Savunma sanayisiz büyük ekonomi olmaz

Furkan Katmerci.
Furkan Katmerci.

Katmerciler Araç Üstü Ekipman Sanayi AŞ, 1985’te İTÜ’den mezun Elektrik Yüksek Mühendisi İsmail Katmerci tarafından kuruldu. Katmerci, tüccardı. Yıllarca sac alıp sattı, para kazanırken gelişen otomotiv sektörüyle haşır nesir oldu. Boşluğu gördü, itfaiye, çöp kamyonu üretimi için “neden olmasın” dedi. Yeni yol üretimin gücüne inanmaktı. Küçük küçük atılan adımlar, tüccar mantığıyla “sağlamcılık” Katmerci’yi “yerel güzeldir” hikayesine dönüştürdü. Bir aile şirketi Katmerci. İkinci nesil var şirkette. Esnek ve yerel, çabuk karar veriliyor. Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nden çıkan bir KOBİ özünde. Büyük oğul Mehmet Katmerci, alaylı, satış ve pazarlamadan sorumlu icra kurulu başkanı. İzmir Ekonomi Üniversitesi Mezunu Furkan Katmerci ise paranın patronu, finans işine bakıyor. Baba vekil olduğunda 29 yaşındaki Mehmet ile 21 yaşındaki Furkan iş koltuğuna oturmuş. Çekirdekten yetişme olmanın avantajı ile açılım yapmışlar. 2010’dan bu yana Türk savunma sanayinin yerli şirketi olarak savunma ve güvenlikte, “biz de büyük pazarda aktörüz” diyor. Furkan Katmerci ile oturduk, TOMA’dan, itfaiye aracına, zırhlı araçtan para politikasına kadar geniş bir yelpazede sohbet ettik.

Şirketinizle aynı yaştasınız. Genç yaşta şirket yönetmek nasıl bir duygu?

Dediğiniz gibi benimle yaşıt. 1985 yılında kuruldu. Güvenilmek, başarmak güzel…

Araç üstü ekipman nedir?

Kabaca kamyon ve kamyonetleri boş halde alıyoruz. Müşteri ya da kurumun isteğine göre kaynak yapıyor, boyuyor, son kullanıcıya teslim ediyoruz.

Araçları sayalım mı?

Tankerse tanker, itfaiye ise itfaiye, çöp kamyonuysa çöp kamyonu şeklinde üretimini yapıyoruz. Sonrasında satış desteği de veriyoruz. Şehirlerde çöp ekipmanının, itfaiyenin olmadığını düşünsenize…

Birden çöp dağlarının oluştuğu Beyrut geldi aklıma…

Hayatın her alanında olan ve olması gereken çok önemli ekipmanlar bunlar… Dünyada yaşam varsa bu ekipmanlar daima olacak…

İşin ihracat ayağı yok mu?

Olmaz olur mu? İşin ihracat tarafına da bakıyoruz. Futbol takımındaki ilk 11 gibi düşünün, kaleci, orta saha, hücum oyuncusu lazım. Biz bu mantıkla yaklaştığımız için bütün ürün gamına hitap etmek istedik.

Bir saniye, her şeyi üretiyor musunuz?

Hepsini üretiyoruz demek, biraz avam kalabilir. 31 yıldır tüm ekipmanları ihale temelli üretiyoruz, ürete ürete bu kabiliyeti kazandık.

Yıllık üretim kapasiteniz nedir?

Yılda ortalama 1300’e yakın araç üstü ekipman üretiyoruz. İnsanlar bir kamyon görür, arkasında ne olduğunu bilmez. Hiçbir otomotiv firması arkasında ekipmanı kimin yaptığını bilmez, Biz o araca ruhunu veriyoruz.

Çöp kamyonuna, itfaiye aracına ruhunu vermek, açar mısınız?

Bir kere yaptığımız işe “önemli bir sektör” diye baktık hep… 1985’ten bugüne 30 farklı ürün üretir hale geldik. 1998’de bir teknoloji ülkesi olan Japonya’ya çöp ekipmanı ihraç ederek, kapıyı açtık, az mı?

Japonlar sizi niye seçti?

En rekabetçi fiyatı verdiğimiz için… Dünyanın her yerinde yerliyi koruma gibi bir sınırlandırma yoksa her ihale sonucunda fiyat konuşur.

