Hayatın sürdürülebilirliğine hizmet ediyoruz

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli.
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli.

Sigortacılık sektörünün karlılığını olumsuz etkileyen faktörlere rağmen, prim üretimi Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 96 artışla 107,3 milyar lira oldu.

Enflasyon ve kur etkisine rağmen, vatandaşların sigortaya olan ilgisi ve teveccühünün sürdüğünü belirten Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, 2022’nin ilk yarısında en yüksek büyümenin kasko sigortalarında gerçekleştiğini söylüyor. Şirketler bu yılın ilk 6 ayında kaskoda 14,7 milyar TL prim üretti ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 147 büyüme gerçekleştirdi. Yılın ilk yarısında trafik sigortalarında ise şirketler 18,7 milyar TL prim üreterek, geçen yılın aynı dönemine göre trafikte yüzde 95 büyüme sağladılar. Sağlık sigortalarında ise bu yılın ilk yarısında 12 milyar TL prim üretildi, bu da geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 88 prim artışı anlamına geliyor. Devlet katkı oranının 5 puan artışla yüzde 30’a çıkması ile BES’e ilginin artarak sistemin de büyüdüğünü aktaran Benli, “Dünyanın hiçbir yerinde olmayan destekler ülkemizde bulunuyor. Finans sisteminin en önemli başarı hikâyelerinden biri olan ve 19 yıldır başarılı şekilde, her geçen gün güçlenen Bireysel Emeklilik Sistemi’mizle gurur duyuyoruz” sözlerini ekliyor.

Sigorta sektörü 2021 yılı Temmuz dönemine göre 2022 yılı Temmuz döneminde sektördeki teknik olumsuzluklara rağmen yüzde 96 oranında büyüme kaydetti. Bu rakamı nasıl değerlendirirsiniz?

Sigorta sektörü prim üretimi Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 96 artışla 107,3 milyar lira oldu. Hayat dışı prim üretimi yüzde 101,4 artışla 91,8 milyar lirayı; hayat prim üretimi ise yüzde 69,1 artışla 15,4 milyar lirayı buldu. Prim üretimindeki yükselişe rağmen kârlılıkta yaşanan düşüşün temel nedeni olarak, enflasyonist etkiden kaynaklı maliyetlerdeki ve genel giderlerdeki artış ifade edilebilir. 2022 yılının ilk yarısında hayat ve emeklilik sigortalarının teknik kârı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15’lik artışla 2,3 milyar TL, mali gelirlerle birlikte net kârı ise yüzde 56 artışla 4 milyar TL oldu. Hayat dışı sigortaları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 93 oranında düşerek 282 milyon TL teknik kârla sonuçlandı. Mali gelirlerle birlikte ise sektörde toplam 5,6 milyar TL net kâr elde edildi. 2021 yılı sonunda OKS ve Devlet Katkısı dâhil 244 milyar TL seviyesinde olan fon büyüklüğü, 31 Ağustos 2022 tarihi itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80 artışla 340 milyar TL’yi aştı.

En yüksek büyüme kasko sigortalarında

Penetrasyon artışı ile milli gelire 421 milyar TL destek sağlayacağız.
Penetrasyon artışı ile milli gelire 421 milyar TL destek sağlayacağız.

2022’nin ilk yarısında sigorta sektörünü nasıl bir süreç yaşadı?

2022 yılı kolay başlamadı. Biliyorsunuz, sigorta şirketlerimiz fiyatlama politikalarını uygularken özellikle enflasyon ve kur etkisinin göz önünde bulunduruyor ve iki göstergede de bizleri hayli zorlayan eğilimler söz konusu. Tüm bu ekonomik koşullara rağmen vatandaşların sigortaya olan ilgisi ve teveccühünün de sürdüğünü belirtmek isterim. ‘Sigorta, kıymet bilmektir’ diyerek çıktığımız bu yolda sigortaya ilgiyi, sektör olarak doğru işler yaptığımızın önemli bir göstergesi kabul ediyoruz.

