Evrensel temel gelir yoksulluğa aşı olur mu?

Arşiv.
Arşiv.

Epeydir konuşulan evrensel temel gelir, 2008 krizinin ardından yaygın işsizlik ve yoksulluğa ‘küçük’ bir çare olarak yoğun bir şekilde tartışıldıktan sonra, şimdilerde içinde bulunduğumuz pandemi döneminde yeniden hatırlandı. Çeşitli deneysel projelere de konu olan evrensel temel gelir ile ilgili olumlu ve olumsuz görüşler ortaya konmaya devam ederken, birçok uzman uygulamanın yoksulluğa karşı aşı olabileceğini savunuyor.

Yaygın bir tanımlama ile evrensel temel gelir, tek tek herkese koşulsuz olarak, çalışma gerekliliği olmaksızın periyodik nakit ödeme yapılması olarak açıklanıyor. Dünyaca ünlü milyarderler Warren Buffett ve Bill Gates, Nobel ekonomi ödüllü Peter Diamond ve Christopher Pissarides, düşünürler Milton Friedman ve Thomas Paine, teknoloji dâhileri Elon Musk ve Mark Zuckerberg tarafından savunulan evrensel temel gelir, özellikle 2008 krizi ile beraber tartışılmaya başlandı. İsviçre’de 2016 yılında yapılan ve halk tarafından onay görmeyen referandum ile çok daha geniş kitlelere tanıtılan uygulamanın geçmişi ise çok daha eskilere dayanıyor.

Evrensel temel gelir savunucular uygulamanın, çalışan yoksulluğunu azaltacağını ve insanların uzun süredir işsiz olmaları haline iş bulmalarının zorlaştığını; bu nedenle gelir desteği ile iş bulma, hatta kendi işini kurma imkanına kavuşacağını iddia ediyor. Böylece sosyal yardım sistemindeki sorunlar ortadan kaldırılabilir, orta sınıfı büyütür ve gelir eşitsizliğini azaltabilir. Evrensel temel gelire karşı olanlara göre ise birçok insanın çalışmaktan vazgeçeceği ve istihdam dengesinin bozulacağı, kamu harcamalarının artacağı ve gelir eşitsizliğinin daha da artacağı yönünde.

Uygulama sonuçları karmaşık

Evrensel temel gelirin en önemli ve en yaygın uygulaması ise 2004 yılında Brezilya’da gerçekleştirildi.
Evrensel temel gelirin en önemli ve en yaygın uygulaması ise 2004 yılında Brezilya’da gerçekleştirildi.

Evrensel temel gelir 1974-1979 yılları arasında Kanada’da Dauphin kasabasında, 8250 kişiye aylık 12 bin dolar ödeme ile deneysel bir uygulamaya konu oldu. 1979’da iktidar değişikliği ile uygulamadan vazgeçilse de programın tüm kayıtları saklandı. Tam 30 yıl sonra açılan kayıtlar incelendiğinde proje ile insanların daha mutlu olduğu, psikolojik sorunların azaldığı, genç nüfusun daha fazla eğitim aldığı ve hastaneye yatışların yüzde 8,5 oranında düştüğü ortaya konuldu.

Bath Üniversitesi’nde bir ekonomist olan Luke Martinelli ise 2017’de böyle bir planın İngiltere’ye ne kadara mal olabileceğini modellemeye çalıştı ve böyle bir projenin en düşük tahminlerle mevcut refah devleti maliyetlerinin üstüne 140 milyar sterline mal olacağını belirtti. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre ise herkese temel gelir sunmanın maliyeti 3 trilyon dolar. Bu nedenle bazı uzmanlar, temel bir gelir planının daha büyük bir nüfusta nasıl işleyeceğine dair, bunu ülke çapında yaygınlaştırmadan önce, ilk olarak bölgesel düzeyde denemenin gerekli olabileceğine vurgu yapıyor.

