Kripto varlık gerçeği

Arşiv.
Arşiv.

Dünyada Kripto varlıklara ilgi giderek artıyor. Küresel ölçekte kullanılan ve yatırım yapılan kripto varlık sayısı 9 bini aştı. Artan bu ilgi merkez bankalarını ve düzenleyici kurumları harekete geçirdi. Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülke kripto varlıklarla ödemeleri yasaklasa da artan ilginin önüne geçilemiyor. Dünyada kripto varlıklara en fazla ilgi gösteren ülkelerden biri de Türkiye. Yüzde 16 ile Türkiye, nüfusa oranlandığında en fazla kripto varlık sahibi olan 4. Ülke konumunda.

Kimi evini, kimi arabasını sattı, yılların birikimini kripto varlıklara yatırdı. Bir gün geldi tüm tasarruflar buhar oldu. Kripto varlık platformlarının bazılarında yaşanan buna benzer mağduriyetler, bu varlıklara olan güvenin de sorgulanmasının yolunu açtı. “Para” olup olmadığının hala önemli bir tartışma konusu olmasına rağmen dünya genelindeki kripto varlıkların sayısı 9 bini geçti. Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) dünyanın en büyük 74 ülkesi içerisinde nüfusa oranla en çok kripto varlık kullanan ülkeleri araştırdı. Listede Nijeryalılar yüzde 33 ile ilk sırada yer aldı. Türkiye ise listede yüzde 16 ile dünyada dördüncü Avrupa’da ise ilk sırada yer aldı.

Kripto varlıklar nasıl ortaya çıktı?

Onu kripto yapan unsur ise özel bir anahtar (Private Key) ile kontrol edilmesi.
Onu kripto yapan unsur ise özel bir anahtar (Private Key) ile kontrol edilmesi.
  • Blockchain Türkiye Platformu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Usta, dijital para fikrinin köklerinin 1980’lere kadar uzandığını belirtiyor. Ancak bunu merkeziyetsiz bir şekilde ilk kez gerçekleştirmeyi başaran kripto varlığın ise 2009 yılında Bitcoin olduğunu ifade ediyor.

Ahmet Usta, kripto varlıkları şöyle tanımlıyor; “Kripto para dediğimiz kavram temelde blockchain ağları üstünde oluşturulan dijital varlıklar. Bunların para kısmını oluşturan şey aslında geleneksel para kavramı ile aynı. Her ikisi de toplumsal mutabakatının bir yansıması. Onu kripto yapan unsur ise özel bir anahtar (Private Key) ile kontrol edilmesi. Anahtar kimin elindeyse ilgili kripto varlığın yani kripto paranın sahibi de o kişi oluyor ve sahip olduğu dijital kayıtları kontrol edebiliyor.”

Geleneksel finans sistemine alternatif olabilir mi?

Ahmet Usta, blockchain sistemi üzerindeki dijital varlıkların, her geçen gün güven kaybı yaşayan finansal sisteme bir alternatif olarak görmenin hatalı olduğunun altını çiziyor. Ancak bunun yıkıcı değişimden çok dönüştürücü bir etki olarak değerlendirmek gerektiğini ifade ediyor. Usta; “Kişisel görüşüm makul bir geçiş süreci içinde kripto varlıklar ile geleneksel finansal sistem birbiri içinde bütünleşecek. Ancak bir noktadan sonra düşünce yapımızdaki değişim ile birlikte geleneksel sistemlere artık ihtiyaç kalmayacağını söyleyebiliriz. Bunun için önümüzde uzun bir yol var.”

Mağduriyetlerin nedeni ne?

Kripto varlıklara karşı artan ilgi bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin sayısını da giderek artırdı. Ancak “kripto varlık borsası” olarak da nitelendirilebilecek şirketlerde yaşanan bu enflasyon beraberinde bazı mağduriyetlerin de yaşanmasına yol açtı. Sonrasında ise bu varlıkların ne kadar güvenilir olduğu sorgulanmaya başladı. Sistemde boşluklar mı vardı, temel sorun kripto varlıkların kendi doğası gereği taşıdığı özellikler miydi, yoksa mağduriyetlerin merkezindeki şirketlerde miydi?

