Milyarderler kulübünde vergi zamanı

En üst gelir kesimi karını artırırken ülke bilançoları açık veriyor.
En üst gelir kesimi karını artırırken ülke bilançoları açık veriyor.

Pandemi ve savaşla temel malların maliyeti en hızlı artışını kaydetti. Uluslararası yardım kuruluşu(OXFAM) bu artışla yıl boyunca 263 milyondan fazla insanın yoksullaşacağını açıkladı. Fakat üst gelir grubu için saat tersine işliyor ve her 30 saatte milyarderler listesine biri ekleniyor. Oluşan bu gelir dağılımı eşitsizliğini iyileştirmek için ise OXFAM’dan dünyaya beklenmedik bir çıkış gerçekleşti: ‘milyarderler kulübünü vergilendirin’.

Pandemi, savaş ve yaptırımların etkileriyle küresel emtia fiyatları son yılların rekorlarını kırıyor. Dünyadaki milyonlarca insan gıda ve enerji gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışlarıyla boğuşuyor. Buna karşılık Uluslararası Yardım Kuruluşu OXFAM’ın 23 Mayıs’ta yayınladığı rapora göre, milyarderlerin serveti Kovid-19’dan beri son 23 yılın toplamından daha fazla artış kaydetti. Rapora göre, dünya milyarderlerinin toplam serveti şu anda küresel GSYH’nın yüzde 13,9'una eşitken, bu 2000 yılının (yüzde 4,4 iken) üç katı büyüklüğünde bir artış anlamına geliyor.

En zengin 10 insanın serveti katlanırken, bilançolar açık veriyor

Milyarderlerin gelir artışı hızlandı.
Milyarderlerin gelir artışı hızlandı.

Pandemiyle fiyatlardaki ilk kırılma gerçekleşirken, OXFAM Kovid-19 döneminde dünyanın en zengin 10 insanının servetini ikiye katladığını belirtti. Aynı zamanda bu yıl küresel gıda fiyatları tarihi rekorunu kırmasına rağmen son iki yılda 62 yeni isim gıda sektörü milyarderleri listesine eklendi. Dünyanın en büyük gıda tüccarlarından biri olan James Cargill servetini pandemiden bu yana günde yaklaşık 20 milyon dolar artırdı. Gıda fiyatları gündemden düşmezken, Cargill 2021’de yıllık 5 milyar dolarlık geliriyle tarihteki en büyük karına imza attı. En üst gelir kesimi karını bu denli artırırken, ülke bilançoları ise açık veriyor. Pandemi ve savaşın etkileriyle açık veren bilançolar da piyasada en düşük gelir grubunun daha kırılgan hale gelmesiyle sonuçlanıyor. Kovid-19’dan dolayı 2 yıl sonra ilk kez 23 Mayıs’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu tam da bu noktaya değindi. İş ve ekonomi dünyası liderlerinin buluştuğu bu toplantı çok sarsıntılı geçti. Sarsıntının nedeniyse, dünya pandemi ve iklim krizinin etkilerini yaşarken, artık savaşın getirilerini de hesaba katmaları gerektiğiydi. Rusya’ya uygulanan yaptırımların sertleştirilmesi, olası bir resesyona karşı önlemler alınması ve Ukrayna’dan tahıl ihracatının yeniden mümkün hale getirilmesi Davos’ta konuşulan ana başlıklardı. Ekonomi dünyası liderleriyse tüm bu ana başlıkların yaşam maliyetlerini artırdığı konusunda hem fikir.

