Kod adı: Kredi kartı

Arşiv.
Arşiv.

Kredi kartı günümüzde insanların günlük finansal işlemlerini yürütmek için başvurduğu, kullanımı haz veren dozu kaçınca pişmanlık duygusunu acımadan hissetttiren işlevsel finansal bir araç. Alışveriş yaparken de nakit avansa ihtiyaç duyduğumuzda da bizi yalnız bırakmayan her kapıyı açabilen bir çilingir. Türkiye’de Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Eylül verilerine göre 113 milyona yakın kredi kartı var. 2022 yılının aynı ayına göre yüzde 18’lik bir artıştan bahsedebiliriz. İşgücü başına düşen kredi kartı sayısı yaklaşık 3,2 adet. Aynı ay içerisinde Yaklaşık 765 milyar Türk Lirası alışveriş, 20 milyar Türk Lirası nakit çekmeden oluşan devasa bir hacimden bahsediyoruz. Ki bu hacimler sadece Yerli Kartların yurtiçi kullanımını temsil ediyor ve 2022 yılının aynı ayına göre yüzde 28,5 artışla devam ediyor. Bu noktada şunu da ifade edebiliriz uygulanan faiz artırımları kredi kartı sayılarını ve harcama tutarlarını geçtiğimiz dönemlere nazaran giderek azaltıyor.

Kredi kartının bu denli yaygın olduğu bir dönemde Areda Piar & Z Raporu işbirliği ile bireylerin kredi kartı kullanım alışkanlıklarını hem davranışsal olarak hem de finansal olarak ele alma fırsatı elde ettik. Bireylerin kredi kartı kullanım alışkanlıklarını, kredi kartına yüklemiş oldukları anlamları, kredi kartı kullanımının bıraktığı izleri, enflasyon karşısında kredi kartını nerede konumlandırdıklarını, hangi sektör için yoğunlukla tercih ettiklerini, kredi kartı borcunu ödeme düzeylerini, nakit avans ile olan duygusal ilişkilerini, çevrimiçi ticaret ile olan sınavlarını incelediğimiz bir çerçeveyi sunuyoruz aslında. Türkiye’nin NUTS-2 bölgesinde yaş, cinsiyet ve sosyo ekonomik statü özelliklerini temsil eden 1.100 örneklem ile gerçekleştirilen bu araştırma tüketiciye ayna tutarken politika yapıcıya da önemli mesajlar veriyor.

Kredi kartını aktif bir şekilde kullanıyoruz

Günümüz modern dünyasının promosyon yüklü ve ürün yerleştirmeli pazarında finansal araçların artan cazibesi kredi kartının kullanımını giderek artırıyor. Bazen hızlı ve pratik ödeme seçeneği, bazen e-ticaretin büyülü dünyasının anahtarı, bazen acil durumların güvenlik kalkanı. Tüketiciler farklı sıklıklarla ve emin adımlarla kredi kartını aktif bir şekilde kullanmayı sürdürüyor. Üstelik birden fazla kredi kartı kullanarak daha fazlasına sahip olmanın peşinde giderek. BKM verileri kurumsal olmayan sivil nüfus başına 1,7, işgücü başına ise 3,2 kredi kartına işaret ediyor. Araştırma sonuçlarımızda birden fazla kredi kartına sahip yüzde 47,2’lik bir kesime işaret ediyor.

