Pandeminin mirası: Uzaktan çalışmanın dönüştürücü gücü

Global araştırmalar, uzaktan çalışanların yüzde 77’sinin kendilerini daha üretken hissettiklerini, ancak işverenlerin yüzde 40’ının ekip içi uyumu sağlamakta zorlandığını ortaya koyuyor.
Global araştırmalar, uzaktan çalışanların yüzde 77’sinin kendilerini daha üretken hissettiklerini, ancak işverenlerin yüzde 40’ının ekip içi uyumu sağlamakta zorlandığını ortaya koyuyor.

Pandeminin mirası olan uzaktan çalışma ve hibrit modeller, iş dünyasında köklü bir dönüşümü başlattı. Teknolojinin ve dijital altyapıların gelişimiyle desteklenen bu yeni düzen, çalışanlara iş-yaşam dengesi, işverenlere ise geniş bir yetenek havuzu ve maliyet avantajı sağlıyor. Ancak bu modellerin verimlilik, istihdam ve emlak piyasası üzerindeki etkileri sektörel farklılıklara göre değişkenlik gösteriyor.

Kovid-19 pandemisiyle birlikte hayatımıza giren uzaktan çalışma modeli, iş dünyasında kalıcı bir dönüşümü başlattı. Bu dönüşüm, özellikle teknolojinin gelişimi ve dijital altyapıların güçlenmesiyle desteklendi. Hem küresel hem de Türkiye özelinde bu uzaktan çalışma düzeni, çalışanlara esneklik, işverenlere maliyet avantajları sunuyor. Ancak, bu modelin etkileri sektörel ve coğrafi farklılıklar nedeniyle her sektör ve bölge için eşit derecede avantaj sağlamıyor. Bu farklılıklar, uzaktan çalışma modelinin etkilerinin sektöre, bölgeye ve koşullara göre değişiklik gösterdiğini ortaya koyuyor.

McKinsey’nin 2023 raporu, dünya genelinde çalışanların yüzde 60’ının uzaktan veya hibrit çalışma modelini benimsediğini ortaya koyuyor. Özellikle teknoloji, medya ve finans gibi sektörler, uzaktan çalışmanın sağladığı esneklik ve verimlilik avantajlarını en etkili şekilde kullanan alanlar arasında yer alıyor. Hibrit model, çalışanların ofiste sosyal etkileşim kurmasını ve evde daha odaklı çalışmasını bir araya getirerek dengeli bir çözüm sunuyor. Bu yeni düzen, verimlilik ve takım çalışması üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratarak, iş dünyasında yeni zorluklar ve fırsatlar ortaya koyuyor.

Çalışma modelleri evriliyor

Tansu Apaydın.
Tansu Apaydın.

ABD’de yapılan Stanford Üniversitesi’nin deneysel araştırmasına göre, uzaktan çalışanlar, ofis çalışanlarına kıyasla yüzde 13 daha verimli. Ancak Microsoft’un 2022 raporu, uzaktan çalışmanın bireysel performansı artırırken, ekip verimliliği ve yenilikçi fikir üretimi gibi süreçlerde zorluklara yol açabileceğini vurguluyor.

Uzaktan çalışma, verimlilik açısından iki ucu keskin bir bıçak olarak değerlendiriliyor. Bazı sektörlerde çalışanların zaman ve mekân bağımsız çalışması odaklanmayı artırabilirken, iletişim eksikliği ve takım çalışmasının gerekliliği gibi faktörler verimliliği olumsuz etkileyebiliyor. Global araştırmalar, uzaktan çalışanların yüzde 77’sinin kendilerini daha üretken hissettiklerini, ancak işverenlerin yüzde 40’ının ekip içi uyumu sağlamakta zorlandığını ortaya koyuyor.

