Gelecekte olacakları biliyoruz

Teknolojinin gelişimi hep aynı hızda olmuyor.
Teknolojinin gelişimi hep aynı hızda olmuyor.

Geleceği anlamanın yolu, tabiatın temel kanunlarını anlamak ve sonra onları medeniyeti daha da ileriye taşıyacak buluşlara, makinelere, kavramlara ve yöntemlere uygulamaktan geçer. Geleceği öngörebilmek ise, bir kahin gibi var olmayan bir şeyi tahmin etmek değil, bugün herkesin gözünün önünde gelişmekte olanları, teknoloji ve kavramlar üzerinden düşünebilmektir.

Ünlü romancı Junes Verne 1863’te, iddialı bir çalışmaya imza attı. Gelecekten haber veren ve yaklaşan yüzyılı tahmin etmek için kullandığı “Yirminci Yüzyılda Paris” adlı bir kitap yazdı. Verne bu çalışmasında Paris’in 1960’larda gökdelenlere, klimaya, televizyona, asansörlere, yüksek hızlı trenlere, benzinle çalışan otomobillere, faks makinelerine kavuşulacağını tahmin etmişti. 1865’te “Dünya’dan Ay’a” isimli çalışmasında ise bu sefer 100 yıl sonra 1969’da Ay’a astronot gönderme işinin detaylarını tahmin etmişti. Tek büyük hatası astronotları uzaya götürmek için roket yakıt yerine barut kullanmış olmasıydı. Acaba kendisi bilim insanı olmamasına rağmen bütün bu gelişmeleri büyük bir doğrulukta nasıl öngörebilmişti? Çünkü Verne, her zaman bilim insanlarının çevresindeydi, onlara geleceğe dair sorular sorardı. Yani geleceği öngörmek için, bir kahin gibi var olmayan bir şeyi tahmin etmiyordu. Yaşadığı dönemde herkesin gözünün önünde gelişmekte olan teknolojinin, yarının insan hayatını nasıl etkileyeceğini tahmin ediyordu.

Aslında teknolojinin gelişimi hep aynı hızda olmuyor. İnsanoğlu her gün enerji tarihinin en önemli icadıyla karşı karşıya kaldı, kaynayan su, tencerenin ya da çaydanlığın kapağı fırlatıyor, yani ısıyı harekete dönüşüyordu. Fakat bir türlü gerçek potansiyel görülemiyordu. İnsanların James Watt’ın buhar gücüyle çalışan makinelerinin görebilmeleri için 400 yıl beklemeleri gerekiyordu. Ama bugün teknoloji o kadar hızlı değişiyor ki, 15 yıl öncesinin cep telefonlarına baktığımızda yüzümüze pek manalı bir tebessüm beliriyor. Ha bu arada konusu açıldığı içi düşünsenize cep telefonları hayatımıza girmezden önce birbirimizle nasıl haberleştiğimizi hatırlamıyoruz bile. Dolayısıyla insan hayatını değiştiren ve geliştiren her yeni teknoloji, bir süre sonra vazgeçilmez oluyor.

Teknolojinin her zamankinden çok daha hızlı değiştiği ve çok daha fazla insanın hayatına etkiler yaptığı bir dönem yaşıyoruz. Hepimizin, bu kavramları anlaması ve kendini bu kavramların şekillendireceği geleceğe hazırlaması gerekiyor. Bu kavramları anlamak, geleceğin nasıl olacağını anlamamızda hepimize bir yol haritası demektir. Tabii ki bu tanımın içine sadece aletleri değil, fikirleri, kavramları, sistemleri, çözümleri de dâhil etmemiz gerekir. Geleceğin kavramlarını ve teknolojileri anlayıp yöneten şirketler her zaman rakiplerine fark atacaktır.

Haydi biz de Junes Verne gibi geleceğe dair öngörüleri 10 kavram üzerinden yapalım

Paylaşım ekonomisi

Gelecekte kullanılmayan evlerin (Airbnb) ve otomobillerin (Uber) paylaşıldığı iş modelleri ön planda olacak. Ürün ve hizmetlerin paylaşıldığı ve paylaşımların daha da büyüdüğü bu iş modeli en çok gelişecek ve çeşitlenecek yapılardan. Bu sistemle satın almak yerine kiralamalara ve ödünç almalarına olanak yaratmak. Güncel, canlı, paylaştıkça büyüyen bir anlayışla tasarlanan ve kendini devamlı gündemde tutan bu modelde, ürün ve hizmetlerin farklı kaynaktan beslenecek ve çeşitlenecek. İhtiyaç duyulan ürün veya hizmetler, insanların satın alıp, onlara sahip olmaları yerine, ürünleri insanların kullanımına açılıyor.