Komşu ülkelerle ilgilenmediniz mi?

1998’de Irak’ta ile bir atılım yaptık. 2000’de de Erbil’e yöneldik. O gün bugün ilişkilerimiz sürüyor.

Irak Kürdistan’ına hayat öpücüğü vermişsiniz, Suriye’de, İran’da ne oldu?

Olaya küresel anlamda bakıyoruz. Özellikle İslam coğrafyası, Ortadoğu ve Türki cumhuriyetlere baktığımızda buraların ihtiyaçlarını karşılamak istiyoruz. Suriye ile çalışıyorduk, önemli pazardı. Artık yok. İran ile ilişki geliştirmeye çalışıyoruz.

Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz?

Tunus, Cezayir, Fas, Kosova, Azerbaycan, Etiyopya, Nijerya dâhil olmak üzere 51 ülkeye.. Ortalama gelirimizin yüzde 65’i ihracattan geliyor. 2011’de gelirimizin yüzde 98’i ihracat kanalıyla geldi. Bu bir rekor.

Bu çılgın büyümede siyasi gücün etkisi yok mu?

Herkes bizim belli bir siyasi gücün etkisi ile büyüdüğümüzü sanıyor. Ancak son 10 yıldaki büyümemize baksınlar, en fazla kamuya kestiğimiz fatura yüzde 8. Otomotiv firmaları bir iş alıyor, biz de otomotiv firmasına iş yapıyoruz. Faturamızı onlara kesiyoruz. Ama TOMA’ları hariç tutuyorum.

Otomotivcilere fason iş mi yapıyorsunuz?

Otomotiv firmalarının kayıtlı üst yapıcısıyız aslında.

Kaç şirket ile çalışıyorsunuz?

Ford, BMC, MAN, Iveko, Isuzu, Mercedes, Hyundai, hemen hemen hepsi…Olaya Mercedes açısından bakın. Aracın arkasına koyacağı ekipmanın kalitesine ve marka değerine güvenmesi lazım… O yüzden geliyor, hepsi bizimle çalışıyor.

TOMA’yı ne zaman üretmeye başladınız?

2010’da, ancak konu, 2013’te Gezi ile birlikte gündeme geldi. 2010- 2013'deki alımların yüzde 75’ini biz yaptık.

Her ihalede şartları yerine getirdiniz mi?

Elbette. Emniyet ya da Jandarma’nın ihtiyacı için sizi ihalelere davet ediyorlar. Kıran kırana bir rekabet var. 42’inci turda aldığımız iş var bizim… 42 kere fiyat kırmışız. Yani böyle bir ihale olduğunda, tüm TOMA üreticileri çağrılmış, fiyatlar herkesin önünde açılmış, biz de hakkımızla kazanmışız.

Fiyat kırmak kazanmaya yetiyor mu?

Tabii ki… Bir ihaledeki fiyat, sonraki ihale için emsal oluyor. Diğer üreticiler fiyatı çok inmediği için, biz, ipi göğüsledik. Pazar payımız böyle büyüdü.

TOMA, Kamu İhale Kanunu’nun dışında, bu da “şeffaf” olunmadığı iddialarına yol açıyor, yanlış mı?

Tek TOMA üreticisi biz değiliz ki! Kurum, ihaleyi açıyor, TOMA üreten herkes ihaleye giriyor. Şartname, evraklar belli, kontroller yapılıyor, sonra fiyatlar açılıyor. Otokar, Nurol, Katmerciler ve birkaç firma masada oturuyor.

Nurol ve Otokar da TOMA’cı mı ?

Nurol ve Otokar masada olduğuna göre, Oğuz Çarmıklı da, Ali Koç da benim gibi TOMA’cı…

Hiç TOMA’dan sıkılan ilaçlı suyu yediniz mi?

Yoo, yoo…

Ben yedim, çok feci. Peki, o halde neden Katmerciler tartışılıyor?

Babam, AK Parti kurucu il başkanı, iki dönem vekillik yaptı. Muhaliflerin cephesinden bakarsak 2013’te Gezi’de, insanların karşısında devletin gücünü kullandığı Toplumsal Olayları Önleme Müdahale Aracı (TOMA) var. Muhaliflere TOMA’larla müdahale ediliyor. Manzaraya baktığınızda da üretenlerden biri Katmerciler. Patron, eski vekil İsmail, bize vurunca, hükümete vurmuş gibi oluyorlar. AK Parti’yi yıpratalım mantığı ile yaklaştılar…

Patron kamu, babanızın siyasi kimliğinin tartışılması normal değil mi?