Bu eğilimin sonucu olarak sigorta sektörümüzün, toplam prim üretimi bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 93 büyüdü. Enflasyonla mukayese edildiğinde ise reel büyüme yüzde 8. Aynı dönemde hayat dışı sigortalar reel olarak yüzde 10,3 büyürken, hayat sigortaları ise yüzde 3,4 küçüldü. Yüksek kredi faiz oranları nedeniyle bankaların verdikleri kredilerdeki azalmanın küçülmede etkili olduğu görüşündeyiz. 2022’nin ilk yarısının verileri branş bazında incelendiğinde; en yüksek büyüme kasko sigortalarında. Şirketler bu yılın ilk 6 ayında kaskoda 14,7 milyar TL prim üretti ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 147 büyüme gerçekleştirdi. Yılın ilk yarısında trafik sigortalarında ise şirketler 18,7 milyar TL prim üreterek, geçen yılın aynı dönemine göre trafikte yüzde 95 büyüme sağladılar. Sağlık sigortalarında ise bu yılın ilk yarısında 12 milyar TL prim üretildi, bu da geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 88 prim artışı anlamına geliyor. Söz konusu branşın içindeki tamamlayıcı sağlıkta ise 2,8 milyar TL tutarında prim üretimi ile yüzde 136 oranında bir büyüme yaşandı.

Her 100 TL primin 231 TL gideri oluyor

Trafik sigortaları ve kasko fiyatlarındaki yükselişin sebebi nedir?

Sektör olarak teknik tarafta kâr ediyoruz ancak ilk yarıyıl itibarıyla zorunlu trafik sigortasındaki teknik zarar sektör karlılığını olumsuz etkiliyor. Yürürlükteki trafik poliçe adedimiz 21 milyona yakın ve yılın ilk yarısında, trafik branşında net hasar prim oranı yüzde 202, net bileşik rasyo ise yüzde 231. Şirketlerimizin yazdıkları her 100 TL prim için, hasar ödemeleri, tazminat karşılıkları, aracı komisyonları, genel giderler dâhil 231 TL gideri oluyor. Yılın ilk yarısında trafik branşında teknik zarar 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Kasko branşında 2021 yılı ilk yarısında 1,2 milyar TL teknik kâr elde edilirken bu dönem 503 milyon TL teknik kâr elde edildi. Kaskoda net hasar prim oranı yüzde 106 yükseldi ve net bileşik rasyo yüzde 35 oldu.

Bu zararın başlıca nedeni, sektörümüzün en önemli üretim kaynağı olan motor branşındaki maliyetlerin ciddi oranda artması. Bu etkiyi iki parçaya bölmek lazım; ilki maliyet bazlı etki, diğeri ise araç ve yedek parça tedarikinde yaşanan koşullara bağlı arz yönlü etki. Yılın ilk çeyreği gösteriyor ki, gerçekleşen tazminat ödemelerini; enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalar ve buna bağlı olarak yedek parça maliyetlerinde ve araç değerlerinde meydana gelen artışlar ile parça tedarikinde yaşanan sorunlar, ilave olarak da asgari ücretteki artışa bağlı işçilik maliyetlerinin artması, trafik sigortasında tüm bunlara ek olarak asgari ücrete bağlı olarak bedeni tazminat maliyetlerindeki artış etkiledi. Dolayısıyla tazminat tutarları, prim tutarlarına göre daha fazla arttı.

Kovid-19 süreci sigorta sektörünü ne yönde etkiledi? Geçtiğimiz senenin rakamları nasıldı?

Bilindiği üzere pandemi, dünyada olduğu gibi ülkemizdeki tüm sektörleri derinden etkiledi. Sigortacılık sektöründe branş bazında değerlendirirsek; oto sigortaları açısından, salgın öncesinde düşüş eğilimindeki kaza frekansı, pandemiden bağımsız olarak hasar dosya adetlerini düşürdü. Ancak salgın nedeniyle uygulanan tedbirler kapsamında vatandaşlarımızın trafiğe çıkışlarının azalması kaza frekansının daha da düşmesine katkı sağladı. Sigortacılık tekniği açısından ele alındığında trafik kazalarının azalması, tazminat taleplerinin azalmasına, dolayısıyla bu dönemde trafik sigortalarında hasar/prim oranlarının düşmesine neden oldu. Ancak diğer taraftan, bu dönemde ne yazık ki yedek parça tedarikinde sorunlar yaşandı. Bu durum hem trafik hem de kasko sigortası maliyetlerini olumsuz etkiledi. Öte yandan pandemi sonrası dönemde, trafikte seyreden araç sayısındaki artışla birlikte hasar frekansları yeniden eski seviyesine döndü. Trafikte, 2020 yıl sonunda yüzde 87,7 olan hasar prim oranı, 2021 sonunda yüzde 113,9 olarak gerçekleşti. Benzer şekilde kaskoda, 2020 yıl sonunda yüzde 64,2 olan brüt Hasar/Prim oranı, 2021 yıl sonu itibarıyla yüzde 88 olarak kayıtlara geçti.