Kendini sürekli geliştir

Gelecekte sadece bitmiş ürünler değil sürekli kendisini geliştiren, kendi iklimini yaratan (Ipod, Iphone, Ipad, Imac vs.) ürünleri üreten markalar söz sahibi olacak. Yaşayabilmek için zamana ayak uydurmak zorunda kalacak olan şirketler, ürün ve hizmetleri sona ermiş bir faaliyet şeklinde değil zamanın değişen ihtiyaç ve gerekliliklerine uyum sağlayan, sürekli gelişmeye açık bir yapılanma olarak görmek gerekiyor. Bir hedefe varmaktan ziyade sürekli iyileşen “olgunlaşmaya” ve “pişmeye” devam bir süreçten bahsediyoruz. Yazar Kevin Kelly, bu durumu bir süreç olarak tanımlar ve adına “Becoming” adını verir. Ona göre yakın gelecekte hayatımızı şekillendirecek 12 teknolojik kavram içinde “Becoming” de vardır.

Büyük veri ve etkileşimde olmak

İşletmeci, yönetici veya tüketici olarak Big Data’nın hem parçası hem de kullanıcısı rollerindeyiz. Bu bilgi deryasını doğru yorumlamak bizi yarınlara taşıyacak. bu verilerin analiz edilmesi, anlamlandırılması, belli paternlerin ve trendlerin oluşturulması şirketlerin gelecekleriyle ilgili stratejik planlar yapmalarında, problemleri etkili bir şekilde çözmelerinde ve ürün/hizmetlerini müşterilerinin ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda geliştirmelerinde büyük rol oynamakta.

Pazarlama anlayışı tümüyle bambaşka bir mecraya göre şekillenecek. “Büyük veri” vasıtasıyla müşterilerin her türlü tercih ve günlük ihtiyaçları belirlenecek. Müşterilerinin ve hedef kitlesinin sesinin ve tercihlerini dinleyen şirketler, ürün ve hizmetleri gerektiğinde kişiselleştirilecek. Tüketicilerle interaktif ilişkiler içinde olan şirketler, insanların tüketirken aynı zamanda ürettikleri hizmet ve ürünler ön planda olacak

Ürünlerini akıllaştır

Ürünlerini akıllı hale getirmeyen şirketler, bunu gerçekleştiren rakipleri tarafından silinecek. Gelecekte içlerine çip konulan hemen hemen her şey akıllı olacak. Yakın gelecek de bugün için artık sıradan olan ürünlere bile “akıllı özellikler” kazandırılacak. Bütün ürünlerin içine bilgi ve akıl katmak, daha pratik, işlevsel, ekonomik, ekolojik ürünler tasarlamak ve çözüm yolları geliştirmek geleceğe damga vuran en önemli çözüm modellerinden biri olmaya aday. Başta nanoteknolojinin uygulandığı modeller yani kir ve leke tutmayan, kendi kendini temizleyen boyalar, akıllı tahtalar, bir hayli revaçta olacak.

Mobilleşme ve online

Bundan 20 yıl önce cep telefonlarını birçok girişimci “macera” dolu bir iş olarak görüyordu. Oysa, cep telefonları hepimizin hayatını kökten değiştirdi. Bundan 30 yıl önce internetten bahsedilse; bu teknoloji sayesinde dünyanın dört bir yanından insanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, dünyanın bütün bilgilerine tek bir tıkla ulaşabilecekleri, alışveriş yapabilecekleri, birlikte üretim yapabilecekleri söylense buna pek az insan inanırdı. Cep telefonlarına artık her an ve her zaman “bağlı” haldeyiz. Görünen o ki, yakın geleceğimize yön verecek en önemli kavramlar bağlı (online) ve hareket halinde (mobil) olacak. Bu arada akıllı telefonlarımız bizi bizden daha iyi bildiğinden bizim açımızdan hayati kararları bilgisayar algoritmaları alacak.

Çoklu ekranlar

Tabii ki, bugünkü hayatımızın neredeyse ayrılmaz bir parçası olan ekran ve özellikle dokunmatik ekranlar daha da yoğunlaşacak. Yakın gelecekte insanların bağlı olacağı ekranların sayısı daha da artacak. Şirketler, insanların hayatlarında önemli bir yer teşkil eden “çoklu ekranları” dikkate almak zorunda kalacak. Aynı anda kullanılan televizyon, akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlar birbirlerini besleyecek. Dolayısıyla şirketler, nesnelerin birbiriyle bağlı ekranlara daha fazla içerik üretmek zorunda kalacak.

Yapay zeka ve nesnelerin interneti

Geliştirdiğimiz yazılımlar sayesinde yapay zekalar çok fazla işi birden yapıyorlar. Daha iyi araba kullanıyorlar, hastalıkları daha iyi teşhis ediyorlar. 20-30 yıl içinde tüm işlerin yüzde ellisi bilgisayarlar tarafından yapılacak. Dolayısıyla, makinelerin birbirleriyle haberleştiği, yapay zekanın desteklediği “akıllı otomasyon” sistemleri daha da gelişecek. Günlük hayat içinde en basitinden en karmaşık yapılara kadar kullandığımız eşyalar daha da akıllanacak ve internet üzerinden birbirleriyle iletişime geçecek.