Herkesin bir siyasi kimliği ve ideolojisi olabilir ama biz, Katmerciler olarak iş ve siyasi şapkamızı ayrı tutuyoruz. 400 çalışanımız var. Bize o şekilde vurursanız, onlara da vurmuş oluyorsunuz. Bu şekilde davranarak ülke değerini de vurmuş oluyorsunuz. En önemlisi sektöre yeni giren bir sanayi şirketinin şevkini kırmaya çalışıyorsunuz.

TOMA üretim pazarında kaç oyuncu var?

Dört büyük oyuncu var…

“Oyuna ben de dâhil olayım” deyince, size, “bir dakika dur” mu denildi?

Öyle de denebilir ama daha çok siyasi açıdan vurdular. Muhalifler için Katmerciler bir hazineydi, muhalifler, bu hazineyi kullandılar.

Gezi yaşanmasaydı, Türk halkı TOMA’yı tanıyabilir miydi?

TOMA’ya gelene kadar Türkiye zırhlı arabaları tanıyor muydu ? O dönemde bizi, “TOMA ihalelerini aldılar” diye yazdılar. Ama bizim ihalelerin beş, altı kat üstündeki zırhlı araç ihalelerini alanları kimse yazmadı.

Süreci nasıl yönetiyorsunuz?

Ya sabır çekerek… Derin nefes alıp, rasyonel düşünmeye çalışıyoruz.

Hedeflerinizi etkilemiyor mu?

Her şeye yanıt vermek gibi bir derdimiz yok, kendimizden eminiz. Yatırımcımız, büyüme hevesimiz, savunma başta olmak üzere gelişme hedefimiz var.

TOMA hangi ülkelere ihraç edildi?

Kosova, Tunus, Irak, Azerbaycan’a sattık.

TOMA’nın isim babası kim?

Biz 2010’da ihaleye girerken TOMA vardı. O zamanlar Nurol üretiyordu, onlar olabilir. Ama kamu da ismini vermiş olabilir.

Ne zaman halka açıldınız?

2010’da…İlk kez halka arzda bonus ve teşvik sistemlerini uyguladık. Üç ay boyunca hissemiz için, “çıktığı fiyattan geri alım garantisi” verdik. Ya da 3 ay boyunca hissenizi satmazsanız bonus vereceğiz, dedik. Bunu başardık.

Holding değilsiniz, yüzde kaç hisse halka açık?

Yüzde 24 ile halka arz yaptık. Sonra yüzde 12 daha hisse sattık. Şu anda yüzde 36 ile halka açık bir şirketiz, yüzde 64’ü ailenin elinde.

Ortaklar kim?

Tasarımlar size mi ait, Ar-Ge'de kaç mühendis çalışıyor: Her şey bize ait. Sanayi Bakanlığı’ndan onaylı Ar-Ge merkeziyiz aynı zamanda. Toplam Ar-Ge çalışanı 65 kişi, tasarımda 20 kişi çalışıyor. Türk insanının mühendisinin yapamayacağı bir şey yok.
Tasarımlar size mi ait, Ar-Ge'de kaç mühendis çalışıyor: Her şey bize ait. Sanayi Bakanlığı’ndan onaylı Ar-Ge merkeziyiz aynı zamanda. Toplam Ar-Ge çalışanı 65 kişi, tasarımda 20 kişi çalışıyor. Türk insanının mühendisinin yapamayacağı bir şey yok.

Bütün aile bireyleri, toplam 5 kişi, hisse sahibi. Babam, ağabeyim ve ben aktif çalışan. Hâkim ortak babam ve diğerleri eşit hisse sahibi. Halka açılmak bize kurumsallaşma katalizörü oldu. Halka açık şirket daha fazla kalifiye eleman çekebiliyor.

Halka açılmayla ciddi bir kaynak girişi sağlandı mı?

Elbette. Amacımız,finansal enstrümanları daha hızlı kullanabilmek. Halka açılma da bu anlayışa ciddi katkı sağladı.. Bunu da tahvil ihracı ile gerçekleştirdik. Şu anda 48 milyon yürüyen tahvilimiz var, buna devam edeceğiz. Sektörümüzde de kendi dalında ihtisaslaşmış firmalar ile iş ortaklığı yapmak istiyoruz.

