ediyoruz. Uzay alanında GÖKTÜRK 1 ve GÖKTÜRK 2 devletimizin uzaydaki gözü olmaya devam ediyor. GÖKTÜRK 1’in görev süresinin dolmasına mukabil yerini alacak GÖKTÜRK Y için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni nesil gözlem uydusu GÖKTÜRK 3 Sentetik Açıklı Radar (SAR) Yer Gözlem ve Keşif Uydu Sistemi için çalışmalarımız var. Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nde TÜRKSAT 6A için entegrasyon ve test faaliyetlerimize devam ediyoruz. Yapısal alanda AIRBUS ve BOEING başta olmak üzere birçok havacılık devi için yıllık 500 milyon dolara yakın hava yapısalları kapsamında kritik bileşenlerin üretim ve teslimatını gerçekleştiriyoruz.

“Türkiye'nin ilk uydu ihracatına imza attık”

Envanterdeki ürünlerin ihracatları ne durumda? Ürünlere küresel ölçekte nasıl bir ilgi var?

Geliştirdiğimiz platformlar, dünya ile rekabet edebilecek yeni nesil platformlar. Global havacılık endüstrisine baktığımız zaman aynı anda bu ürün çeşitliliğinde ürün geliştirme kabiliyetine sahip çok az sayıda ülke var. Bu anlamda hem uluslararası fuarlarda görüştüğümüz heyetler hem de şirketimize ziyarete gelen devlet ve askeri yetkililer ürünlerimize yoğun ilgi gösteriyorlar ve bu da satış anlaşmalarına yansıyor. Bugüne kadar kamuoyu ile paylaştığımız birçok ihracat haberimiz oldu ve ürün çeşitliliğimiz her geçen gün artıyor. Bazıları uçmak için gün sayıyor, bazıları hangardan çıkacakları günü bekliyor. Hali hazırda gökyüzü ile buluşturduğumuz platformlar “combat proven” yani sahada kendini kanıtlamış platformlar oluyor. ATAK, ANKA, AKSUNGUR, ŞİMŞEK ve HÜRKUŞ gibi platformlarımız için gelişmeler oldukça paylaşıyoruz. HÜRJET henüz uçmamış bir platform olsa dahi Malezya ihalesinde boy gösterdi. GÖKBEY helikopterimiz ise büyük ilgi görüyor. Uzay alanında geliştirdiğimiz yeni nesil elektrikli haberleşme uydu sistemimiz ile Türkiye’nin ilk uydu ihracatına imza attık ve geliştirme faaliyetini sürdürüyoruz. Dünya yarım asırlık tecrübemize, sunduğumuz iş modellerine ve en önemlisi ürünlerimizin kalitesine çok güveniyor. Biz de bu güveni boşa çıkarmamak için tüm çalışma arkadaşlarımızla en iyiyi hedefleyerek çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“Havacılığın tüm alanlarında dünya ile rekabet edebilecek donanıma sahibiz”

Bu ürünlerin küresel rekabet gücü nedir? TUSAŞ olarak geliştirilen ürünlerle dünyada nasıl bir rekabet gücü elde edildi?

Biz geçtiğimiz yarım asıra havacılık, uzay ve savunma alanında çok sayıda üretim kabiliyeti sığdırdık. F16 üretimi ile başladığımız bu süreçte bugün havacılığın tüm alanlarında dünya ile rekabet edebilecek donanımlara sahip, milli kabiliyetlerle geliştirilen modern ve milli aviyonik sistemlerin entegre edildiği yeni nesil hava araçları üretiyoruz. Aynı zamanda bu araçların testlerini gerçekleştirebileceğimiz tesisleri de bünyemizde kurduk, kurmaya devam ediyoruz. Teklif verdiğimiz ülkelere sadece ürünü ve ekipmanlarını değil, aynı zamanda bir iş modeli teklif ediyoruz.

Eğitimden ortak üretime kadar farklı teklifler sunuyoruz. Böylece dünyada havacılık ve uzay alanında yeni bir iş modeli tesis etmeye gayret ediyoruz. Ürün geliştirme, üretim, teslimat ve eğitimi birlikte tek elden sağlayabildiğimiz için rekabet gücü de beraberinde geliyor.