Albaraka Türk Baş ekonomisti Dr. Ömer Emeç, yaşanan mağduriyetlerin temelinde kripto para piyasasının denetimsiz ve regülasyona tabi olmamasının yattığını belirtiyor, belirsizliğin spekülasyonların da önünü açtığını ifade ediyor. Emeç, kripto varlıkların manipülatif yapısı ve reel bir değer ifade etmemesi nedeniyle piyasaya dair öngörülebilirliği ortadan kaldırdığını kaydediyor. Gedik Yatırım - Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan ise, kripto varlıkların risklerini, “Hiçbir hukuki altyapısının olmaması, bazılarında ürünün sahibinin olmaması, yeni isimlerle sanal para çıkarmanın ve çıkarılan yeni sanal paraların hiçbir izne ve kontrole tabi olmaması, mevcut koşullarda ülke paralarındaki kullanım ve bazılarında ise emisyon kolaylığının bulunmaması, mevcut koşullarda faiz, temettü, kira getirisi vs olmaması ve üretim de girdi olarak kullanılmaması” şeklinde sıralıyor. Ahmet Usta ise mağduriyetlerin temelinde finansal okuryazarlığın düşük olmasının yattığını belirtiyor. Usta, “Kullanıcı kesiminin çok büyük bir yüzdesi kripto varlık okuryazarlığına sahip değil. Cazip teklif ve imkanlara çabuk kapılıyorlar ve sorgulamak akıllarına pek gelmiyor. Akabinde elbette yasal düzenlemelerdeki eksiklikler. En temel yaklaşım kötü niyetli yapılara karşı tüketici mağduriyetlerini engelleyecek ancak inovasyonun önünü kesmeyecek adımlar gözetilerek düzenlemelerin yapılması gerektiği. Avrupa ve Asya’da pek çok ülke başarılı şekilde bu dengeyi kuruyor.”

Yaşanan mağduriyetlerin mevzuat çalışmalarını hızlandırdığını belirten Bilişim Avukatı Sertel Şıracı ise kripto parayı şöyle tanımlıyor; “Kripto varlıklar, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklardır.” Şıracı, kripto varlıklarla ilgili altyapıların güvenilir ve şeffaf olduğunun altını çiziyor ancak, mevcut riskleri şöyle sıralıyor; “Bu varlıklara değer biçen genel olarak borsalardaki arz ve talep ile ilgili denge. Fakat normal vatandaş bu varlıkların alım satım işlemlerini teknik araçlarla yönetemiyor. Borsalar bu alışveriş işlemini çok kolaylaştıran ara yüzlere sahipler. Bu sebeple de herkes bu borsalar üzerinden işlem yapıyor. İşte bu borsaların henüz üyelerin güvenliğini teminat altına alan bir düzenleme olmaması da mağdurların zararlarını gidermeyi zorlaştırıyor.”

Yasa dışı faaliyetlerde kullanım oranı nedir?

Emeç, kripto varlıkların manipülatif yapısı ve reel bir değer ifade etmemesi nedeniyle piyasaya dair öngörülebilirliği ortadan kaldırdığını kaydediyor.
Emeç, kripto varlıkların manipülatif yapısı ve reel bir değer ifade etmemesi nedeniyle piyasaya dair öngörülebilirliği ortadan kaldırdığını kaydediyor.
  • Dijital izlerin takip edilebilmesine rağmen merkeziyetsiz yapısı kripto varlıkların yasa dışı faaliyetlerde de kullanımını kolaylaştırıyor. Ancak kripto varlıklar içerisinde illegal para transferinin sahip olduğu oranla ilgili farklı yorumlar mevcut.

Ahmet Usta illegal para transferlerinin kripto varlıklar içerisindeki oranının çok düşük olduğunu belirtiyor. Usta merkeziyetsiz yapısının aksine dijital izlerin takip edilebilir olduğunu savunuyor. Usta; “Yasa dışı faaliyetler düşünülenin aksine kripto varlık dünyasının çok küçük bir parçası. Çünkü dijital izler her yerde takip edilebilir.” Albaraka Türk Baş Ekonomisti Dr. Ömer Emeç ise, anonim yapısı ve henüz regülasyonlara tabi olmaması nedeniyle kripto varlıkların yasadışı faaliyetlerin finansman aracı olarak kullanılmasına açık kapı bırakmış durumda olduğunu belirtiyor. Emeç, “Kripto varlıkların illegal faaliyetlerin ve terörizmin finansmanında kullanımının yanı sıra kara para aklamada da kullanımı son yıllarda yaygınlaşıyor. Kripto paranın yapısal özelliklerinin illegal finansmanı oldukça kolaylaştırması neticesinde bu alanda kullanımının giderek artması bekleniyor. Kripto paralara yönelik bir regülasyon oluşturulmadığı takdirde ise bu artışın önüne geçmek mümkün olmayacaktır.”