Savunma sanayine girme fikri kimin?

Savunma sanayi özellikle devlet teşviki olduğu için bunun mutlaka etkisi vardır. Hem de bir şey yapıyorsanız, yarın farklı bir şey üreteceksiniz düşüncesi bizi teşvik ediyor.

Zırhlı araç üreten firma sayısı kaç?

Bu alanda 4-5 firma iş yapıyor. Bu, Türkiye’nin kaybıdır. Kaynağın kaybıdır.

Devlet ne yapmalı, öneriniz?

Daha fazla rekabet, devletin maliyeti düşürüp daha az harcaması demek. 4-5 firma Türkiye’ye yetmez. Şimdi 4X4’ten başladık, 6X6, 8X8 paletliler, hepsini tamamlamak istiyoruz.

Niye üç zırhlı araç?

Personel taşıyıcısı Khan, taktik tekerlekli Hızır, zırh sistemi Nefer. Khan, daha çok Türki Cumhuriyetlere yönelik tasarladığımız bir araç.

Khan ile Otokar’ın Ural’ına rakip misiniz?

Bizim ilk göz ağrımız. Şirket çalışanları, Khancı ve Hızırcı diye ikiye bölündü.

Hızır nereye koşacak?

Hızır ilk başta TSK ve Emniyet’e…. Hızır ile kendimizi kanıtlamak istiyoruz, ondan sonra da dünyaya ihraç etmek istiyoruz.

Hızır’ın özelliği ne?

Mayına karşı dayanıklı, şasi yok, daha fazla mühendislik var. Bağımsız süspansiyon dediğimiz sistemleri, patlamaya karşı altyapısı, daha fazla kinetik enerjisi var. Ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu’da kullanılıyor.

Peki, sektöre en son girmenin avantajı ne?

Asker, jandarma, özel harekât, sahadakilerden feed-back aldık. Yerli-yabancı ortalama 20 aracı inceledik, sonra da tasarladık. Biz terzi usulü üretiyoruz. Aracı üretip, “bu bizim” demiyoruz.

Fiyatlandırma konusunda ne diyeceksiniz?

Açıkçası bu tip araçları kendi çocuğumuz arabadaymış gibi tasarlamalıyız. Babam, “sağlık ve eğitime harcanan paraya acımayacaksınız” der. Şimdi bunun yanına savunmayı da koyuyoruz.

Hızır’ı sevdim, isim babası kim?

Hızır A.S’den geliyor. “Darda kalanı gelsin, kurtarsın…” diye. Biz firma olarak agresifiz ama saldıran değiliz. Hızır’ı Mayıs 2017’ye kadar neferleyeceğiz. Zırh sacı yerine zırhı seramik ile kaplamak istiyoruz.

Bu araçlar TSK’ya mı satılacak?

Öncelikli hedefimiz ilk TSK için üretip, sonra tüm dünyaya satmak.

Katmerci, OSB’den doğan bir şirket, yer yetiyor mu?

Burası 31 bin 500 metrekare. 22 bin kapalı alana sahibiz. Toplamda iki fabrikamız var. Geçen yıl Ankara’da yatırıma başladık. Başkent OSB’de 5 bin 400 metrekare yer aldık, inşaat bitti. Sonra 21 bin 600 metrekarelik bir yer daha aldık. O da 11 ayda bitecek. 20 milyon TL’lik bir yatırım…Tüm zırhlı üretimini burada gerçekleştirmek istiyoruz. Savunma sanayi üretim merkezi ve 5 bin 400 metre karelik bir ar-ge merkezimiz olacak.

Katmerciler borçlu bir şirket mi?

Borç yönetilebilir olmalı. Belli kriterlerimiz var. Borç, toplam ciromuzun yüzde 7’sini geçmiyor. Açık pozisyonumuzun olmamasına çalışıyoruz.

Döviz fazlası mı veriyorsunuz?

İhracatımız dolayısıyla döviz fazlası olan bir şirketiz.

Beş yıl sonra hangi ligde olacaksınız?

Türkiye’yi rol model alıyoruz. Ülkenin neye ihtiyacı varsa onu uygulamaya çalışıyoruz. Sanayiciyiz, istihdam yaratıyoruz, ihracat yapıyoruz.

