Sanayici ve tüccarın yüksek faiz sınavı

Faiz yükü, geçtiğimiz yıl devletin bütçesini de zorladı...
Faiz yükü, geçtiğimiz yıl devletin bütçesini de zorladı...

Şirketlerin karlılığını törpüleyen yüksek kredi faizleri, yatırıma ayrılan sermayeyi de gün geçtikçe eritiyor. İhracatçılara uygun maliyetli reeskont kredi imkanı sunulsa da, ihracatçı vasfı taşımayan başta KOBİ’ler olmak üzere çoğu şirket, elindeki kazancını yatırım yerine kredi borcuna harcıyor. Kazancı azalan işletmelerin bu durumu devlete ödenen vergilerin de azalmasını beraberinde getiriyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, merkezi yönetim bütçe açığı geçtiğimiz yıl yüzde 52,6 büyüyerek 2 trilyon 106 milyar lira oldu. Bunun içerisinde şirket karlılıklarından alınan kurumlar vergisindeki zayıflık dikkatlerden kaçmadı. Hatta, gelir vergisinin yüzde 120, özel tüketim vergisinin yüzde 56, banka ve sigorta muameleleri vergisinin yüzde 158, damga vergisinin yüzde 79, harçların yüzde 60 oranında yükseldiği 2024’te, kurumlar vergisi sadece yüzde 13,2 artabildi. 2023’te ise kurumlar vergisindeki artış oranı yüzde 55’i bulmuştu. İşletme karları üzerinden alınan kurumlar vergisindeki bu düşüş; sanayici ve tüccarın yüksek faiz yükünü sırtlandığını işaret ediyor.

2024’te devletin her 100 lirasının 11,8 lirası faize gitti

Yüksek faize direnmeye çalışan işletmeler ise, kapanma veya el değiştirme riskiyle karşı karşıya. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin verilerine göre, 2024’te bir önceki yıla kıyasla, kurulan şirket sayısı yüzde 10,2, kurulan kooperatif sayısı 16,5 oranında azaldı. Yine, aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 21,4, kapanan kooperatifler de yüzde 12,2 yükseliş kaydetti. Tüm bunların yanında, faizlerin yüksek olduğu dönemlerde işletmelerin sermayesini ana faaliyet alanları dışına yönlendirdiği de görülüyor. Bir başka yorumla, finansman maliyetinin yüksek olduğu yıllarda şirketler parayı yatırıma dönüştürmek yerine mevduat faizine yatırıyor.

Faiz yükü, geçtiğimiz yıl devletin bütçesini de zorladı. Merkezi bütçe giderlerinin her 100 lirasından 11,8 lirası faiz ödemesi için yapıldı. Bakanlık verilerine göre, 2024 yılı bütçe giderleri 10,8 trilyon lira olurken, yüksek faiz için kasadan çıkan para bütçe giderlerinin yüzde 11,3’ünü tek başına işgal etmiş durumda. Öyle ki, geçtiğimiz yıl devlet faize 1 trilyon 270 milyar lira ödeme yaptı; ancak bu tutar 2023’e göre yüzde 88,3’lük bir artışa tekabül ediyor. Yani, son bir yılda yüzde 50’leri gören politika faizi nedeniyle devletin bütçesinden fazladan 596 milyar lira çıkmış oldu.

Firmaların Döviz Kredileri (Milyon Dolar)
Firmaların Döviz Kredileri (Milyon Dolar)

Döviz kredilerine yönelim 4,5 yılın zirvesinde

Şirketler bir yandan ise yüksek faiz nedeniyle sermayesini reel değeri son beş yılın zirvesine çıkan Türk lirası mevduatta tutmaya devam ederken, finansman ihtiyacını dengeli kur beklentisiyle döviz kredisinde arıyor. Merkez Bankası verilerine göre, reel kesimin döviz açığı, Kasım 2023’ten itibaren son 13 ayda 58,3 milyar dolar artarak 132,8 milyar dolara ulaştı. Kasım 2024 itibarıyla söz konusu açık 54 ayın zirvesine işaret ediyor. Merkez Bankası, yabancı para krediler için aylık büyüme sınırını yüzde 1'e indirme kararı alsa da döviz kredilerinde ivmelenme durmadı. BDDK verilerine göre, 7 Şubat 2025’e gelindiğinde döviz cinsi krediler 173,6 milyar dolarla 2019'dan bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Bu durum, sanayicinin yüksek faiz nedeniyle TL cinsi kredi kullanmak yerine volatilite riskini göze alıp döviz kredisine yöneldiğini gösteriyor.

