Enflasyonla mücadelede selektif destek ve teknoloji yatırımları öne çıkmalı
2025 yılına girerken ABD Başkanlık seçimleri küresel ekonomiyi etkileyen en önemli gelişme olacaktır. Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde daha katı korumacılık ve yeni ticaret savaşları bekleniyor. 2025 yılında özellikle vergiler ve ithalat kısıtlamaları öne çıkarken, Ukrayna’ya desteğin çekilmesi ve jeopolitik gerginliklerin artması da olası. Bu tür bir ortam, düşük teknolojili üretim yapan ekonomileri olumsuz etkileyecek.
Elektrikli otomobil pazarında lider Çin ile rekabet edemeyen Avrupalı markalar üretimlerini durduruyor. Türkiye’nin otomotiv ihracatının yüzde 80’i AB’ye yapılırken, bu değişim Türkiye için ciddi riskler barındırıyor. Türkiye ekonomisine bakıldığında, Enflasyonla Mücadele Programı’nın etkileri belirginleşmeye başladı. 2024 ihracatının 264-265 milyar dolar, ithalatın 343-344 milyar dolar, dış ticaret açığının ise yüzde 25 azalarak 79 milyar dolar olacağı öngörülüyor.
Enflasyonla mücadelede tüm kesimlerin iş birliği kritik. İhracat finansmanına destek artırılmalı, teşviklerin etkinliği ve sanayinin dönüşümü için selektif desteklere yönelmeliyiz. Emek yoğun sektörler için dönüşüm planları hazırlanmalı ve üretimi artıracak mekanizmalar devreye alınmalıdır. Yüksek teknolojili yabancı yatırımlara odaklanmalı, teşvik sistemi yeniden düzenlenerek uzun dönemli vergi avantajları sağlanmalıdır. Teknoloji transferi hızlandırılmalı ve bu yönde yeni fonlar devreye alınmalıdır. Bu tedbirlerle, Türkiye’nin küresel ekonomideki zorlukları başarıyla geride bırakacağına inanıyorum.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.