İnsansız ve sürücüsüz araçlar

ABD’de her yıl neredeyse 40 bin insan trafik kazası nedeniyle hayatını kaybediyor. Her ne kadar geçenlerde Tesla Motor’a ait otonom bir araç ilk ölümlü kazasını yapmış olsa da, İleride araba kazası ifadesi tümüyle ortadan kalkabilir.

Şu an için emekleme aşamasında olsalar da gelecekte, adlarına bağımsız, otonom ya da sürücüsüz araçlar, günlük hayatın ayrılmaz ritüellerinden olacak. Başta Google ve Tesla gibi teknoloji şirketlerin denetiminde çalışmaları devam eden sürücüsüz araç sektörü daha da gelişecek. Bu arada bugün taksi, otobüs, kamyon kullanan milyonlarca şoför var. Kendi kendine idare eden arabalar sonrası onlara ihtiyaç kalmayacak. Belki de bugün milyonlarca insanın para kazandığı ulaştırma sektörü sadece birkaç şirketin elinde olacak. Sürücüsüz araçlar kazaları azaltacak ama işsizliği artıracak. Fizikçi Stephen Hawking, teknoloji milyarderleri Bill Gates ve Elon Musk da geçtiğimiz yıl benzer bir uyarı yapmıştı. Hawking yapay zekanın insan ırkının sonunu getirebileceğini belirtmiş, Musk ise yapay zekanın “varoluşumuza en büyük tehdit” demişti.

  • Geleceğe yön verecek kavramları anlamak, bunların ipuçlarını yakalamak, teknolojik gelişmeleri anlamak onlar henüz bir ürüne dönüşmeden fark etmek, bireylere ve kurumlara rekabet üstünlüğü yaratır.

Bu arada insansız hava araçları Drone'lar, kullanılmaya başladığı ilk günden bu yana, bir şekilde hayatımı önemli ölçüde etkilemeyi başardı. İlk olarak askeri çıkarlar doğrultusunda kullanılmaya başlayan insansız hava araçları, taşıma, fotoğrafçılık, ilk yardım gibi alanlar olmak üzere faaliyet gösteriyor. Drone’ların gelecek yıllarda kullanım alanları genişlemesi bekleniyor.

Robotlaşma

Robotların insanların işlerini kapması beraberinde “gelir dağılımı eşitsizliği”ni de getirecek.
Robotların insanların işlerini kapması beraberinde “gelir dağılımı eşitsizliği”ni de getirecek.

Başta endüstride kullanılan robotlaşma ve robot teknolojisi, gelecek yıllarda birçok alana nüfuz edecek. Askeri alanlarda kullanılan robotlara yeni özellikler eklenecek. Silahlı robotların bazıları rehine operasyonlarında ön plana çıkacak. Her türü kurtarma robotları gibi ile günlük hayatımızın içinde yer alacak.

Teknoloji iki tarafı keskin kılıç gibidir, çözüme ulaştırdığı sayıda problem yaratır. Kötü haberi günün sonuna bıraktık. ABD’de Rice Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, 2045’te insanların yaptığı işlerin yarısının robotların yapacağını ortaya koydu. Araştırmaya göre, önümüzdeki 30 yıl içinde özellikle orta sınıf gelir sahibi kişilerin yaptığı işler tehdit altında. Robotların insanların işlerini kapması beraberinde “gelir dağılımı eşitsizliği”ni de getirecek. Hatta dünya nüfusunun yarısı işlerini kaybedecek.

Basit, küçük ve hızlı

Dünyadaki en iyi şirketleri, daha ucuza mal satmaya çalışan veya en karlı şirketler değil oyunu değiştirenler, farklı bir yol izleyenler arasında çıkıyor. Geleceğin tarihini de büyükler değil küçük şirketler yazacak. Çünkü çok daha hızlılar, inovatif fikirlere çok daha hızlı adapte oluyor ve uyguluyorlar. Büyük şirketler ise büyük tankerlere benziyor, manevra kabiliyetinden yoksunlar. Bazıları belki küçük olabilir ama çok başarılılar. Kimisi hızlı büyüyen pazarlara yönelik stratejiyle öne çıkıyor, kimisi niş bir hedef kitleyi alıyor odağına. Pazarlama Gurusu Peter Fisk geleceğe uzanmak isteyen şirketlere 'müşterinizin hayatını iyileştirmeye odaklanın' çağrısı yapıyor. Peki bu nasıl olacak? Odaklanarak. Stratejinize odaklanmanız gerekiyor. Büyük holdingleri ele alalım. Birçok sektörde farklı işler yapıyorlar. Odağı bulmaları oldukça zor. Çok fazla mesaj var her yerde. Gelecek ise daha basit mesajlarda, basite indirgemekte.