Dünyanın kalan yarısı internete girdiğinde...

Arşiv
Arşiv

Dünya genelinde internet kullanım oranı 2018 sonunda yüzde 50’yi aştı. geri kalan yaklaşık üç milyar insan henüz internetten uzak bir yaşam sürüyor. Daha net bir şekilde ifade etmek gerekirse, World Wıde Web’in 30. yılı kutlanırken, dünya nüfusunun neredeyse yarısı hâlâ çevrimiçi değil. Son zamanlarda sıkça konuşulan ve bazı ülkelerde kullanılmaya başlanan 5G teknolojisi dijital uçurumun kapatılması için imkan yaratabilir mi? Teknoloji şirketleri dünyayı ‘sanal olarak’ birleştirebilecek mi?

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) yayımladığı ‘Enformasyon Toplumunu Ölçmek’ raporuna göre, 2018 yılı sonunda dünya genelinde internet kullananların toplam nüfus içindeki payı yüzde 51,2’ye ulaştı. ITU’nun üye ülkelerden derlenen verilere dayandırdığı raporuna göre yılsonu itibarıyla dünya üzerinde yaklaşık 3,9 milyar kişi son üç ayda en az bir kez internet ağlarını kullandı. Gelişmiş ülkelerde her 5 kişiden 4’ü internete bağlanırken, çevrim içi nüfusta doygunluk oranlarının yakalandığı görüldü. Öte yandan gelişmekte olan ülkelerde ise ülkeler arasında gelişmişlik oranlarına göre internet kullanım oranlarındaki farka işaret eden ‘dijital ayrım’ olgusu da devam ediyor.

Arşiv
Arşiv

BOND İnternet Trendleri Raporu’na göre internet kullanıcı sayısı her geçen yıl artmasına rağmen artış hızı yavaşlıyor. İnternet kullanıcılarının yüzde 53’ü Asya Pasifik’te, yüzde 15’i Avrupa’da, yüzde 13’ü Afrika ve Orta Doğu’da, yüzde 10’u Latin Amerika ve Karayipler’de, yüzde 9’u ise Kuzey Amerika’da bulunuyor. Kullanıcı sayısının yüzde 21’ini Çin, yüzde 12’sini Hindistan ve yüzde 8’ini ABD oluşturuyor. Bu ülkeleri Endonezya, Brezilya, Japonya, Rusya ve Meksika takip ederken, Türkiye listede 15’inci sırada yer alıyor. En düşük internet erişimi ise Afrika’nın Sahraaltı bölgesinde. Çad, Sierra Leone, Nijer, Somali ve Eritre’nin de aralarında bulunduğu bu ülkelerde nüfusun yüzde üçünden azının internete erişimi bulunuyor.

Arşiv
Arşiv

5G teknolojisi dijital ayrımı bitirebilir mi?

Bugün bildiğimiz anlamda internetin icat edilmesinin üzerinden 30 yıl geçti ve artık bu iletişim ağı insanlığın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak, bugün World Wide Web’in 30. yılı kutlanırken, dünya nüfusunun neredeyse yarısı hâlâ çevrimiçi değil. Bugün 5G, insanların birbirleriyle etkileşim kurma biçiminde bir devrim yapmayı vaat ediyor. Fakat dünyanın çoğu halen en basit dijital teknolojileri kullanıyor.

5G ifadesindeki G, generation (jenerasyon) anlamına geliyor. Yani kablosuz internet teknolojisindeki 5. kuşağı ifade eden 5G, önceki 4G ya da 3G mobil şebekelerden daha hızlı veri transferi sağlayabilecek. 2G, tüketicilerin sesli aramalara ve temel metne erişmesine izin verdi. 3G, YouTube gibi video servislerinin büyümesini hızlandırdı. 4G, Netflix, Spotify ve diğer birçok veri yoğun uygulama barındıran hizmetleri mümkün kıldı. 5G’nin, yeni bir dijital olasılıklar dünyası açarak 100Mbps’ye kadar hızlı olması bekleniyor. Bu, yalnızca yeni nesil tüketici ve endüstriyel uygulamalara olanak sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda makineden makineye iletişimin patlamasını da teşvik edecek.

