Sigorta sektörüne bakış açısı değişti

Ceyhan Hancıoğlu.
Ceyhan Hancıoğlu.

6 Şubat depreminin ardından, yaraları sarmak için kolları sıvayan HDI Sigorta’nın Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, en çok ihbarın 1600’ü aşkın telefon ile Hatay’dan geldiğini ve 195 milyon TL’nin üzerinde tazminat ödemesi yaptıklarını söyledi. Sigorta sektörünün bu yıkımın yaralarını saracak güçte olduğuna değinen Hancıoğlu, daha fazla vatandaşa ulaşmak istediklerini söylerken, Türkiye’de sigorta algısı ve sigortalılık bilincini artırmak adına da daha gidilecek çok yolları olduğuna değindi. Kovid-19 salgını, enflasyon ve kur artışı gibi etkenlerden dolayı zorlu birkaç yılı geride bırakan HDI Sigorta, 2022 yılını yüzde 223’lük bir büyüme ile kapatsa da kazandığı ivme ile 2023 yılının Ocak-Mayıs döneminde yüzde 173 büyüme kaydetti. En çok büyüme ise toplam üretimin yüzde 44’üne ulaşan kaskoda yaşanırken, kaskoyu yüzde 129 ile trafik ve yüzde 121 ile sağlık takip etti.

2022’de 235 milyar TL’nin üzerinde prim üreten sigorta sektörü, 2023’ün ilk yarısını nasıl geçirdi?

Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Küresel ekonomik büyümenin yavaşlaması, Ukrayna-Rusya savaşı ve yarattığı siyasi gerilimler, salgın ve aşı çalışmaları dünya gündemini oluştururken; ülkemizin gündemindeyse 6 Şubat Depremi, genel seçimler, artan göçmen nüfusu, işsizlik rakamları, yüksek enflasyon ve faiz oranları gibi göstergelerde yaşanan dalgalanmalar ve belirsizlikler var. 2000’li yılların başından bu yana büyüme kaydeden sigorta sektörü 2022 yılında, enflasyon ve kur artışı gibi ekonomik faktörlerden kaynaklanan yüksek maliyetler sebebiyle olumsuz etkilendi. Ancak 2022 yılında sigortacılık sektöründe yaşanan zorlu sınava rağmen, HDI Sigorta olarak yüksek bir performans sergiledik ve finansal hedeflerimize ulaşarak başarılı bir yılı daha tamamladık. Bir önceki yıla kıyasla prim üretimi ve pazar payında önemli bir yükseliş gösterdik. Elementer sigorta sektöründe hem trafik hariç hem de trafik dâhil sektör sıralamalarının her ikisinde de dördüncü sıraya yükseldik. Geçtiğimiz yıl HDI Sigorta’nın yüzde 100 iştiraki olan HDI Katılım Sigorta A.Ş. yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından resmi olarak faaliyetlerine başladı. Fibaemeklilik’in yüzde 60 çoğunluk hissesini satın aldık ve şirkete adımızı verdik. Sigorta sektöründe hızlanan dijital dönüşüm trendini takiben yine Fiba Holding ile bir iş ortaklığı gerçekleştirdik ve Fibabanka ile yüzde 50 ortak hisseli, dijital sigortacılık alanında hizmet verecek Fibasigorta şirketinin temelini attık. Mevcut konjonktüre rağmen güçlü büyüme arzumuzdan taviz vermediğimiz bir yılı geride bırakarak 2023’ü karşıladık.

Büyük umutlar ile başladığımız yeni yılda, 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem hepimizi derinden yaraladı. Sektörümüz ve şirketimiz büyük bir sınav verdi. Bu zor zamanları aşmak için desteğimizi ve dayanışmamızı sürdürürken sigortalılarımızın maddi kayıplarının telafisi konusunda büyük bir özveri ile çalıştık. 2023’ün de 2022 gibi kolay geçmeyeceği aşikâr ancak her zaman olduğu gibi yılı pazar payımızı büyütüp geliştirerek kapatma hedefindeyiz. Büyük hasarlar ile başladığımız yılın ilk 3 ayında 7 milyon 561 bin 625 TL kar, kayıtlarımıza geçti. Hasar prim oranımız ise sektör ortalamasının altında seyrediyor. Bu ivmenin yılsonuna kadar artarak devam etmesini hedefliyoruz.