Girdileriniz euro, ihracatınız dolar mı? Döviz artışı etkilemiyor mu?

Girdiler euro ağırlıklı, ihracat da… Toplam ithalat yüzde 14-15. Dövizin değerlenmesi faizlerde bir artışa neden oluyor. O zaman finansman maliyetimiz artıyor. Zaten döviz her yıl yüzde 10-11 değer kazanmak durumunda.

Dövizdeki oynaklıktan korkmuyor musunuz?

FED, 2013’ten beri bağıra bağıra geliyor; faiz artacak, parasal genişleme duracak. Herkes buna göre önlemini almalıydı. Dolardaki oynama yedire yedire olsa bir problem yok. Oynaklık herkesi endişelendirir. İlerleyen dönemlerde doların ateşi düşer, daha istikrarlı olur.

Faiz cephesinde ne olur?

Şu ana kadar hükümet süreci iyi yönetti. Bankalara da iş düşüyor burada. Bankalar, mevduat faizleri düşmedikçe ticari kredi faizlerini düşüremiyor. Umuyorum ki hem mevduat hem de kredi faizlerinde ufak bir geri çekilme olur. MB tarafında da enflasyon hedefleriyle alakalı faiz düşüşü için çok fazla yer görülmüyor. Öngörümüz, faizler bu seviyelerin biraz altında, kur biraz üstünde olur…

20 Ocak 2017 Trump dönemi, Türkiye-ABD ilişkileri nasıl olur?

Her yerde bir ateş çemberi var. Kim, ne ittifak yapacaksa içinde Türkiye var. Trump tek başına olabilir, Türkiye ile ittifak yapabilir. Baktığımızda Ortadoğu’da bir ağabey istiyorsa, Türkiye’den daha iyi bir ağabey bulamaz.

2015 yılı cironuz nedir?

310 milyon lira…

Savunma şirketlerinin vergiden önceki karı ve geliri nedir?

Yüzde 6-7. Katmerciler’in gitmek istediği yol çok açık. Avantajımız, gündelik iş dediğimiz ekipman. Nakit akışını, iş hacmini besleyecek sürekli işimiz var.

Ufukta kriz var mı?

Krizler yüzünden 80-90 derece suda yaşamaya alıştık… Şu anda sırat köprüsünden geçiyoruz.

Bunu aşarsak, önümüz açık. Avrupa ve ABD için bunu söyleyemeyiz. Genç nüfus yok, ekonomisi durma noktasında.

Planlama yapmayı öğrendik mi?

Bizim bir işe Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmemiz lazım. Bizim sürekliliğimizin ve planlamamızın olması lazım. Yoksa bizdeki azim ve kararlılık hiç birinde yok.

Savunma karnemiz iyi mi, ne kadar para harcıyoruz?

18 milyar dolar… GSYİH’nın yüzde 1,65’ini oluşturuyor. 2023 yılına kadar bu oran GSYİH’nın yüzde 3’ünü yakalayacak. Büyük ekonomileri büyüten güç savunma sanayi. İşte, Türkiye’de bu modele geçiyor. Ayrıca, Yerlilik payı artıyor.

Hızır’ın ne kadarı yerli?

Yüzde 60-65’i yerli, işçilik vesaire. Ana aksamın çoğu Avrupa’dan geliyor. Bugün başlarsak belli bir zaman sonra Türk sanayicileri olarak biz de bu aksamı üretebiliriz.

Bu konuda devletin bir politikası var mı?

Bu konuda devlet bir politika uygularsa, belirli alımlar yaparsa., olabilir. Ama şu an yabancı şirketler gibi ekonomik ölçekli üretemeyiz. Aslında, belirli teşvik ve alım garantisi ile üretebiliriz.

İthal ettiğiniz parçalarla ilgili ambargoya takıldınız mı hiç?

Teslim tarihi belli, ihale ile alınmış 30-35 tane TOMA üretimi vardı. Almanya’dan motorlar gelecekti. Alman hükümeti Gezi’den dolayı parası ödenmiş motorları göndermedi. Biz de bitmiş ürünleri o anda teslim edemedik.

Peki, tüm belediyelere çöp kamyonu, itfaiye aracı satabiliyor musunuz?

Hemen hemen hepsine ürün satıyoruz.