Gri listeden çıkmaya son bir adım

Gri liste
Gri liste

Ekim 2021'de Mali Görev Gücü (FATF) gri listesine dahil edilen Türkiye, 20 ayın sonunda yaptığı düzenlemeler ve hükümetin girişimleri ile bu listeden çıkmaya çok yaklaştı. Mevcut durumda tüm FATF standartlarına uyum sağlanırken, Türkiye'nin bir sonraki rapor döneminde, gri listeden çıkması bekleniyor.

21 Kasım 2021’de kara para aklama ve terörizmin finansmanı konusunda yetersizlikler nedeniyle FATF tarafından gri listeye alınan Türkiye, geçen süre zarfında yaptığı düzenlemeler ile stratejik eksikliklerini giderdi. 2021’de siyasi nüfuz sahibi kişilerle ilgili önleyici tedbirler ve yeni teknolojiler için ilave önleyici tedbirler başlıklı tavsiyelerde mevzuatın uyumsuz olduğu sonucuna varılırken; Türkiye’nin gri listeye alınmasında, FATF’ın 40 tavsiyesinden 11’ine tam uyumlu, 20’sinde büyük ölçüde uyumlu, 7’sinde kısmen uyumlu ve 2’sinde uyumsuz notu verilmesi belirleyici olmuştu. 2011 yılında da gri listeye giren Türkiye, o dönemde kabul edilen yeni düzenlemeler ile FATF standartlarına yeniden uyumlu hale gelmiş ve yine Mehmet Şimşek’in maliye bakanlığı döneminde, 2014’te bu listeden çıkmıştı.

Gri liste ne anlama geliyor?

Artırılmış izleme altındaki yetki alanları, diğer bir isimle gri liste ülkelerin işbirliği yaptığı, ancak tüm tavsiyelere tam olarak uyumlu olmadığını gösterirken, bu ülkeler, gerekli düzenlemeleri yapmaları konusunda teşvik ediliyor. Gri listedeki ülkelerden mali düzenleyici mevzuatını geliştirme, yasa uygulama çabalarını artırma ve kara parayla mücadelede uluslararası işbirliği bekleniyor. Ülkeler gri listeden çıkmak için FATF’ın açıkladığı zaman çizelgelerine uymak ve uyum eksikliklerini en kısa sürede çözmek zorunda. FATF gri listesinde yer almak hem ülkeler hem de şirketler için önemli sonuçlar doğuruyor. Uluslararası kuruluşlardan (IMF, Dünya Bankası vb.) ve ülkelerden ekonomik yaptırımlar, uluslararası kuruluşlardan ve ülkelerden kredi alma sorunu, dış ticarette azalma ve uluslararası boykot gri listede yer alma sonucu ortaya çıkan riskler olarak göze çarpıyor. Yabancı yatırımların azalması ve itibar kaybının yanı sıra artan uyum maliyetleri, gri listede yer almanın diğer dezavantajları olarak değerlendiriliyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşları, ülke notunun belirlenmesinde FATF açıklamalarını da dikkate alıyor. IMF tarafından yayınlanan bir rapora göre ise FATF tarafından gri listeye alınmak, sıcak para girişinde milli gelirin yüzde 3’ü oranında azalma ortaya çıkarıyor.

Uyumsuz standart kalmadı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelir gelmez dikkat çektiği gibi gri listeden çıkmak birçok açıdan büyük öneme sahip. Gri listede olmanın olumsuzluklarına dikkat çeken Şimşek, her fırsatta bu listede yer almanın sermaye akışının gayrisafi hasılanın belli bir oranı kadar azalması ve sendikasyon kredilerinde maliyet artışı yarattığına dikkat çekiyor. FATF tarafından yayınlanan son rapora göre, Türkiye kara para aklama ve terörizmin finansmanı konusunda önemli ilerlemeler kaydetti ve 6 tavsiye konusunda yeniden derecelendirildi. Böylece Türkiye 40 FATF standardından 39’u ile uyumlu olarak ilan edildi. FATF Türkiye’yi değerlendirdiği raporda, daha karmaşık kara para aklama soruşturması ve terör olaylarında daha fazla mali soruşturma tavsiyesinde bulunurken, yeni teknolojiler konusunda da Türkiye’nin uyumunu artırması gerektiğini belirtiyor. BPN Ödeme ve E-Para Hizmetleri İç Sistemler Direktörü Şadi Arda Akay’a göre gri listede yer alan diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin gerek ekonomik kalkınmışlık gerekse hukuki zemini açısından bu listede bulunmaması gerekiyor. “Bir gerçek kişinin yurt dışında yaşayan bir akrabasından gönderilen ya da yurt dışındaki akrabasına göndermek istediği düşük tutarlı yabancı para bedelleri bile yabancı bankalar tarafından ekstra sorulara tabi tutulabilmekte hatta işlemler engellenmektedir. Ayrıca ticari kuruluşların yurt dışından elde edecekleri fonlara ulaşmaları da zorlaşmaktadır” şeklinde konuşan Akay, Türkiye’nin gri listeden çıkması sonrasında Türk parasının değer kazanması ve ülke milli gelirinde yaklaşık yüzde 3’lük bir artış gerçekleşmesinin öngörüldüğünü de sözlerine ekliyor.