Karataş: "Hedef enerjide kendi kendine yetebilen ülke Türkiye"

​MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Altuğ Karataş.
​MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Altuğ Karataş.

MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Altuğ Karataş, “Enerji savaşların sebebi, güç mücadelelerinin nedeni, insanlığın en büyük ihtiyaçlarından biri ve önemi gün geçtikçe daha fazla anlaşılıyor” dedi. Enerji sektörüne dair değerlendirmelerde bulunan Karataş, “Enerji modern toplumun can damarıdır. Enerji hayattır. Teknoloji devriminin en büyük tetikleyicisidir” ifadelerini kullandı.

Dünyada ve Türkiye’de PWC’nin yapmış olduğu ‘Geleceğin Trendleri’ araştırmasında çıkan sonuçların dijitalleşme ve enerjinin ilişkisini ve önemini bir kez daha ortaya koyuyor. CEO’ların yüzde 89’u iklim değişikliğinden endişeli, yüzde 96’sı dünyanın gelişiminde dijitalleşmenin, yüzde 86’sı ise çevresel, kurumsal yönetişim ve sürdürülebilirliğin etkili olacağını, Türkiye hangi sektörler öncülüğünde gelişecek sorununa ise yüzde 62 ile en yüksek enerji cevabını veriyorlar.

MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Altuğ Karataş, enerji sektörüne dair şu değerlendirmelerde bulunuyor:

Rusya Ukrayna savaşı ile birlikte enerjinin önemini dünyadaki herkes iliklerine kadar hissetti. Konu ile direkt ilgisi olmayanlar bile ‘Enerji Arzı’, ‘Enerji Stratejisi’, ‘Enerjide Kaynak Çeşitliliği’, ‘Sürdürülebilir ve Yeşil Enerji’ gibi birçok kavramı öğrendi. Gelişmiş ülkeler arasına girmek ya da mevcut konumunu korumak isteyen ülkelerin Enerji Arz güvenliğini sağlaması en elzem konu ve bunu da sürdürülebilir hale getirmesi gerekmektedir. Aynı zamanda dünyada ortaya çıkan İklim değişikliği etkisini de ortadan kaldıracak politikalar üretilmesi şart.

Peki nasıl olacak?

Dünyada ortaya çıkan İklim değişikliği etkisini de ortadan kaldıracak politikalar üretilmesi şart.
Dünyada ortaya çıkan İklim değişikliği etkisini de ortadan kaldıracak politikalar üretilmesi şart.

İşte bu ilk sınavı Avrupa verdi. Rusya Ukrayna savaşı ile kağıt üzerinde aldığı bir çok kararın dünyanın jeopolitik gerçekleri ile uyuşmadığı ortaya çıktı. Bir kaç yıl içinde aldığı nükleerden kömüre birçok kararı iptal ederek santralleri peş peşe devreye aldı. Yine de dünyada en pahalı enerjiyi temin etmelerine rağmen enerjisiz kalma gerçeği ile yüzleştiler. Ülkeler ortaya çıkan bu durumun uzun sürmemesi ve ortadan kalkması için neler yapılması gerektiğini düşünüyor. Enerjide mevcut durumu ne yazık ki 1 günde değiştiremiyorsunuz. Uzun süreli vizyoner ve sürdürülebilir kararlar almanız gerekiyor.

Enerji ülkelerin siyasi erklerinin hızla değişimine sebep olabilecek hükümetlerin düşmesine neden olabilecek en önemli katalizör.

Türkiye ne yaptı?

Türkiye 2017 yılında ‘Milli Enerji ve Maden Politikası’nı açıkladı. Buna göre Türkiye öncelikli hedefini kendi kaynakları ile enerjide tam bağımsızlık olarak açıkladı. Bu kapsamda kendi arama gemileri ile filosunu kurup, yenilenebilir enerji ile ilgili hızlı bir gelişim süreci başlattı. Türkiye’nin ilk nükleer santrali, sıvı doğalgazı dönüştürecek FSRU terminalleri ve gemileri, yerli kömürü kullanabilecek santraller, güneş panelleri üretim fabrikaları, enerji verimliliği çalışmaları, rüzgar enerjisi ekipmanları üretim fabrikaları gibi bir çok konuda hızlı bir dönüşüm son 20 yılda gerçekleştirildi.

  • Türkiye üzerinden yeni enerji nakil hatları geçti, arama faaliyetleri Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesinde ve en önemlisi Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini yaptı, 2023’te kullanmaya başlıyor.