6 Şubat depreminden sonra ne kadar hasar ödemesi yaptınız? Depremin sigorta sektörüne etkisi ne oldu?

Depreme uyandığımız sabahtan itibaren, profesyonel ekiplerimiz süreci yakinen takip ederek iş süreçlerimizin sorunsuz şekilde ilerleyebilmesi adına özveri ile çalıştık. Çözümler üretmeye, odağımızı ve desteklerimizi deprem bölgesinden uzaklaştırmamaya ve bunu sürekli kılmaya da devam edeceğiz. Bu süreç depremden etkilenen çalışanlarımızın sağlıklı bir şekilde rutinlerine dönmelerini sağlamaktan, sigortalılarımızın hasar süreçlerini eksiksiz tamamlamaya, olası yeni bir deprem senaryosuna bugünden hazırlıklı olmaktan depremzedelerin temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya kadar çok kollu bir planı içeriyor. Beraberinde ise daha fazla vatandaşımıza ulaşmak geliyor. Ülkemizde sigorta algısı ve sigortalılık bilincini artırmak adına gidilecek çok yolumuz olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz.

HDI Sigorta olarak, deprem sonrası verileri tüm kırılımlarıyla takip ettiğimizde Hatay’ın 1600’ü aşkın ihbar ile listenin başında gelen il, en çok hasar alan ürünümüzün sınıf dağılımında konut olduğunu ve 195 milyon TL’nin üzerinde tazminat ödemesi yaptığımızı söyleyebilirim. Toplam maliyetteki payı yüzde 73 olan yangın branşında ise rakamlar 407 milyon TL’yi geçmiş durumda. Kasko branşımızda kurumsal müşterilerimizin hasarlarına yönelik ödeme tutarımız 26 milyon TL ve bireysel müşterilerimiz için 89 milyon TL civarında iken, toplam ödenen tazminatımız ise 115 milyon TL’yi geçkin. Haziran’ın ilk haftası itibarıyla baktığımızda tutumumuzu yaptığımız ödemeler ile toplam maliyet tutarında 1.4 milyar TL’yi ve 866 milyon TL’yi konuştuğumuz rakamlarımız ile de desteklediğimiz aşikâr. Sektörümüz bu yıkımın ardından her hasarı depremden önceki haline getirecek kadar güçlü.

Kovid-19 ile sigortacılık sektöründe değişen dinamikler neler oldu? Sektörü zorlayan süreç geride kaldı mı?

"Ülkemizde sigorta algısı ve beraberinde sigortalılık oranlarının artmasına yönelik, henüz alınacak çok yolumuz olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz."
"Ülkemizde sigorta algısı ve beraberinde sigortalılık oranlarının artmasına yönelik, henüz alınacak çok yolumuz olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz."

Dünyayı derinden etkileyen, sırası ve sonrası olmak üzere de etkilerini ayırabileceğimiz Kovid-19 salgınının beraberinde pandemi dönemi ile birçok sektörde elde edilen verilerin değiştiğini biliyoruz. Başta tüketim ve dağıtım konularında tutumlarımızda görülen değişikliklerin yanı sıra, hizmet alımı ve seçimi esnasında değerlendirdiğimiz kriterlerimizin de birçok alışkanlığımız gibi hızlıca değiştiğine şahit olduk. Müşteri açısından bakıldığında tamamen güvene dayalı soyut bir ürün ve hizmet sunan sektörümüz için eski kullanım alışkanlıklarının da geride kalmasıyla sigortacılığa bakış açısı olumlu olarak değişti. Sağlık branşı kapsamındaki ürünler için girdiler ve çıktılar düşünüldüğünde en çok etkilenen sektörler arasında yer aldığını söylemek yanlış olmayacak.

