Küresel gıda sektörü 2024’te 22,4 milyar dolarlık ihracatla öne çıktı

Arşiv.
Arşiv.

Küresel gıda sektörü, jeopolitik gerilimler, iklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı hava olayları ve bazı ülkelerin ihracat kısıtlamalarından dolayı birçok zorlukla karşı karşıya kaldığı 2024 yılını geride bıraktı. Pandemi döneminin ardından küresel piyasalardaki tarımsal girdi ve emtia fiyatlarındaki artış hızı ise henüz istenilen seviyelere ulaşmadı.

Fiyatlardaki artışın temel sebeplerinden biri olarak gösterilen tarımsal girdi fiyat endeksi Eylül ayında yıllık bazda yüzde 31,83 artış gösterdi. İstanbul Sanayi Odası verilerine göre, sektördeki yeni iş hacmi Kasım ayında güçlü şekilde yükselirken, yeni siparişlerde olduğu gibi üretim tarafında da artış görülen tek sektörün gıda olduğunu açıklandı. Girdi maliyetlerindeki en yüksek artışın ise orman gıda imalatında olduğu görüldü.

2024’ün ilk 10 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 artışla 22,4 milyar dolar ihracat ve yüzde 16,8 azalışla 15,1 milyar dolar ithalat yaptı. Ocak-Ekim döneminde dış ticaret açığı yüzde 30,1 azalarak 94 milyar 267 milyon dolardan, 65 milyar 853 milyon dolara geriledi ve böylece yılın 10 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 7,2 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi.

İhracatta ilk sırayı şeker ve şekerli mamuller aldı

Ekim 2024 yılı itibarıyla 10 aylık dönemde, ihracatını en çok artıran sektör, yüzde 8 artış ve 2,5 milyar dolarla şeker ve şekerli mamuller sektörü oldu. İhracatını yüzde 44 artırmayı başaran sert kabuklu meyveler sektörü 2,1 milyar dolarlık ihracatla ikinci sırada ve ihracatı yüzde 10,8 artan yaş meyve sektörü 2 milyar dolarlık ihracatla üçüncü sırada yer aldı. Aynı dönemde en çok ithalat yapılan sektörler sıralamasında ise 4,2 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilen hayvan yemi sektörü ilk sırada yer aldı.

En çok ithalat soya fasulyesinde

En çok ithalatı gerçekleştirilen ürün, yüzde 4,1 düşerek 1,5 milyar dolarla soya fasulyesi oldu.
En çok ithalatı gerçekleştirilen ürün, yüzde 4,1 düşerek 1,5 milyar dolarla soya fasulyesi oldu.

2024 yılının 10 aylık döneminde ihracatta öne çıkan ürünler sıralamasında yüzde 56,8’lik artışla fındık içi ilk sırada yer alırken, ikinci sıradaki buğday unu ihracatında yüzde 18,2’lik düşüş yaşandı. Ayçiçeği yağı ihracatı da 738 milyon dolarlık değeriyle üçüncü sırada kendisine yer buldu. En çok ithalatı gerçekleştirilen ürün, yüzde 4,1 düşerek 1,5 milyar dolarla soya fasulyesi oldu. Buğday ithalatında da yüzde 66,2’lik gerileme yaşandı.

Bisküvi, buğday unu, makarna, bitkisel yağlar ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, 2024 yılını yaklaşık 12 milyar dolar seviyesinde ihracatla tamamladı. Türkiye'nin toplam bitkisel ürün ihracatının yarıya yakınını gerçekleştiren sektörün en fazla ihracat yaptığı ülkeler ise Irak, ABD ve Suriye oldu.

Tüm bu veriler ışığında fiyatlarda henüz bir yavaşlama olmasa da dünyadaki petrol bolluğuna bağlı olarak yakın zamanda enerji fiyatlarında belirli oranlarda iyileşme yaşanması bekleniyor. Bu duruma örnek olarak ise Dünya Bankası Emtia Piyasaları Görünüm Raporu'ndaki, 2025’te küresel gıda fiyatlarının son 5 yılın en düşük seviyesine gerileyeceğine dair mesajı gösteriliyor. Pandemiden bu yana tüm dünyada yükselen gıda fiyatlarındaki normalleşme etkilerinin ise 2025 yılında daha görünür hale gelmesi bekleniyor.