2021’de küresel düzeyde ticaret canlı bir seyir izledi ve bu da ülkemizin dış ticaret hacmini dolayısıyla yük sigortaları talebini destekleyerek prim üretimini artırdı. Ayrıca bu süreçte emtia fiyatlarının yükselmesine bağlı olarak taşınan yük sigorta bedellerinin artması ve döviz kurlarının yukarı yönlü seyretmesi de yük sigortaları prim üretimini olumlu yönde etkiledi. Aynı zamanda hızla artan e-ticaret hacmi ve yaygınlaşan dijitalleşme, siber tehlikelerin çeşitlenmesi ve artmasına neden oldu. Bu da siber risklere karşı sigorta koruması ile güvence sağlanmasına yönelik ihtiyacı beraberinde getirdi. Bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak siber risk sigortasının teminat kapsamı ve içeriğinin belirlenmesi, bilinirliğinin sağlanması için siber risk sigortası genel şartlarının hazırlanmasına ilişkin süreci başlattık.

Türkiye sigortacılık sektörü penetrasyon oranının yüzde 2,2’den muadil ülkelerde gözlemlenen yüzde 4,5 seviyesine çıkması için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Belirttiğiniz gibi, ülkemizde sigortacılık sektörü penetrasyon oranı yüzde 2,2. Bu oranın muadil ülkelerde gözlemlenen yüzde 4,5 seviyesine çıkması durumunda; sektörümüzün ülkemiz millî gelirine ilave katkısının, endirekt katkılar ile birlikte, yaklaşık 421 milyar lira olacağını öngördük. Bu ilave katkı millî gelirimizde yüzde 7,5 oranında bir büyüme sağlayacaktır.

Tüm dünyayı etkisi altına alan çip krizi, sigorta sektörünü dolaylı olarak nasıl etkiliyor?

Araç bedellerinde ve yedek parça maliyetlerindeki artış sigorta bedellerinin ve hasar maliyetlerinin artmasına sebebiyet veriyor. Bu durum sektörün karlılığını olumsuz etkiliyor. 2022 yılında da devam etmesi beklenen çip sorununu, dolaylı olarak sigorta sektörünü olumsuz olarak etkilemeyi sürdürecek. Ancak, önlemlerle bu tablonun geçici olacağını ve olumlu yönde değişeceğine inanıyoruz.

BES’te 2023 fon büyüklüğü hedefi 500 milyar TL Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki çalışmalar ne yönde? Geçtiğimiz seneye göre bu senenin rakamları nedir?

Bireysel emeklilik sistemimiz yüzümüzü güldürüyor. BES’e ilgi ve sistemin büyümesi devam ediyor. Burada tabii ki en önemli etki devletimizin sisteme olan teveccühü. Bildiğiniz üzere yıl başından itibaren devlet katkısı oranı 5 puan artışla yüzde 30’a çıkarıldı. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan destekler ülkemizde bulunuyor. Finans sisteminin en önemli başarı hikâyelerinden biri olan ve 19 yıldır başarılı şekilde, her geçen gün güçlenen Bireysel Emeklilik Sistemi’mizle gurur duyuyoruz. 31 Ağustos 2022 tarihi itibarıyla, BES ve OKS’de katılımcı sayısı 14 milyonu aştı. Devlet katkısı dâhil toplam fon büyüklüğü de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80 artışla 340 milyar TL’yi aştı. Sistemde birinci yılını dolduran, 18 yaş altı BES’te ise 31 Ağustos 2022 tarihli verilere göre katılımcı sayısı 436 bini geçti. Fon büyüklüğü ise devlet katkısı dâhil 1,64 milyar TL’yi geçti. BES’te son dönemde yapılan reformlarla katılımcı sayısını ve fon büyüklüğünü çok daha iyi seviyelere taşıyabileceğimizi düşünüyoruz.