Bilişim Avukatı Sertel Şıracı ise kripto paraların illegal para transferi için uygun bir araç olduğunun altını çiziyor. Şıracı yaşanan boşluğu şu şekilde özetliyor; “Tahsil etmek istediğiniz bir bedelin izlenmesini istemiyorsanız kripto paralar bunun için uygun bir araç. Bu özellik maalesef suç dünyasında da kullanılıyor. Örneğin ele geçirdiğiniz bir verinin ifşa edilmemesi karşılığında bir bedel istediğinizde temel sorun tahsilatın takip edilmesi sonucu yakalanmanızdır. Kripto varlıkların yapısı gereği sahiplerinin belirlenmesindeki zorluklar bu tür suçlarda bir tahsilat yöntemi olarak kullanılmasına yol açmıştır.”

Varlık mı, para mı?

Ahmet Usta illegal para transferlerinin kripto varlıklar içerisindeki oranının çok düşük olduğunu belirtiyor.
Ahmet Usta illegal para transferlerinin kripto varlıklar içerisindeki oranının çok düşük olduğunu belirtiyor.

Kripto varlıklarla ilgili tartışmaların odağında “Kripto varlıklar bir para mıdır?” sorusu öne çıkıyor.

“Para nedir?” sorusunun literatürdeki yanıtı ise şöyle; “Bir toplumun değer ölçüsü ve ödeme aracı olarak kullanmayı kabul ettiği araç.” Yani bir nesnenin para olabilmesi için öncelikle değer ölçüsü ve ödeme aracı olması gerekiyor. Bununla birlikte sadece değer ölçüsü ve ödeme aracı olması yeterli görülmüyor, ait olduğu toplum tarafından da bu özelliklerinin kabul görmesi bekleniyor. O halde literatüre göre kripto varlıklar bir para değil. Değerindeki yüksek oynaklık nedeniyle ticarette ve günlük hayatta kullanımının zor olduğunun altını çizen Üzeyir Doğan, paranın değerini belirleyen siyasi, askeri ve ekonomik gücün de kripto varlıklarda olmadığına dikkat çekiyor.

  • Doğan, kripto varlıkların değerinin asıl belirleyicisinin büyük çoğunlukla arz talep dengesi olduğunun altını çiziyor. Dr. Ömer Emeç ise, kripto varlıkların bir değer ifade etmemesi, merkez bankalarınca güvenceye alınmaması, basımı ve çoğaltılmasının merkezi otoritelerce belirlenmemesi, herhangi bir merkezi para ve bankacılık sistemine bağlı olmaması gibi özellikleri kripto varlıkların para olarak kabul edilmesinin önüne geçtiğini belirtiyor.

Kripto varlıklar para olarak kabul edilebilir mi?

Dr. Ömer Emeç, merkez bankalarının kripto varlıklar üzerinde kontrol sahibi olmaması nedeniyle devletlerin kripto varlıkları para olarak kabul etmeye yanaşmayacağını belirtiyor. Kripto varlıklara müdahale edilememesinin ekonomiyi dış müdahalelere karşı oldukça açık ve kırılgan hale getirdiğinin de altını çizen Dr. Ömer Emeç, kripto varlıkların finansal sistemde para olarak kullanılmasının şu an için mümkün gözükmediğini kaydediyor. Ancak kripto varlıkları para olarak kabul ettiğini resmi olarak açıklayan ülkeler de var. Örneğin El Salvador tarihte bir ilke imza attı, kripto para birimlerinden birini ödeme aracı olarak kabul ettiğini açıkladı.

Neden olarak da nüfusun yüzde 70’inin finansal hizmetlere erişiminin olmadığını, kripto para birimi sayesinde banka hesabı olmayan nüfusun finansal olanaklara sahip olabileceğini gösterdi. Halihazırda pek çok ülkede bazı kripto para birimlerinin ödeme aracı olarak kullanılmasının yasal olarak bir engel teşkil etmediğinin altını çizen

  • Dr. Ömer Emeç, kripto paraların legal tender, yani yasal ödeme aracı olarak kabul edilmesinin yakın zamana kadar hiçbir ülkede uygulamada olmadığını, ancak yakın zamanda El Salvador’u başka ülkelerin de takip edebileceğini belirtiyor.

Ahmet Usta ise kripto varlıkların ödeme aracı olarak yaygınlaşmasını beklediğini belirtiyor ve şöyle ekliyor, “Para zaten dijital bir yapıya sahip. Mesela bankaya para yatırıp EFT yaptığınızda alıcıya fiziksel para mı gidiyor? Bunun ötesinde hiç fiziksel bir karşılığı olmayan dijital paralar ise yolda. Bunlara Merkez Bankaları Dijital Paraları (CBDC) deniliyor ve gelecekte mevcut itibari para sisteminin bütünüyle bu yapıya geçeceğini söylemek hatalı olmaz.”