“Ciromuzun yüzde 40’ını AR-GE’ye ayırıyoruz”

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, savunma ve havacılık sektörünün yakından takip ettiği ve en büyük 100 şirketin açıklandığı ‘Defense News Top 100’de yer alıyor. Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Sürdürülebilir ve rekabet avantajı sağlayacak teknolojilere yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda yeni nesil havacılık teknolojilerini yakından takip ediyoruz. Yıllık ciromuzun yüzde 40’a yakın kısmını Ar-Ge yatırımlarına harcayan bir şirketiz. Bu kapsamda dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan ofislerimizde teknoloji odaklı Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Havacılıkta yerlilik oranını artırmak için hem yapısal hem de kritik sistemler konusunda çalışmalarımızı artırmayı hedefliyoruz. Sadece ülkemizin değil, dünya havacılık endüstrisine yön verecek teknolojiler geliştirmek için mühendislerimiz yoğun mesai harcıyorlar. Kısa vadede bu türden teknolojileri şirketimize ve ülkemize kazandırmayı, orta vadede bu türden listelerde ciro, istihdam ve ihracat rakamlarımızla ilk 10’a yükselmeyi ve uzun vadede tıpkı 5’inci nesil muharebe uçağında olduğu gibi havacılığın tüm sektörlerinde dünyadaki ilk birkaç ülke arasında bayrağımızı dalgalandırmayı hedefliyoruz.

Aldığınız uluslararası ödüller neler?

Son 5 yılda kazandığımız ödüllerden bazılarını sıralamak gerekirse; SPIRIT tarafından 2021 Success Partner, 2020 Supplier of the Year ödüllerine layık görüldük. BOEING tarafından 2021 “Gold” teslimat ve kalite performansı ile “BOEING Premier Bidder Programı” na dâhil edildik. 2019 yılında BOEING Performans ödülleri kapsamında Gümüş Kompozit ödülünü kazandık. 2018 yılında Boeing tarafından yılın tedarikçisi ödülünü aldık. Tabiiki bunlar ödüllerimizden bazıları oluyor.

“Test sürelerimiz 4’te bir oranında azalacak”

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii bu yıl daha önceden 20 bine ulaştırdığı işlemci sayısını 3 buçuk kat artırdı ve 50 bin çekirdekli yüksek başarımlı küme bilgisayar yatırımı ile bu alanda ilk oldu. Bu gelişmenin havacılık sektörüne katkısından bahseder misiniz?

Günümüzde fiziki testlerin yerini dijital testler almaya başladı. Sayıları milyonlara varan bu testleri gerçekleştirmek ve verileri analiz etmek için devletimizin büyük destekleri ile havacılık alanında ülkemizi üst seviyeye taşıyacak projelerimizi gerçekleştirmemizi sağlayacak yatırımlarımız devam ediyor. 2023 vizyon hedefleri de gözetilerek bu yatırım sayesinde hava araçlarımızın gökyüzü ile daha kısa sürede buluşturmayı hedefliyoruz. Yeni yatırım sayesinde birbiri ile bağlantılı binlerce hesaplamanın süresini 4’te 1 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Böylece özgün hava araçlarımızın proje takvimlerini de kısaltacağız. Milli Muharip Uçak’ımız başta olmak üzere tüm ürün gruplarımızda gerçekleştirilen testlerin sürelerinin kısalacağı için teknik çalışan ve verileri analiz edecek olan mühendisler de şirkete kazandırılarak istihdama da katkı sağlayacağız. Böylece birden fazla testi aynı anda analiz edebilecek insan kaynağının havacılık ekosistemine kazandırılması için de öncü olacağız.

TUSAŞ olarak kaç kişi istihdam ediyorsunuz? İstihdam politikanız nedir, istihdam açığı yaşıyor musunuz, yaşıyorsanız geliştirdiğiniz çözüm yolları neler?

Şuan şirketimizde 13 bin çalışma arkadaşımız var ve her yıl bine yakın mühendis işe alıyoruz. Projelerimiz seri üretime geçtikçe hem mühendis hem de teknisyen sayımızı artırmaya devam ediyoruz.