Tüketici farklı kampanya ve limit kıskacında

İnsanların bugün birden fazla kredi kartına sahip olmasını etkileyen pek çok faktörü sırayalabiliriz. Bu, benim için farklı avantaj ve özellikler sunması olurken bir başkası için daha yüksek limitler sunuyor olması olabilir. Ya da acil durumlar için iyi bir ağrı kesici de olabilir. Araştırma sonuçlarımız öncelikli tercihin yüzde 54,2 ile farklı kampanyalardan yararlanak olduğuna işaret etse de şu önemli noktayı gözden kaçırmamalıyız: İnsanlar birinci kartlarının mevcut limitleri dolduğu için yeni bir karta sahip olabildikleri gibi nakit avans ihtiyaçları için de bu yolu kullanabiliyorlar. Burada önemli olan özellikle enflasyonist ortamda tüketiciyi bu davranışa iten sebepleri iyi irdeyelebilmekte. Çünkü tüketiciler enflasyonist ortamda son yıllarda yaşam standartlarından taviz vermeme noktasında büyük bir direnç gösteriyorlar. Bu durum da artan harcamalarını nakit akışlarıyla yani gelirleriyle finanse edemeyen tüketiciyi yine kredi kartına yönlendiriyor. Daha fazla finansal esnekliğe sahip olmak için de kredi kartını iyi bir anahtar olarak görüyorlar. Faizlerin düşük seyrettiği dönemlerde farklı finansal araçlara yatırım yapmak için cazip olan nakit avans bugün ise artan harcamaları finanse etmenin alternatif aracı olmuş durumda. Dolayısıyla son dönemde “artan talepteki artışın önüne geçemiyoruz” düşüncesinin arka planında tüketicinin bu finansal davranışları yatıyor desek yanılmış olmayız.

Finansal alışkanlığın ötesinde bir sorumluluk

Tüketicilerin ya da bireylerin ya da vatandaşların adına ne derseniz deyin toplumun yüzde 77,1’i kartının kullanmayı bir zorunluluk olarak görüyorlar. Çünkü pek çok günlük işlem artık kredi kartı aracılığıyla gerçekleşiyor. Sahip olmuş olduğu pek çok özellikle toplumun hayatını kolaylaştırıyor. Çevrimiçi alışverişlerde güvenli ödeme aracı, seyahatlerde eli açık bir yol arkadaşı, konaklamalarda değerli bir oda kartı, modern finansal yaşamın en güzide parçası. Hal böyle olunca kredi kartı bugün çoğumuz için finansal alışkanlığın çok ötesinde kullanımı haz veren bir gönüllü zorunluluk. Peki yüzde 7,4’ün ifade ettiği gibi kişisel bir zevk midir? Eğer finansal alışkanlık, harcama alışkanlığı ve sorumluluğu borç sorununa yol açmıyorsa muazzam bir keyif veriyor olabilir. Ancak dikkatsizce bir kullanım kişisel zevkten öte kişisel bir ızdırap potansiyelini de taşımıyor değil.

Önce özgürlük sonra esaret

Kredi kartı kullanmak tüketiciye deneyimsiz bir özgürlük alanı açıyor. Cebinizdeki nakiti harcamak mı, yoksa kredi kartı kullanarak cebinizdeki paranın kaldığı hissini yaşamak mı?. İnsanlar genellikle ikincisini tercih ediyorlar. Ama ikincisini tercih ederken cebindekinden fazlasını harcayarak. İşte bu davranış, harcama yapmanın getirdiği özgürlük hissinin, zamanla bireyleri mali zorluklar ve borçlarla başa çıkma sürecinde bir tür esarete sürükleyebileceği sonucunu doğuruyor. Katılımcıların yüzde 39,6’sı kredi kartı kullanmayı önce özgürlük sonra esarer duygusu ile betimliyor. yüzde 34,5’i kredi kartı kullanmayı bir özgürlük, yüzde 25,9’u ise esaret olarak simgeliyor.

Enflasyonla mücadelede kredi kartı

Bugün Türkiye’de yaşanan enflasyon süreci maliyet, talep ve beklentilerde meydana gelen dengesizliklerin bir komposizyonu olarak nitelendirilebilir. Özellikle beklentilerin yukarı yönlü seyrediyor olması insanların taleplerini öne çekmesine halen daha neden oluyor. Bugün almadığınız bir ürünü yarın daha pahalıya alacağınıza olan güçlü inanış harcamaların yarından bugüne çekilmesine neden oluyor. Böylesine bir ortamda da kredi kartı bu davranış kalıbına sahip tüketiciye önemli bir imkan sunuyor. Bunu da aslında taksitli alışveriş imkanı ile daha cazip kılıyor. Kredi kartının taksit özelliği enflasyonist süreçte tüketicinin öne aldığı harcama davranışı ile kendine güvenli bir koridor oluşturduğuna ya da kendine bir güvenlik kalkanı bulduğuna işaret ediyor. Toplumun yüzde 58,9’unun kredi kartı ile taksitli alışverişin enflasyona karşı kendilerini koruduklarına dair inançları bu durumun gerçekliğini açıkçası pekiştiriyor.