Wellbees İnsan ve Kültür Müdürü Tansu Apaydın, hibrit modelin hem esneklik hem de sosyal etkileşim avantajları sunduğunu belirtiyor. Apaydın, “Çalışanlarımız, ofisteki dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak bir ortamda daha odaklanmış şekilde çalışabiliyor. Aynı zamanda ofise geldiklerinde, takım ruhunu güçlendirerek iş birliğini artırıyorlar” diyor. PwC’nin 2021 raporu da hibrit modelin, çalışanların yüzde 62’si için daha yüksek verimlilik sağladığını ortaya koyuyor.

Uzaktan çalışmanın iş-yaşam dengesi ve verimlilik üzerindeki etkilerini değerlendiren Balıkesir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Pelin Vardarlıer ise “Çalışanlar ofise gitmek zorunda kalmadığında, erken kalkma zorunluluğu ve uzun yolculuk stresi ortadan kalkıyor. Bu durum çalışanların verimliliğini artırabiliyor” şeklinde konuşuyor. Ancak, takım çalışması ve yüz yüze etkileşim eksikliği gibi faktörlerin, verimliliği olumsuz etkileyebileceğine de dikkat çekiyor.

Uzaktan çalışma Türkiye’de nasıl dönüşüyor?

Küresel ölçekte iş yapış biçimlerini köklü bir şekilde dönüştüren uzaktan çalışma modeli, Türkiye’de de kendine özgü dinamiklerle şekilleniyor. Özellikle büyükşehirlerde bu model, hızla yeni bir norm haline geliyor. Teknoloji, finans ve medya sektörleri, uzaktan çalışmanın esneklik ve verimlilik avantajlarından en iyi şekilde faydalanarak bu modeli hızla kalıcı bir iş yapma biçimi haline getiriyor.

Yazılım şirketleri, hibrit modelleri benimseyerek yetenekli çalışanlarını ellerinde tutmayı hedeflerken, medya kuruluşları ve çağrı merkezleri bu esnek yaklaşımı dijital içerik üretimi ve müşteri hizmetlerini optimize etmek için kullanıyor. Öte yandan, inşaat ve lojistik gibi fiziksel emeğe dayalı sektörlerde uzaktan çalışmanın uygulanabilirliği, yapısal sınırlamalar nedeniyle oldukça düşük kalıyor.

Kolay İK’nın yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 70’i uzaktan veya hibrit modele devam ederken, yüzde 22’si tam zamanlı ofise dönüş kararı aldı. Çalışanların yüzde 58’i iş modeli kararlarının yalnızca yönetim tarafından belirlendiğini ifade ederken, sadece yüzde 24’ü bu süreçte fikirlerinin alındığını belirtti.

Araştırma, uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin çalışanlar için iş-özel hayat dengesi açısından önemli bir avantaj sunduğunu gösteriyor. Çalışanların yüzde 50’si bu dengeyi en önemli faktör olarak görürken, yüzde 35’i iş modelinin değişmesi durumunda verimlilik kaygısı taşıdığını belirtti. Ayrıca, iş modeli değişikliğine bağlı olarak çalışanların yüzde 63’ü yeni bir iş aramayı düşüneceğini, yüzde 20’si ise istifa etmeyi planladığını ifade etti. Bu sonuçlar, iş modelinin değişmesi halinde çalışan bağlılığında ciddi kayıplar yaşanabileceğine işaret ediyor.

Bu veriler, Türkiye’de uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin sadece bir trend olmadığını, aynı zamanda iş dünyasında kalıcı bir dönüşüm yarattığını gösteriyor. İş-özel hayat dengesinin ön planda olduğu bu yeni dönemde, işverenlerin çalışan ihtiyaçlarını dikkate alan esnek stratejiler benimsemesi kritik önem taşıyor.

Emlak piyasasında dönüşüm

Uzaktan çalışma, yalnızca iş gücü dinamiklerini değil, iş dünyasına bağlı diğer alanları da etkiliyor.