Taksitli Ticari Krediler ve Kurumsal Kredi Kartları (Milyon TL)
Taksitli Ticari Krediler ve Kurumsal Kredi Kartları (Milyon TL)

“Faiz indirimleri reel sektörün motivasyonunu artırır”

Mahmut Asmalı.
Mahmut Asmalı.

Konuya ilişkin Z Raporu’na değerlendirmelerde bulunan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, uzun bir süredir gündemi işgal eden enflasyona karşı uygulanan ekonomi politikasının meyvelerini vermeye başlandığını vurguluyor. Asmalı, yıllık enflasyondaki bu gerilemeye paralel olarak faiz indirimlerinin de kademeli şekilde devam etmesi gerektiğini dile getiriyor. Yine, para politikasında normalleşmenin reel sektörün motivasyonunu artıracağını sözlerine ekliyor.

Şekib Avdagiç.
Şekib Avdagiç.

Kredi maliyetlerinin etkilerine değinen İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç de, hala yatırım ortamını destekleyecek faiz seviyelerinin oldukça uzağında olunduğunun altını çizenler arasında. Türkiye ekonomisinde temel gündemin enflasyon olmaya devam ettiğini ifade eden Avdagiç, yılın ilk enflasyon raporundaki 3 puanlık yukarı yönlü revizyona dikkati çekerek, “Söz konusu revizyon, Merkez Bankası adına şeffaflık ve veriye dayalı gerekli bir güncelleme olarak görülüyor. Ancak yukarı yönlü güncellemenin dezenflasyon programına güven açısından arzu edilmediğini hatırda tutmalıyız. Gelinen noktada Ocak ayı itibarıyla enflasyonun yıllık bazda 23 puan düşüşle yüzde 42 seviyesine inmesi önemli bir sonuçtur. 20 ayı geride bırakan enflasyonla mücadelede kısa sürede sonuç alınacağını umuyoruz” ifadelerini kullanıyor.

“İhracat destekleri bütçe elverdiğinde artmalı”

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ise, Türkiye’nin dünya ile rekabetini korumak için ihracatçılara verdiği destek bütçesini elverdiği ölçüde daha da artırması gerektiğini belirtiyor. Gerekçisini de bir örnekle açıklıyor: “Çin ihracatçılarının dünya ile rekabetini korumak için ihracat bedellerini yüzde 25 oranında yüksek kurdan bozuyor. Şu an ülkemizde yüzde 2 oranında bir destek uygulanıyor. Çin ile taşıma maliyetleri nedeni ile rekabette zorlandığımız bir dönemde bu desteğin ülkemizde de yüzde 5-10 oranına yükseltilmesinin ihracatımıza ivme kazandıracağına inanıyoruz. Diğer taraftan elinde belirli bir orandan fazla döviz varlığı bulunan bağımsız denetime tabi şirketlerin TL kredi almasını zorlaştıran kararını BDDK yürürlükten kaldırdı. Bu gelişme de ihracatçılarımız için memnuniyet verici.”

Dikkat edilmesi gereken bir hususun da dövizde uygulanan yüksek faiz politikası olduğundan bahseden Zeytinoğlu, “Sabit kur politikası nedeniyle dolara verilen yüksek faiz ülkemizi de carry trade için avantajlı duruma getirdi. Yabancılar bu politika nedeni ile dövizden TL’ye dönerek yüzde 4 mertebesinde faiz alabiliyor. Yurt dışından para gelmesi adına bu teşvik edilen politikadan vazgeçilmeli diye düşünüyoruz. Çünkü bu faiz nedeni ile bütçe açığımızın daha da artacağından endişe duyuyoruz. Denk bütçe olması durumunda sanayicilerin daha düşük maliyetle krediye erişebilme imkanı olacağını unutmamalıyız” yorumunu yapıyor.

“MB’nin faiz indirimleri kredi faizlerine henüz yansımadı”

Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran da, bir yandan Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başlamasının önemini işaret edip, diğer yandan bunun henüz ticari kredi faizlerine yansımadığının altını çiziyor. Baran, sürece ilişkin tespitlerini şu ifadelerle aktarıyor: “Merkez Bankası’nın faiz indirimleri mevduat faizlerinde aşağı yönlü uygulandı ancak kredi faizlerine bakıldığında bir hareketlilik gözükmüyor. Faizler hala çok yüksek ve kredi limitleri de düşük. Bu konu üyelerimizin yani reel sektörün sıklıkla dile getirdiği bir konu. Bu vesileyle bankalarımıza da seslenmek istiyorum. Bankalarımız Merkez Bankası’nın yaptığı faiz indirimlerine, kredi faizlerini indirerek destek vermeli. Ekonominin yükünü sırtlayan reel sektörün desteklenmesi, üretim ve yatırım ikliminin korunması ve geliştirilmesi açısından çok kıymetli.”