Milyarderlerden ‘bizi vergilendirin’ çağrısı

Dünyadaki milyonlarca insan gıda ve enerji gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışlarıyla boğuşuyor.
Dünyadaki milyonlarca insan gıda ve enerji gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışlarıyla boğuşuyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nda bir grup katılımcı, artan yaşam maliyetiyle oluşan bu gelir eşitsizliğine bir çözüm sundu. Bu çözüm yolu Vatansever Milyonerler grubundan gelirken, katılımcılar temel ihtiyaçlardaki fiyat şoku için daha fazla vergi ödemeyi talep etti. Çünkü uluslararası kuruluşların kanıtladığı gibi gıda ve enerji fiyatları artarken, yaşam maliyeti krizi gündeme geliyor ve gelir eşitsizliği farkı büyüyor. Grubun üyeleri de ‘daha adil bir gelir dağılımı için bizi vergilendirin’ çağrısında bulunuyor. OXFAM da milyarderler kulübünün vergilendirilmesi konusunda destekçi oluyor. Yayınladığı eşitsizlik raporunda ‘adil ve sürdürülebilir bir iyileşme’ için bu vergilendirme biçimine katılıyor. Raporda bu vergi düzeninin sonucunda hesaplanan gelir miktarı hayrete düşürüyor. Çünkü milyonerler için yüzde 2, milyarderler için yüzde 5’lik bir varlık vergisi ekonomiye yıllık 2.52 trilyon dolar katkı sağlıyor. Hesaplamalarını Forbes milyarderler listesine ve Dünya Bankası’na dayandıran Oxfam, böyle bir varlık vergisinin 2,3 milyar insanı yoksulluktan kurtarabileceğini belirtiyor. Çünkü en üst kesimden alınacak vergi dilimiyle en alt kesime gidecek sosyal transfer harcamaları, gelir eşitsizliği makasını daraltabilecek. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ceyhun Elgin de vergilendirmenin bu eşitsizliği engellemede en etkili politika aracı olacağını ifade ediyor. Emlak ve mevduat vergilerinin araç olarak kullanılabileceğini belirten Elgin, bu yeni düzen için analizler yapılması gerektiğini vurguluyor. Herhangi bir vergi oranı (emlak, kdv vb.) yüzde x ile değiştirildiğinde, büyüme oranı, tüketim, üretim ve gelir dağılımı nasıl etkilenecek? Elgin yeni vergi düzeninin mümkün olduğunu, fakat bu sorunun cevabının analiziyle etkin bir gelir dağılımı olabileceğini ifade ediyor. Böylece bu sistemin başarı derecesi, diğer makroekonomik göstergelerde yarattığı etkiye bakılarak ölçülebilecek.

Yunanistan ve Portekiz milyarderler vergilendirilsin diyor

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’nün gündem haline gelen bu vergilendirme düzeniyle ilgili halihazırda bir raporu zaten bulunduruyor. 2019’da yaptığı bir anketi içeren raporda, gelir eşitsizliğinin pandemideki toparlanmada farklı etkileri olacağını belirtti. Kısacası, düşük gelirli hane halkı pandemi senaryosunda en çok zarar gören kısım olacakken, üst gelirle uçurumun artacağını vurguladı. Bu nedenle birçok ülkede anket yapan OECD, katılımcılara daha az gelirli bireyleri korumak adına milyarderlerden daha fazla vergi alınmalı mı, sorusunu sordu. Yüzde 80 ile en yüksek evet yanıtını verenler ekonomik krizle boğuşan Portekiz ve Yunanistan oldu.

Gelir eşitsizliği derinden hissedilirken, Princeton Üniversitesi Ekonomi ve Halkla İlişkiler öğretim üyesi Prof. Dr. Owen Zidar, yeni vergi düzeninin onaylanmasında, elde edilecek gelirlerin kendini uzun vadede amorti etmesinin sebep olduğunu söylüyor. Bu yüzden eğitim ve sağlık piyasasının bu gelirlerle desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Zidar, yoksul kesim için bu desteklerin iyileşmeyi artıracağını belirtiyor. Zidar’a göre, eşitsizlik makasını daraltmak için hem sermaye hem de emek gelirini makul bir şekilde vergilendiren geniş tabanlı bir vergi sistemi kurulması şart görünüyor. Çünkü şüphesiz ki devletin sosyal ve etik nedenlerle (örneğin, gelir dağılımı eşitsizliği) ikincil gelir dağılımı gerçekleştirmesi, birincil dağılıma göre çok daha eşitçi kabul edilir. Geriye farklı dinamikleri olan her bir ülkenin, kendi ekonomisinde bu sistemin ne kadar uygulanabileceğini ölçüp analiz etmesi kalıyor.