Ticari emlak sektörü, bu dönüşümün en belirgin hissedildiği alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Özellikle küresel çapta büyük metropollerde, işletmelerin uzaktan çalışmayı benimsemesiyle birlikte ofis alanlarına olan talepte ciddi bir düşüş yaşanıyor. Bu değişim, emlak sektöründen yerel ekonomilere kadar geniş bir etki yaratıyor. Dünya Bankası’nın ‘Uzaktan Çalışma ve Ekonomik Etkileri 2023 Raporu’ hibrit modellerin benimsenmesiyle ofis kiralama taleplerinde yüzde 10-15 oranında düşüş öngörüyor. Bununla birlikte, yüksek teknolojiye sahip ofislerin fiyatlarının artmaya devam edeceği belirtiliyor.

2023’te yayımlanan Savills Global Emlak Raporu, pandemi sonrası uzaktan çalışma uygulamalarının ofis kiralarında yüzde 15-20 oranında düşüşe neden olduğunu ortaya koyuyor. Londra, New York ve Tokyo gibi metropollerde premium ofis alanlarına olan talep sınırlı bir şekilde devam ederken, orta düzey ofis alanlarında boşluk oranları hızla arttı. San Francisco gibi teknoloji merkezlerinde, uzaktan çalışmanın yaygınlaşması nedeniyle 2024’te ofis alanlarının yüzde 30’u boş durumda.

Türkiye’de ise uzaktan çalışmanın etkileri, merkezi iş alanlarının dışında kalan bölgelerde daha fazla hissediliyor. Cushman & Wakefield Türkiye 2024 Raporu, İstanbul’da ofis doluluk oranlarının yüzde 89,7 ile rekor seviyeye ulaştığını ortaya koyuyor. Ancak bu yüksek doluluk oranı, Maslak, Levent ve Zincirlikuyu gibi merkezi iş alanlarıyla sınırlı kalıyor. Şehrin çevresindeki eski ofislerde boşluk oranları halen oldukça yüksek. İstanbul’da boş kalan eski ofis binaları, konut projelerine veya karma kullanımlı alanlara dönüştürülmeye başlandı. Ticari emlak sektöründeki değişim, yalnızca şehir merkezlerinde değil, kırsal bölgelerde de yeni fırsatların kapısını aralıyor. Uzaktan çalışma, özellikle kırsal alanlarda ekonomik canlılık yaratarak yeni bir denge oluşturuyor. Daha düşük yaşam maliyetleri ve gelişen dijital altyapı, kırsal bölgeleri uzaktan çalışanlar için cazip hale getirirken, yerel ticari emlak piyasalarını da hareketlendirdi. Özellikle kıyı şehirleri ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bölgeler, bu süreçte ekonomik bir canlanma yaşıyor. Hem işverenler hem de çalışanlar için sunduğu esneklikle uzaktan çalışma, iş dünyasında derin izler bırakıyor.

İş dünyasında dönüşümün yeni dinamiği ‘freelance’

Uzaktan çalışma modelleri, iş dünyasında daha geniş bir dönüşümün öncüsü konumunda. Bu değişim, ofis çalışanlarının yanı sıra freelance ekonomisini de giderek daha fazla etkiliyor. Son yıllarda geleneksel tam zamanlı işlerin yerini esnek ve bağımsız çalışma şekilleri alırken, freelance kavramı iş gücü piyasasında önemli bir yer edinmeye başladı.

2020’de yapılan bir araştırmaya göre, ABD’de iş gücünün yüzde 36’sı freelance çalışıyor ve bu oranın yıllık bazda düzenli olarak arttığı gözlemleniyor. Uzmanlar, 2027’ye kadar ABD iş gücünün yüzde 50’sinin freelance çalışanlardan oluşacağını öngörüyor. Türkiye’de de benzer bir eğilim görülüyor; freelance çalışma modeli, start-up ekosisteminin ötesine geçerek teknoloji, medya ve yaratıcı sektörlerde önemli bir alternatif haline geliyor.