Riskler ve fırsatlar arasında yön ararken aktif risk yönetimi gerekiyor

Arşiv.
Arşiv.

Global piyasalar kritik süreçten geçerken ve Mayıs ayına girerken, kendisine yeni döneme geçmek ve vites artırmak için bir hikâye aramaya devam ediyor. Mevcut enflasyon sorunu, resesyon ihtimalleri, Rusya-Ukrayna savaş süreci ve genişleyen NATO süreci, ABD-Çin gerginliği ve yeni soğuk savaş dönemi sorunlarına ek olarak uzun süredir uyarmaya çalıştığımız bankacılık krizini gündemine ekleyen piyasalar içinde bulunduğu mola sürecinden çıkmamak için Fed ve diğer merkez bankaları üzerinden kendilerine beklenti oluşturmaya devam ediyorlar. Bu beklentinin temel hikâyesi Fed başta olmak üzere majör merkez bankalarının ve diğer önemli merkez bankalarının sıkılaşma döngülerinde sona yaklaşılması hatta en yakın zamanda sona gelinmesi.

Cüneyt Paksoy.
Cüneyt Paksoy.

Baktığımız majör grafikler ve mevcut seviyeler bu bakışı onaylıyor görünse de ABD 2 yıllıkların yüzde 4 civarına yakın olması, 10 yıllıklarla arasında açık kalmaya devam eden makas, ABD borsalarının hala net sinyal vermemesi bir miktar kafaları karıştırıyor. Kafa karışıklığının bir parça daha netleşmesi için gözler Fed’in Mayıs ve Haziran ayı toplantılarında alacağı karar ve vereceği mesajlarda olacak. ECB ve diğer majör merkez bankalarının da kararları tabii ki yakından izlenecektir.

İçinde bulunduğumuz ‘mola’ sürecini daha da sürdürmek ve daha da pozitif hale getirmek ve negatif trend içinden çıkmak için daha çok gelişmeye ve zamana ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bunun hem grafikler üzerinde net teknik seviye destekli kanıtlarını hem de enflasyon-büyüme gibi makro veriler üzerinde net değişimlerini görmek gerekiyor. Bu olmadıkça uzun süredir içinde bulunduğumuz karmaşık süreç son yaşanılan ‘bankacılık krizi’ benzeri yeni siyah kuğular üretmeye devam edecektir.

Kendi adımıza bu netleşme ve süreç değiştirme sürecinin yaşanacak ara ara mini krizler ve ara haber akışlarında değişimler ve piyasalarda ve reel piyasalarda yaşanacak konsolidasyonlarla ve satın almabirleşme hikâyeleri paralelinde en az birkaç sene süreceğine dair beklentimizi korumaya devam ediyoruz. Risklerini doğru belirleyen çözümler üreten ve nakit akışını doğru yönlendiren güçlü şirketler, butik şirketler ve bireyler ise bu uzun vadeli süreçten daha da güçlenmiş olarak çıkabileceklerdi. Bunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görmekteyiz.

Nisan ayında gözümüze çarpan birkaç önemli başlığa geleceğe dair sinyal vermesi açısından göz atmak istiyoruz. İlk başlık IMF’den. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva “Enflasyonla mücadele daha karmaşık hale geldi” derken, dünya ekonomisinin şoklara karşı oldukça dayanıklı olduğunu kanıtladığını ancak zayıf büyüme ve inatçı enflasyonun üstesinden henüz gelemediğini belirterek, uzun süreli zayıf büyüme beklentisinin endişe verici olduğunu ifade etti. (Özetle merkez bankalarının, kamu otoritelerinin ve buna bağlı piyasaların işi her zamankinden daha önemli olacak diyor.)

Georgieva, enflasyonla mücadelenin ve finansal istikrarın korunmasının, son dönemde bankacılık sektöründeki baskılarla birlikte daha karmaşık hale geldiğini aktardı. Düşük gelirli ülkelerin ise özellikle yüksek borç nedeniyle kırılgan olduğuna dikkati çeken Georgieva, kişi başına düşen gelir artışı yavaşladıkça, bu ülkelerin diğerlerine yetişmelerinin gittikçe zorlaştığını paylaştı.

Bizce bu aynı zamanda finansal sistem için kırılganlığın artması demek. Ayrıca ABD ve AB ülkelerinin artan borç sorunsalının denkleme katılmaması ise analizi ve bakışı yetersiz hale getiriyor. Örneğin ABD borç sorunsalı ilk öne çıkan sorun. Buna göre; 1 Ekim 2022'de başlayan ve 30 Eylül 2023'te sona erecek 2023 mali yılının altıncı ayında, federal hükümetin bütçe açığı şimdilik 378 milyar dolar olarak hesaplandı.

Federal hükümet, geçen yılın aynı ayında ise 193 milyar dolarlık bütçe açığı vermişti. Böylece bütçe açığında geçen senenin aynı ayına kıyasla yüzde 96 artış gerçekleşti. Ülkede 2023 mali yılının altıncı ayı olan Mart itibarıyla toplam bütçe açığı ise geçen senenin aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 65 artışla 1 trilyon 101 milyar dolar oldu.(Yani ABD’nin borcu net bir şekilde büyümeye devam ediyor. Fed’in bunu yönetmeye destek vermesi gerekiyor)

Grafikler ve yazının devamı Z Raporu 48. sayısında