Sektör genel itibarıyla 2020 yılında güçlü bir performans gösterdi ve nihai tablodaki veriler incelendiğinde, prim üretimindeki artışın hayat, sağlık ve yangın branşlarındaki yüksek büyüme kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Teknik sonuçlardan çıkarımlarımız ise iyileşmenin kara araçları, sorumluluk ve sağlık branşlarındaki hasar prim oranlarındaki düşüş olduğunu gösteriyor. İletişime çok değer veren bir sigorta şirketi olarak pandemi döneminde tüm kısıtlamalara rağmen kesintisiz hizmet verdik. Pandemi döneminde sektörün diğer oyuncularıyla daha iyisini yapabilmek adına vermiş olduğumuz kararlar neticesinde özellikle portföyünde sağlık sigortası yer alan şirketlerin sağlık sigortası ürünlerinde özel şartlar ile kapsam dışı bırakılmış olmasına rağmen Kovid-19 salgını kapsamında değerlendirilerek tedavi masraflarını karşılamalarının sektörün intibası için pozitif bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.

Tedarik zincirinde fırsatçı zammı

Kur ve yedek parça fiyatlarındaki artış, sigortacılık sektöründeki karlılıkları nasıl etkiledi? Prim artışları sigortalılık oranlarına nasıl yansıdı?

Hepimizin evlerimize kapanması gereken pandemi döneminde hasar ödemeleri açısından rahat bir dönem geçirmiştik. Normalleşme sürecinin ardından ise otomobil sigortalarındaki hasar frekansının artışta olduğunu biliyoruz. 2022 senesinin son çeyreğinde yaşanan kur dalgalanmaları ve ülkece yüksek enflasyondan etkilenmemek mümkün olamazdı elbette.

Tedarik zincirindeki iyi niyetli olmayan ihracatçılar kargo, gümrük ve stoklama maliyetlerini artırarak yüzde 70 civarında bir oran ile fırsatçı bir yaklaşım sergiledi.

Araç bakım ve onarımlarında en çok gerek duyulan ve önem derecesi yüksek yedek parçaların fiyatlarında altı ay gibi kısa bir sürede yüzde 30’lara yakın bir artış meydana geldi. 2022’nin son çeyreğinde değişen yedek parça sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre azalırken, sigortacıların yedek parçaya ödedikleri tutar ise yüzde 69 civarında arttı. Ardından bu yılın başında yaşanan 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem ile bölgedeki kasko branşındaki üretim gücümüz ile artan kur ve yedek parça maliyetlerinin yüksek çıktısını rakamlarımızda da ciddi oranda görmeye başladık. Şirketlerin hasar ödemeleri için yedek parça maliyetlerinde artış meydana gelirken, sigortalılarımız tarafında ise kendi ödemeleri göz önüne alındığında kaskonun önemi arttı.

Türkiye sigortacılık sektörü penetrasyon oranının yüzde 2,2’den muadil ülkelerde gözlemlenen yüzde 4,5 seviyesine çıkarılması için ortaya koyulan çalışmalar nedir?

Ülkemizde sigorta algısı ve beraberinde sigortalılık oranlarının artmasına yönelik, henüz alınacak çok yolumuz olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Dünya genelinde sigorta penetrasyon oranı ortalama yüzde 7,2 seviyelerindeyken bu oran Türkiye'de ancak yüzde 2,2 düzeyinde seyrediyor. Ülkemiz uzun bir sigortacılık geçmişine sahip olmasına rağmen özellikle kişi başına düşen sigorta primi ve sigorta sektörünün milli gelir içindeki payı gibi göstergelerde, OECD ülkeleri arasında en son sıralarda yer alıyor. Bu tabloya başka bir açıdan bakıldığında, önümüzdeki yıllarda Türk sigortacılık sektörü için daha yüksek bir büyüme potansiyelinin varlığına da işaret ediyor. Tabii mevcut durumda ülkemizdeki mikro ve makro düzeydeki ekonomik göstergeler, gelir seviyelerindeki dengesizlikler, mevcut sigorta algısı gibi birçok etken de var. Sektörümüzün potansiyeline ulaşabilmesi için tüm sektör paydaşlarına büyük görev düşüyor.

