İstanbul finans merkezi ve vergi avantajları

Arşiv.
Arşiv.

Dünyanın kadim şehirleri arasında başta sayılan İstanbul, bu kez finans yönüyle tekrar öne çıkmaya hazırlanıyor. Tekrar diyoruz, çünkü onun köklü medeniyetlere ev sahipliği yapmış zengin tarihinde finans merkezi olarak da temayüz etmişliği vardı. İpek yolu ve baharat yolunun dünya ticaretinin belirleyicisi olduğu zamanlarda İstanbul, ticaretin ve finansın önemli bölgesel merkezlerinden birisiydi. Aradan geçen yüzyılların ardından küresel dünyada güçlü rakipleri arasından sıyrılabilecek mi? Bu soruya verilecek cevap hedefe ulaşmak için gerekli pek çok reform ve dönüşümün başarısına bağlı olacaktır.

Yeminli Mali Müşavir Hakkı Sayan.
Yeminli Mali Müşavir Hakkı Sayan.

Finans merkezi, stratejik konumu yanında güçlü ve yeterli finansal kurumları (borsalar, bankalar, sigorta şirketleri, aracı kurumlar vd.) ile küresel sisteme entegre, hukuk ve teknoloji altyapısı sağlam, rekabetçi ve istikrarlı bir ekonomiye sahip şehir ya da bölgeyi ifade eder. New York, Londra, Hong Kong ve Tokyo günümüzün en gelişmiş finans merkezleri olarak sayılıyor. Londra merkezli düşünce kuruluşu Z/Yen ile Çin Kalkınma Enstitüsü tarafından ortaklaşa yayımlanan Global Finansal Merkezler Endeksinde İstanbul, 2022 yılında 119 ülke arasında 64’üncü sıradadır. İstanbul’un finans merkezi olma yolculuğunda yasal zeminde atılan önemli bir adım, Ekim 2009’da Resmi Gazete’de yayımlanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Stratejisi ve Eylem Planı olmuştu. Bu belgede, İFM’nin başarısı için gerekli ön hazırlıkların ve altyapının ne olduğu doğru bir şekilde ifade edilmişti. Strateji ve eylem planı belgesinde, İFM’nin uzun soluklu ve süreklilik gösteren bir proje olduğunun altı çizilmişti. Belgede, devlet hedefe ulaşmada kendisine aşağıdaki başlıklar altında çok sayıda ev ödevi yüklemiştir.

  1. Hukuki altyapının güçlendirilmesi
  2. Finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması
  3. Basit ve etkin bir vergilendirme sisteminin oluşturulması
  4. Düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesi
  5. Fiziksel altyapının iyileştirilmesi
  6. Teknolojik altyapının güçlendirilmesi
  7. İFM organizasyon yapısının kurulması
  8. İnsan kaynaklarının geliştirilmesi
  9. İFM tanıtımının yapılması ve imajının oluşturulması
  10. Strateji ve eylem planının takip edilmesi

İFM hedefi doğrultusunda bir yandan fiziki altyapıya ilişkin çalışmalar son aşamaya getirilirken, diğer yandan İFM’nin hukuki çerçevesi ile operasyonel işleyişini belirleyen Kanun (7412 sayılı) da 28 Haziran 2022’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kanun ile İFM olarak tanımlanan coğrafi bölgeye belirli kurallar altında bazı vergi teşvikleri sağlanmıştır. Bu teşvikleri açıklamadan önce, İFM bölgesinin fiziki bölümlenmesinden bahsetmek gerekiyor. İFM, ofis alanı ve kapsam dışı alan olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Kapsam dışı alan, ofis alanı dışında kalan, AVM, otel ve benzeri yerleri içine alıyor. Ofis alanında faaliyet göstermek isteyenler (bunlar gerçek ve tüzel kişiler, bunların şubeleri ile temsilcilikleri, irtibat büroları, bölgesel yönetim merkezlerini ve ulusal varlık fonları olabilir.) Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisinden katılımcı belgesi almaları gerekiyor. İşte, vergi teşvikleri İFM’nin ofis alanında faaliyet gösteren katılımcılara ve onların bazı işlemlerine yöneliktir.

Finansal hizmet ihracatı ile sınırlı kurumlar vergisi

İFM’de faaliyet göstermek üzere katılımcı belgesi alan şirketlerin finansal hizmet ihracatından elde ettikleri kazançların yüzde 75’i kurumlar vergisi matrahından indirilebilecek. Bu oran 2022 yılından 2031 yılına kadar (bu vergilendirme dönemleri dahil) yüzde 100 olarak uygulanacaktır. Finansal hizmet ihracatı, bölgede faaliyet gösteren şirketlerin yurtdışında yerleşik kişilere sundukları ve nihai olarak yurtdışında faydalanılan hizmetlerdir.

Kanun kapsamında olan finansal faaliyetler başlıca şunlardır: Bankacılık, sigortacılık, finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansmanı, sermaye piyasası faaliyetleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, varlık yönetimi ve bireysel emekliliktir.

Şirket merkezleri ya da şubeleri İFM’de olan Türkiye’de ya da yurtdışında yerleşik şirketler, bu bölgede finansal hizmet ihracatı dışındaki faaliyetlerden gelir elde ettiklerinde ise Türkiye’deki genel vergi kuralları aynen geçerli olacaktır.

Yazının devamı Z Raporu 40. Sayısında