  • Evrensel temel gelir ile ilgili tek proje sadece Dauphin değil. 70’li yıllardan günümüze dünyanın çok farklı bölgelerinde, birçok irili ufaklı proje ile uygulama test edilmeye devam etti. Halen günümüzde de farklı projeler ile uygulama test edilmeye devam ediyor.

Korona virüsü salgınının en çok etkilediği ülkelerden İspanya, geçtiğimiz yaz ekonomisini güçlendirmeye yardımcı olmak için asgari bir temel gelir planı açıkladı. İspanya hükümeti yıllık 3 milyar euroya mal olacak ve 1 milyon kişiye ulaşacak proje ile toplumun en zayıf kesimini hedeflediğini duyurdu.

Güney Kore’de Gyeonggi eyaletinde süren bir proje, katılımcılara üç ayda bir 220 dolar ödeme yapıyor. Ancak bu projede katılımcıların sadece programı desteklemek için kaydolan yerel işletmelerde harcanmasına izin veriyor.

ABD’de California eyaletinin Stockton şehrinde başlatılan proje ile düşük gelir grubundan 125 kişiye aylık 500 dolar nakit desteği verilmeye başlandı. Birçok yoksullukla mücadele programından farklı olarak fonların nasıl harcanacağına yönelik herhangi bir kısıtlama getirilmedi. Uygulamanın ilk sonuçları, evrensel temel gelirin insanları istihdam piyasasından koparacağına yönelik eleştirileri de boşa çıkardı. Proje başladığında katılımcıların yüzde 28’i tam zamanlı işte çalışırken, bir yıl sonrasında yüzde 40’ı istihdam edilmeye başlandı.

Evrensel temel gelirin en önemli ve en yaygın uygulaması ise 2004 yılında Brezilya’da gerçekleştirildi. Ekonomik durumuna bakılmaksızın, anayasa ile ülkede herkesin temel ihtiyaçlarını karşılaması için temel gelir kavramı tanındı. İlk aşamada en yoksulları hedef alan uygulama, halen halkın yüzde 25’ine ulaştı. Bununla beraber ülkede halen milyonlarca yoksul bulunuyor.

Korona virüs pandemisinin ortaya çıkardığı ekonomik koşullar nedeniyle 1,9 trilyon dolarlık yardım paketi açıklayan Biden hükümeti de yılda 75 bin dolardan az kazanan bireylere 1400 dolarlık doğrudan nakit yardımı sağlayacak. ABD için bir anlamda evrensel temel gelirin test edilmesi olarak değerlendirilen bu yardımlar kapsamında, eylül ayı başına kadar işsizlik sigortasının haftada 300 dolar artırılması hükümleri de yer alıyor.

BM evrensel temel geliri tavsiye ediyor

Pandemi, birçok ülke ekonomisini derinden etkiledi.
Pandemi, birçok ülke ekonomisini derinden etkiledi.

Birçok uzmana göre II. Dünya Savaşı sonrasında refah devletinin ortaya çıkmasına benzer koşullarda, pandemi sonrasında evrensel temel gelir uygulamaları yaygınlık kazanacak.

  • Şu anda da birçok ülkede, farklı koşullarda uygulamalar ve pilot çalışmalar da sürüyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalar evrensel temel gelirin beslenme, çocukların okula devamı ve sağlık alanında ciddi iyileştirmeler sağladığını gösteriyor.

BM Kalkınma Örgütü (UNDP) geçtiğimiz yıl hazırladığı raporda, pandemi ile mücadele döneminde yoksullar için geçici temel gelir önerisinde bulundu. Rapor, Geçici Temel Gelir: Gelişmekte Olan Ülkelerde Yoksulları ve Savunmasız İnsanları Korumak” başlığını taşıyor.

Evrensel temel gelir savunucuları, uygulamanın istihdam sorununa yol açmayacağını iddia etse de, bazı örnekler başarısızlık nedeniyle rafa kaldırıldı. Örneğin Finlandiya’da 2 yıl önce 2000 kişi ile başlayan proje, katılımcılara verilen sabit gelir mutluluğu arttırsa da işsizliği azaltmaması nedeniyle sonlandırıldı.