Katılımcıların yüzde 46,4’ü kredi kartı dönem borcunun tamamını ödediklerini, yüzde 30,9’u asgari ödeme tutarını, yüzde 22,7’si de asgari ödeme tutarının altında ödeme yapmak durumunda kaldıklarını ifade ediyor.

Öncelikle şunu ifade edelim ki; insanların asgari ödeme tutarını ödemeleri onlara kredi kartının borcunun tamamını ödedikleri hissini yaşatıyor. Gelirinizle asgariyi ödeyip, gelirinizden artan kalan kısmı başka harcama alanlarına yönlendirmek özellikle genç kuşaklarda bir davranış biçimine dönmüş durumda. Politika faizlerinin yükselmesinin ardından kredi kartı faizlerinde meydana gelen asgari ve azami oranlardaki artışlar ödeme kabiliyeti olmayan tüketici için tehlike çanlarının çalmasına yol açıyor.

Sihirli bir cüzdan: Nakit avans

Nakit avans kullanma alışkanlığı son dönemlerde tüketici tarafında sıklıkla tercih edilen ve olağan bir finansal davranışa dönüşmüş durumda. Bugün yaklaşık üç kişiden ikisi farklı nedenlerle de olsa nakit avansı kullanmayı tercih ediyorlar. Kimisi acil durumlar için, kimi farklı yatırım tercihleri için kimisi ise finansal akışlarını gerçekleştirmek için. Ve tüketicinin nakit avans kullanma imkanı bireye inanılmaz bir haz veriyor. Öyle ki tüketicilerin yüzde 82,8’i kendisini sihirli bir cüzdana sahip gibi hissediyor, yüzde 17,2’si süper güç hissiyatını taşıyor. Peki neden? sorusunun yanıtı basit aslında. Anında nakit ihtiyacımızı karşılıyor mu? Evet. Hızlı ve kolay erişilebilir bir finansal araç mı? Evet. Özel bir güç ve ayrıcalık hissi veriyor mu? Evet. 3 evetle uğurladığımız nakit avansı kontrol altına alamadığımız her yeni gün stresli günlerin habercisi midir? sorusunun yanıtı da sizde…

E-ticaretin gözdesi: Kredi kartları

Ticaret Bakanlığı istatistiklerine göre; Türkiye’de e-ticaret hacmi yılın ilk altı ayında 650 milyar Türk Lirası seviyesine yükselmiş durumda. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 110’a yaklaşan bir artışın olması dikkat çekici seviyede. Özellikle perakende ticaret hacmindeki artış trendinin sürmesi talep kaynaklı enflasyonunda varlığına işaret eden önemli bir gösterge. Bugün e-ticaret harcamaları ya kapıda ödeme ile, ya havale/eft yolu ile ya da kartlı işlemler ile gerçekleşiyor. Tahmin edildiği gibi harcamaların büyük çoğunluğu (yüzde 62,7’si) kartlı işlemler ile gerçekleşiyor. Yani yaklaşık 410 milyar liralık bir kartlı işlem hacminden bahsediyoruz. Ve ilgi çekici bir bilgi; en çok Salı, en az Cumartesi günleri e-ticaret hacmi gerçekleşiyor.

Bugün e-ticaretin, çevrimiçi ticaretin, online ticaretin bu denli yaygınlaşmasında internet üzerinden gerçekleşmesinin, elekronik ödeme sistemlerinin yaygınlaşmasının, geniş bir ürün yelpazesinin, küresel erişimin, kampanya ve indirimlerin, tekrarlanan alışveriş deneyimlerinin büyük payı var. Tüketicilerin yüzde 49,3’ü kolay ve hızlı alışverişi için, yüzde 42,6’sı anlık indirim ve kampanyalar için, yüzde 8,1’i ise popüler ürünleri satın almak için çevrimiçi alışverişlerde kredi kartını kullanıyor.