5G’nin potansiyeli tecrübe edildik-çe, bazı ülkelerde de en temel veri paketleri son derece pahalı kalıyor. Araştırmalar, Afrika genelinde 1 GB’lık verilerin maliyetinin aylık ortalama gelirin yüzde 8’ine denk geldiğini gösteriyor. Zengin dünya ile fakir arasındaki ‘dijital uçurum’un kapatılması, özellikle ekonomik kalkınmayla bağlantılı görünüyor. Araştırmalar, internet penetrasyonundaki yüzde 10’luk bir artışın, gelişmekte olan ülkeler için GSYİH’deki yüzde 1,35’lik bir artışla ilişkili olduğunu gösteriyor. Öte yandan, 5G teknolojisi gelişmekte olan bölgelerde internet erişiminin ve hizmet kalitesinin önündeki birçok engele bağlı olarak düşük bağlantı oranlarına sahip olan ülkelerde BİT altyapıları geliştirildiği sürece, dijital eşitsizlikleri şiddetlendirebilir.

Dünyanın ilk yarısını çevrimiçi hale getirmek daha kolaydı. Uzmanlara göre, gelişmiş ülkelerde internete bağlanabilirlik yüksek gelir, iyi eğitim ve yoğun kent merkezlerinin avantajıyla yayıldı. Yerkürenin diğer yarısını birbirine bağlanmanın daha zor olması bekleniyor. Araştırmalar, kırsal bölgelerde fiber bağlantı kurmanın maliyetinin çok fazla olduğunu gösteriyor.

İnterneti dünyadaki tüm insanlar için daha uygun hale getirmek amacıyla oluşturulan Uygun Fiyatlı İnternet İttifakı (A4AI) girişimi, düşük gelirli ve orta gelirli ülkelerde mevcut dijital uçurumu ortadan kaldırmanın mücadelesini veriyor. A4AI, Afrika kıtasında, Asya kıtasında Myanmar, Bangladeş gibi ülkelerde internete bağlantı maliyetini azaltmak için çalışıyor. Dijital eşitliği savunan girişim, hükümetlerin, 1 gigabaytlık veriyi ortalama aylık gelirin yüzde 2’sin-den fazla olmayacak bir maliyetle vatandaşlarına sağlaması gerektiğini savunuyor.

Arşiv
Arşiv

Tüm dünyaya internet projesi

Elon Musk‘ın kurucusu olduğu uzay teknolojileri şirketi SpaceX, Starlink projesiyle dünyanın dört bir yanına hızlı internet bağlantısı sağlamak istiyor. SpaceX 2020’li yılına kadar daha pek çok uçuş gerçekleştirerek toplamda yaklaşık 12 bin adet uyduyu Dünya yörüngesine yerleştirmeyi, böylece gezegenimizin en ücra köşelerine kadar internet bağlantısı sağlamayı amaçlıyor.

SpaceX geçtiğimiz yıl yörüngeye yerleştirdiği iki test uydusundan sonra önemli bir adım daha atarak, projenin ilk 60 uydusunu uzaya fırlattı. Cape Canaveral uzay üssünden fırlatılan Falcon9 roketi, yeryüzünden 550 km yüksekliğe yerleştirilecek uyduları yörüngeye bıraktıktan sonra, dönüş yaparak Atlas Okyanusu’nda bulunan yüzer platforma başarılı bir şekilde indi. SpaceX’in Starlink projesi, tüm Dünya’ya internet sağlamayı amaçlayan tek proje değil. “Tek dünya, tek ağ” sloganını kullanan, Airbus’ın da ortak olduğu Virginia merkezli telekomünikasyon firması OneWeb, 2020 yılına kadar alçak yörüngeye yerleştireceği 650 adet uyduyla dünyanın her noktasına genişbant internet hizmeti sunmayı planlıyor. Yine e-ticaret devi Amazon da, alçak yörüngeye yerleştireceği 3 bin 236 adet uydu ile dünyanın en ücra köşelerine, düşük gecikme süresine ve yüksek bağlantı hızına sahip internet erişimi ulaştırmak istiyor. Amazon Project Kuiper adını verdiği proje çerçevesinde dünyanın yüzde 95’ine ulaşmayı amaçlıyor.