Ahmet Tiryakioğlu.
Ahmet Tiryakioğlu.

Son dönemde Karadeniz ülkeleri dünya tahıl üretiminin merkezi haline gelirken, jeopolitik olarak büyük önem taşıyan konumuyla Türkiye de tahıl ticaretine yön veren birkaç ülkeden biri olma özelliğini koruyor. Savaş öncesinde neredeyse Türkiye’nin iki katı kadar buğday üreten Ukrayna’nın bu yılki üretimi 22 milyon tonla Türkiye’ye yakın seviyelerde. Diğer tarafta 90 milyon tonun üzerinde buğday üreten Rusya, sadece son 4 ayda 20 milyon tonun üzerinde buğday ihraç ederek yeni bir rekora imza attı. TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu’na göre, Rusya şu sıralar Baltık Denizi limanlarını genişletmeye çalışıyor ve tarımda süper güç olma hedefiyle, 2030 yılına kadar tahıl ihracatını yüzde 50 daha artırmayı planlıyor. Yüksek yağışlara bağlı olarak buğday rekoltesinde artış bekleyen Irak ise gelecek yıl buğday alım fiyatlarını aşağı çekmeye hazırlanıyor.

Hem talep hem de tedarik süreçlerindeki bu hareketliliği dengeli bir şekilde yönetmeye çalıştıklarından bahseden Tiryakioğlu, “Belirli ürün gruplarındaki fiyatlamalar üzerinde, bölgemizde devam eden savaşların da önemli bir etkisi var. Yurt içi ve yurt dışında firmalarımızı ilgilendiren tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz” diyor.

Türkiye bölgesinde dengeli bir ticaret stratejisi yürütüyor

Bu gelişmelerin ortasında Türkiye’nin, tahıl ticaretinde gerek uluslararası fiyatlardaki istikrarı gerekse tedarik zincirlerindeki sürekliliği gözeten dengeli bir ticari strateji yürüttüğüne değinen Tiryakioğlu, şu anki temel önceliklerden birinin yurt içi üretim olması gerektiğine değiniyor. Tiryakioğlu, “TÜİK verilerine göre 2024 yılı tahıl ürünleri üretiminde önceki yıla göre kısmi bir düşüş olabilir. Bu yılki göstergeler buğday üretiminde yüzde 5’in, arpada ise yüzde 10’un üzerinde düşüş olacağına işaret ediyor. Gelecek yıla ilişkin hububat ekimi ise şimdilik kurak bir süreçte ilerliyor” diyor.

“Yeni yılda da gelişmeye devam edeceğiz”

Dr. Eren Günhan Ulusoy.
Dr. Eren Günhan Ulusoy.

2024 yılını hem Türkiye hem de sektör açısından faiz oranlarının seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve çeşitli regülasyonlar çerçevesinde özenle yönetilmesi gereken bir yıl olarak değerlendiren Ulusoy Un ve Uluslararası Un Sanayicileri Ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy ise gelecek döneme ilişkin planlarında OVP’yi dikkatli bir şekilde takip ettiklerine değindi.

Ulusoy, “Programda 2025 yılında; büyüme eğiliminde sınırlı hızlanma, enflasyonda belirgin düşüş, milli gelire oran olarak cari işlemler açığında sınırlı artış ve merkezi bütçe açığında ise azalma bekleniyor. 2025 yılında, Türkiye ekonomisinde gerçekleşmesi beklenen bu iyileşmelerin, sektörümüzü ve şirketimizi olumlu yönde etkileyeceğini değerlendiriyoruz. Ülkemizin; dünya tarımsal emtia ticaretindeki yeri ve önemi, jeopolitik avantajları, yüksek un üretim kapasitesi, un ihracatında yıllardır devam eden liderliği ve sektörümüzün yıllardır biriktirdiği know-how, yeni yılda da koruyup geliştirmeye devam edeceğimiz önemli değerlerimiz olacak” sözlerini ekledi.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.