IMF'nin Arjantin'deki başarısızlığından çıkaracağı dersler

José Siaba Serrate
José Siaba Serrate

Arjantin ile Haziran 2018'de yapılan ve daha sonra apar topar 57 milyar dolara çıkarılan 50 milyar dolarlık stand-by anlaşması, ülkenin finansal piyasalara erişimini engelleyen ve ülkeyi ekonomik (ve siyasi) bir iç kaosla tehdit eden “ani bir duraklamayı” savuşturmasına yardımcı olmak için başlatılan bir girişimdi.

Tek başına anlaşmanın büyüklüğü önemli olduğu gibi, (Arjantin'in IMF kotasının yüzde 1,227 aşan) programın tamamı adeta “hızlı ve öfkeli” idi. Asya mali krizinden çıkarılan bir ders olan başarılı bir müdahalenin temel bir unsuru olarak programa sahip çıkma konusuna özel bir önem verildi. Yerel yetkililer programın tasarımında ve uygulanmasında rol alarak programın ilk versiyonu zora girdiğinde, önden yapılan bir mali destek enjeksiyonu da dahil olmak üzere önemli değişiklikleri kontrol ettiler. Ancak, bu arada nihai belirleyici olan sermaye çıkışları aynı kararlılıkta devam etti. 45 milyar dolar sarf edildikten sonra program ne sermaye kaybını durdurabildi, ne de mali ve dış sürdürülebilirliğe olan güveni geri getirebildi. En sonunda anlaşma 24 Temmuz 2020'de feshedildi.

8 Aralık 2021'de yayınlanan IMF dönem sonu değerlendirmesi raporunda "böylesine yüksek riskli bir senaryonun üstesinden gelemeyecek kadar kırılgan" olduğu düşünülen stratejide birçok hata bulundu. Bununla birlikte, IMF'nin riskin büyük olduğu durumlara her zaman müdahale ettiği unutulmamalıdır. Arjantin’de 2018’den beri, kamu borcunun sürdürülebilir olduğu, ancak bunun yüksek bir olasılık olmadığı düşünülüyordu. Yoksa gerçekten sürdürülemez miydi? Rapordan çıkarılan derslerden biri, programın sağlamlığının ihtiyatlı ancak makul temel varsayımlar kullanılarak sağlanması gerektiğidir. Alternatif varsayımlara ve krizin sebeplerine yönelik duyarlılık özellikle programların uygulanabilirliğinin bıçak sırtı olduğu fırtınalı durumlarda dikkate alınmalıdır. Raporda “Fon, hedeflerine artık gerçekçi bir şekilde ulaşılamayan programlara son vermek için hazırlanmalıdır,” tavsiyesinde bulunuluyor. Bu başarıya yönelik değil, kaybı en aza indirmeye yönelik bir reçetedir. Ve daha da önemlisi, durum kritik hale geldiğinde vaatler tersine dönüyorsa güven nasıl tazelenebilir?

Peki, programın başarı şansı var mıydı? Kriz, döviz ve kamu borçlanma araçlarından kaynaklanıyordu. Son derece değişken koşullar etkili oldu. İlk kez kendi isteğiyle uluslararası piyasalara 100 yıllık borç veren bir ülke konumundan, bir yıl içinde vatandaşlarının kısa vadeli yurtiçi yerleşik mevduatları elden çıkardıkları bir ülke haline geldi. Dolayısıyla borç, özellikle çoklu dengelere imkân sağladığı için risklidir. Kendi kendini gerçekleştirebilecek beklentilere bağlı olarak, “iyi” veya “kötü” bir sonuç ortaya çıkabilir. IMF'nin desteği, dengeyi lehte duruma kaydırmış olabilir. Ancak, Templeton veya Pimco gibi tecrübeli fon yöneticileri gerçekleşmeyen bir toparlanma üzerine bahse girerek kriz boyunca uzun peso pozisyonlarını korumuş olsa bile, müdahale Arjantin’in işine yaramadı.

Rapora göre, IMF’ye daha az borçlanma olumlu olasılıkları artıracaktı. Program sermaye akışı yönetimi önlemlerini ve kamu borcunun yeniden yapılandırılması (nominal bir kesinti olmaksızın vadelerin uzatılması) gibi bir borç operasyonunu kapsasaydı, daha sağlam olabilirdi. Görünüşe göre IMF her iki girişimi de tavsiye etmiş olsa da, bunlar yerel yetkililer tarafından reddedildi. Buradan çıkarılması gereken bir ders var; IMF, genel kabul görmemiş politikalara geçmişte olduğundan daha açık (ve eğilimli) hale gelmiştir. Söz gelimi Malezya 1998’de Asya mali krizinde sermaye kontrolünü seçtiğinde, IMF buna muhalefet etmişti. IMF desteğine biçilen büyük rol sayesinde İzlanda, on yıl sonra Fon’un himayesinde desteklere güvenerek kayda değer bir başarı elde etti. On yıl sonra ise IMF desteği, bunun tam tersi anlamına geliyordu: Zira Arjantinliler, sermaye bilançosunu tamamen açık tutmaya zorlandı. Geriye dönüp bakıldığında, bu bir hata olsa da, hazır ambalajlı kusursuz çözümler olmadığını da göstermektedir. Bu da demek oluyor ki, daha esnek ve cömert davranan IMF bile başarısız olabilir.

Yazının devamı Z Raporu 41. Sayısında