Arşiv
Arşiv

Tüm dünya online olursa...

İnternet insanların bilgiye ve hizmetlere erişimini, bağlantı ve iletişim kurmasını, bilgiyi ve fikirleri küresel olarak paylaşımını sağlıyor. Dünyanın şu anda internet erişimi çok az olan ya da hiç olmayan bölgelerinin internetle buluşması ne gibi yeni sonuçlar doğuracak? Bu anlamda, daha ucuz mobil cihazlar çoğaldıkça ve ağ kapsama alanı dünya çapında geliştikçe dijital uçurum daralıyor olabilir. İnternete dünya nüfusunun tamamının erişmesi doğrudan küresel ekonomiye de bağlı olması anlamına geliyor.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), UNESCO ve BM Bilim ve Kültürel Ajansı tarafından kurulan Broadband Komisyonu tarafından oluşturulan raporda dünyada büyük bir oranda internete erişim sağlansa da kullanılan dillerin anlaşılmadığını ortaya koyuyor. Dünyada kullanılan 7.100 dilin sadece yüzde beşi internette kullanılıyor. Dijital uçurumun kalkması iletişimin de yerelleştirilmesi anlamına geliyor. Çevrimiçi olan milyarlarca insan 7.100 dilin yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir.

  • İnternet kullanıcılarının yüzde 53’ü Asya Pasifik’te, yüzde 15’i Avrupa’da, yüzde 13’ü Afrika ve Orta Doğu’da, yüzde 10’u Latin Amerika ve Karayipler’de, yüzde 9’u ise Kuzey Amerika’da bulunuyor. Kullanıcı sayısının yüzde 21’ini Çin, yüzde 12’sini Hindistan ve yüzde 8’ini ABD oluşturuyor.
  • Hedef internet kullanımını 2025’te yüzde 75’e çıkarmak Broadband komisyonu tarafından hazırlanan raporda, 2018’de cep telefonu şebekelerinin dünya nüfusunun neredeyse tamamını kapsama alanına alacak kadar genişlediğine dikkat çekiliyor. Şebekelerin büyük bölümünün 3G veya daha yüksek seviyede internet ağ erişimine sahip olması raporda dikkat çeken bir diğer detay. Uluslararasi telekomünikasyon birliği (İTU) ve Unesco iş birliğiyle kurulan dijital kalkınma için komisyon, internet kullanım oranın dünya genelinde 2023 itibarıyla yüzde 70’e, 2025 itibarıyla ise yüzde 75’e çıkarmayı hedefliyor.
  • Google’dan project loon projesi
  • “Dünyadaki herkesi ucuz ve sürdürülebilir bir yöntemle internete nasıl bağlayabiliriz?” Google, bu sorudan yola çıkarak 2013’te project loon’u (loon projesi) hayata geçirdi. İnternetin ulaştırılamadığı bölgelere ücretsiz hizmet götürmeyi amaçlayan Google, balon projesiyle dünya genelinde internete erişimi olmayan dört milyar insana internet erişimi sağlamayı hedefliyor.
  • Google’ın ana şirketi alphabet tarafından geliştirilen project loon, 1 milyon saatten fazla stratosferik uçuş kaydetti. Balon gökyüzünde 24,9 milyon mil yol gitti. 2011 yılından beri test edilen balonlar dünya çapında yaklaşık 40 milyon kilometre yol yaptı ve bin kez uçtu. Balonların toplam uçuş süresi de 1 milyon saati aştı.
  • Yerden 20 kilometre yükseklikte uçan balonlar olumsuz hava koşullarından ya da uçak gibi beklenmeyen durumlardan etkilenmeden internet hizmeti verebiliyor. Dağıtılacak internet, yapay zeka desteğiyle internet servis sağlayıcılarından kablosuz olarak alınıyor. Güneş enerjisini kullanarak hareket eden balonlar, rüzgarın yardımıyla dünyayı turlayabiliyor.