SKY Discover ve SKY Experience adını verdiğimiz staj programlarımız ile gençlerimizin hava aracı tasarımından üretimine tüm süreçlerde staj yapmalarına yönelik önemli çalışmalar yapıyoruz. Her yıl 3 bini aşkın mühendis adayının stajlarını şirketimizin çeşitli projelerinde yapmalarına imkan sağlıyoruz. "Mühendis Geliştirme Programı (MGP)" kapsamında, alanında yetkin mühendisler geliştirmek ve milli havacılık ekosistemine kazandırmak için kişi başı 300 saati aşkın bir eğitim programına tabi tutuyoruz. Bu mühendisler, üç faz olarak uygulanan eğitimler boyunca edindikleri yetkinlikler doğrultusunda kendilerince belirlenen bir projenin gerçekleştirilmesi için çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Gruplar halinde bir hava aracının tasarımından 3d printer'larda üretimine kadar tüm süreçlerinde görev almalarını sağlıyoruz. Ayrıca YÖK ile bir protokol imzaladık. Böylece hem üniversitelerle iş birliğimizi artırmak hem de buralarda laboratuvarlar açmak suretiyle yeni nesil teknolojiler geliştirmek için çalışmalar gerçekleştireceğiz. Kısacası üniversite ve sanayii iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Geleceğin Yetenekleri Programını geçtiğimiz yıl hayata geçirdik. Bu kapsamda “HÜRKUŞ 6-10”, “HEZARFEN 11-14”, “DEMİ- RAĞ 15-18” olmak üzere yaş gruplarına göre üç ayrı modülden oluşan “Geleceğin Yetenekleri Programı” ile ilkokuldan üniversiteye programlara dahil olan tüm çocuk ve gençlere yönelik gerçekleştirilecek birçok farklı atölye ve faaliyetler ile meslek seçimlerinde havacılık ve uzay başta olmak üzere mühendislik alanlarında bir kariyer yolu tercih etmeleri için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu projemiz çok güzel gidiyor, çünkü her yaştan genç arkadaşlar büyük ilgi gösteriyorlar. Aynı zamanda genç akademisyenlerin yetişmesi için de LIFT UP adını verdiğimiz Sanayi Odaklı Lisans Bitirme Projeleri'ne destek veriyoruz. Geçtiğimiz yıl 46 farklı üniversite ile birlikte Ar-Ge işbirliği projeleri kurguladığımız şirketimizde, LIFT UP adıyla sürdürdüğümüz "Sanayii Odaklı Lisans Bitirme Projeleri" kapsamında, 44 farklı üniversiteyle 244 adet LIFT-UP Projesine imza attık.

Milli muharip uçağında son durum nedir? Yerli motor ne zaman projeye entegre olacak?

Milli Muharip Uçak, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden biri. Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde ve şirketimizin ana entegratörlüğünde yürüttüğümüz bu projede, Türkiye’nin savunma ve elektronik sistemler üreten ve aralarında Aselsan, Havelsan, Roketsan ve Tübitak gibi öncü kuruluşların yer aldığı birçok şirket önemli katkılar sağlıyor. Şirketimiz de titizlikle parça üretimlerine devam ediyor ve kısa bir zaman sonra parça üretimlerini tamamlamayı hedefliyoruz. Sonrasında nihai montaj hattına parçaları taşıyıp 18 Mart 2023 tarihinde motor çalıştırıp hangardan çıkacak olan ilk prototip için montaj faaliyetlerine başlayacağız. Motor geliştirmek önemli bir süreç ve ilk uçağımız yerli motorla çıkmayacak. Ülkemiz her türden motoru geliştirmeye yönelik bilgi birikimine sahip durumda. Savunma Sanayii Başkanlığımız bu aşamada bir karar verecek ve ön tasarımı onaylanan motorla yola devam edilecek. Hedef ise ilk yerli motoru 2028 yılında prototip uçaklardan ikisine entegre etmek ve testlere başlamak oluyor.

“Tüm platformların yazılımları milli olacak şekilde tasarlandı”

Yerli yazılım konusunda hangi noktadayız?

Ülkemizin bir hedefi var ve bu hedef tam bağımsız bir savunma sanayii inşa etmek. Bunun en önemli aşamalarından biri de yazılımları bize ait olan platformlar ve ürünler geliştirmek. Ülkemiz bu konuda çıtayı her geçen gün yükseltiyor. Bizim bu vizyona katkımız ise tüm platformlarımızı milli yazılımlarla uçuruyor olmamız.

Milli Muharip Uçak’ımız dâhil olmak üzere tüm platformlarımızın yazılımları milli olacak şekilde tasarlandı. Bu hassasiyet sadece sektörümüzde ve şirketimizde yok. Tüm alanlarda yerli yazılımla görev yapan sistemler ve ürünler görmek mümkün ve bu durum daha da gelişerek devam edecek.