Gelecek enerjinin önemini daha fazla ortaya çıkarırken, Enerjide değişim ve dönüşüm gerçeğini göstermektedir

Enerjide dönüşüm nasıl olacak?

Rusya Ukrayna savaşı ile birlikte enerjinin önemini dünyadaki herkes iliklerine kadar hissetti.
Rusya Ukrayna savaşı ile birlikte enerjinin önemini dünyadaki herkes iliklerine kadar hissetti.

-Yenilenebilir enerji ve enerji depolama teknolojileri hızla gelişecek.

-Nükleer enerjiye ilgi artacak.

-Karbonsuz yakıt Hidrojen teknolojileri hızlanacak.

-Fosil yakıtlar hayatımızdan çok kısa sürede çıkmayacak.

-Karbon tutma teknolojilerine ( Carbon Capture ) yatırım artacak.

-Yeşil dönüşüm ekonomisi büyüyecek.

-Elektrifikasyon ( her şeyin elektrikle yapılması ) hayatın her alanına girecek.

-Enerjide dijitalleşme hız kazanacak

Tüm bu çerçevede MÜSİAD Türkiye’nin en büyük iş dünyası kuruluşu olarak sorumluluk alarak faaliyetlerini sürdürüyor. İlk olarak Vizyoner 21 zirvemizde Genel Başkanımız Sn. Mahmut ASMALI MÜSİAD İklim Manifestosu’nu açıkladı. İklim manifestomuzda tüm dünyaya örnek olacak tespit ve beyanımızı dile getirdi;

MÜSİAD yaratılmış her canlının kaliteli ve adil yaşam hakkı olduğuna, dünya ikliminin geleceğinin birkaç ülkenin menfaatinden daha önemli olduğuna inanır. İlkeleri ve inancı gereği insanlığa emanet olan dünyayı korumak için her türlü adımı atacağını, dünyadaki sessiz çoğunluğun sesi olabilmek için uluslararası boyuttaki tüm gücünü kullanacağını beyan eder.

MÜSİAD olarak 20 Mayıs 2022 ise MÜSİAD Uluslararası Enerji Zirvemizde Enerji Strateji belgemizi açıklayarak, enerjideki gerçekleşecek dönüşümü görerek gelecek stratejimizi açıkladık.

MÜSİAD Enerji Stratejisi kapsamındaki 3 temel prensip;

-Yerli, verimli ve teknoloji odaklı enerji üretim ve tüketimi.

-Türkiye’nin enerji sanayisinin inşa edilmesi.

-Enerjide bağımsız, güvenilir kuşak yol Türkiye perspektifi Strateji içeriğinde ise ‘Enerji Dönüşümünde Türkiye’ olarak alacağımız role ışık tutması açısından şu maddeler geçmektedir ve bu maddelerin büyüyen Türkiye için vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz;

-2050’de yüzde 75 yenilenebilir enerji.

-Enerji verimliliğine 10 yılda 20 milyar USD yatırıp 40 milyar USD enerji tasarrufu.

-Nükleer enerji ve doğalgazın geçiş dönemi yeşil enerji statüsüne alınması.

-20 yılda nükleer enerjinin payının toplamda yüzde 20’ye çıkarılması.

-Yerli enerji teknolojilerinin geliştirilmesi.

-Milli hidrojen hamlesinin başlatılması.

-10 yılda enerji dönüşümüne 200 bin yeni istihdam.

-Yalıtım ile yılda 7 milyar USD enerji tasarrufu.

-Enerji depolama teknolojilerinin geliştirilmesi.

-Kritik minerallerin sürdürülebilir temini ve güvenliği.

Tüm bu gelişmeler ışığında yapılacak çalışmalar ile 2050’de enerjide kendi kendine yetebilecek Türkiye hedefine ulaşılabilir. Hatta hidrojen dahil yenilenebilir enerji teknolojilerinde ihracat yapmak mümkün olacaktır. Şimdiden Almanya gibi ülkelerden bu taleplerde gelmeye başlamıştır.

  • Türkiye 2053 ‘e ilerlerken Enerjinin parlayan yıldızı olacaktır. Sanayisinden, üniversitelerine kadar hepimizin ödevleri bulunmaktadır. Gelecek enerjide, enerji yeşil teknolojilerde, yeşil dönüşümün geleceği ise Türkiye’de.