Bugün e-ticaretin, çevrimiçi ticaretin, online ticaretin bu denli yaygınlaşmasında internet üzerinden gerçekleşmesinin, elekronik ödeme sistemlerinin yaygınlaşmasının, geniş bir ürün yelpazesinin, küresel erişimin, kampanya ve indirimlerin, tekrarlanan alışveriş deneyimlerinin büyük payı var. Tüketicilerin yüzde 49,3’ü kolay ve hızlı alışverişi için, yüzde 42,6’sı anlık indirim ve kampanyalar için, yüzde 8,1’i ise popüler ürünleri satın almak için çevrimiçi alışverişlerde kredi kartını kullanıyor.

Tüketicilerin yüzde 17’si e-ticarette gereksiz harcamaların kişisel kontrol ve disiplin ile ilgili olduğunu, ödeme yöntemiyle ilgili olmadığını ifade ediyor. Bir diğer görüş yüzde 8,2 ile çevrimiçi alışveriş yaparken insanlar kolayca kontrol kaybedebilir ve gereksiz ürünler satın alabilirler yönünde. Son olarak ise yüzde 8,2 kredi kartı kullanmak, alışveriş deneyimini daha pratik hale getirir ve gereksiz harcamalara neden olmaz ifadesini ortaya koyuyor. Aslında tüm süreçlerine hakim olduğumuz harcamaları ve kart kullanımlarını dengeli hale getirmemiz gerektiği kanısını taşıdığımız ancak başaramadığımız bir sürecin ürünü ile karşı karşıyayız.

Araştırma sonuçlarını özetleyecek olursak;

  1. Kredi kartını aldığımız nefesten içtiğimiz suya her anımızda kullanıyoruz.
  2. Para politikası kararları ( faiz kararı) tüketicinin kullanım ve harcama hızını kesiyor.
  3. Kredi kartı kullanımının bir zorunluluk haline gelmiş olmasının sonucu; teşbihte hata olmaz “kullanmayanı dövüyorlar.”
  4. Özgürlüğün hazzını da esaretin bedelini de ödemeyi göze alabilecek dirençte bir tüketici profilinin varlığını gözden kaçırmayalım.
  5. Enflasyona karşı mücadelede ücret artışları, perakende zincirlerinin indirimleri bir yana kredi kartının taksitli alışveriş tüketici için elverişli bir kalkan.
  6. Hayatımızın her alanında kullandığımız kredi kartını en çok market ve alışverişlerimizde tercih ediyoruz. Giyim ve aksesuar, akaryakıt öne çıkan diğer iki sektör.
  7. Kredi kartının dönem borcunun ödenmesi noktasında tüketicinin daha çok bilinçlenmeye ihtiyacı var.
  8. Kredi kart faizlerinin giderek arttığı bir ortamda acı verici bir hazza dönüşmemesi tüketicinin hayrına.
  9. Kredi kartımız her ne kadar şahsımıza ait olsa da şifresini paylaşma alışkanlığımız var. Ancak neredeyse her iki kişiden birinin de şifresini en yakınları ile bile paylaşmadığını görmek dikkat çekici.
  10. Temassız işlem tüketici tarafında benimsenmiş durumda.
  11. Doğru nakit avans kullanımı hayat kurtarır.
  12. Süper güçlerinizin olması, sihirli bir cüzdana sahip olmanız sizi dizilerde havaya uçurur gerçek hayatta ise uçuruma sürükleyebilir.
  13. Çevrimiçi alışverişin büyülü dünyasında tüketici zor bir sınavdan geçiyor.
  14. Enflasyonist ortam tüketicinin dengesini bozuyor.
  15. Her ne kadar kart harcamaları mobil bankacılık ya da internet bankacılığı uygulaması üzerinden izlense de Arda Güler’i Real Madrid’e götüren uçağı izlemenin verdiği hazzı vermiyor.
  16. Tüketicinin kişisel kontrol ve disiplini sağlaması gelecek günler açısından tüketicinin faydasına.