Yapılan analizler sonucunda Türkiye sigortacılık sektörünün benzer ve muhtemel bir pozitif ayrışma süreci sonucunda yakın vadede yüzde 4,5’lik bir penetrasyon oranı seviyesine ulaşmasını sağlama hedefi, mevcut şartlar gereğince sekteye uğramış olsa da ivme hızla artıyor. Tüm paydaşlarımız ile toplumun sigorta algısının iyileştirilmesine ve kişilerin bilinçlendirilmesine yönelik yaptığımız çalışmalar neticesinde tüm branşlarda mevcut durum ile doğru orantılı olarak prim üretiminin artacağını düşünüyoruz.

Trafik sigortası, hayat sigortası, kasko ve motor branşındaki değişimler ve rakamlar ne yönde?

Geçtiğimiz yılın Ocak-Mayıs dönemi ile karşılaştırdığımızda oto üretimlerimiz yüzde 157, oto dışı üretimlerimiz ise yüzde 197 oranında arttı. HDI Sigorta olarak, 2022 sonunda yüzde 387 büyüme kaydettiğimiz trafik branşında, 2023’ün ilk beş ayında yüzde 129 büyüme sağladık. Haziran başına kadar geçen sürede ise toplam üretimimizin trafik sigortaları için payının yüzde 13 olduğunu söyleyebiliriz. Sağlık sigortalarında ise 2022 sonunda yüzde 160 oranında bir büyüme ile 2023’ün ilk beş ayına geldiğimizde yılsonunda geçtiğimiz seneyi geçecek yüzde 121’lik bir büyüme oranı görüyoruz. Kasko ürünlerimizde, teminatlarımızda iddialıyız. Ocak ve Mayıs dönemleri arasındaki toplam üretimimizin yüzde 44’lük kısmını kasko üretimimiz sağlıyor. Bunun beraberinde 2022 için yüzde 223’lük bir büyüme oranı ile yılı kapatmıştık. Şimdi Ocak ve Mayıs dönemlerine baktığımızda da yüzde 173 büyüme oranı ile 2023 senesinin kapanışında iki veri arasındaki makasın açık olacağını öngörüyoruz.

İklim değişikliğine karşı parametrik sigorta

"HDI Sigorta olarak, tüm paydaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak adına planladığımız dijital projelerimize bu sene itibarıyla hızla başlıyoruz."
"HDI Sigorta olarak, tüm paydaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak adına planladığımız dijital projelerimize bu sene itibarıyla hızla başlıyoruz."

Enerji, tarım ve inşaat gibi sektörlerde oluşan gelir kaybını karşılamak için hayata geçen Parametrik Sigorta’da Türkiye’deki çalışmalar nasıl? Sigorta sektörü iklim değişikliğinin getirdiği risklere hazır mı?

Gelişmiş ülkelerde daha yaygın olarak kullanımını görsek de Parametrik Sigorta’ya olan ilginin günden güne arttığını ve ülkemizde de çalışmaların son hızla devam ettiğini söyleyebiliriz. Genel olarak ürün özelinde düşük olasılıkla ancak yüksek maliyetli riskler baz alınarak kapsamlı şekilde geliştirilen sigorta türümüz için, kayıp yaşanmadan da sigortalıya ödeme yapılabiliyor. Doğal afetlerin yol açabileceği kayıplar için tarım sektörü özelinde, dekar verimliliği düşük olan bölgelerde üreticilere gelir koruma sigortası ile hasar ödemeleri havuz tarafından yapılırken, ekonomik değeri yüksek ihraç ürünleri için de, (Ör. Afyon Sultandağı kirazı, Manisa Alaşehir, Sarıgöl üzümü için de kalite kaybını bozan yağmur teminatlı) poliçe satışları yaparak ülke ekonomisine ve tarımsal üretimin sürekliliğini korumak adına katkıda bulunduğumuzu söyleyebiliriz.

Sigorta sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Sürdürülebilirlik kavramının şirket bazlı uyumlanma süreci ve entegrasyonu sırasında doğrudan ve dolaylı olarak ortaya çıkan etkilerini fark ederek iki ayrı usulce ele alarak ilerliyoruz. Daha iyisini sunma ve daimî olma amacıyla, geniş kapsamlı “sürdürülebilirlik’’ olgusunda gerek finansal faktörlerimiz içerisinde gerek ise insanı ortaya koyduğumuz iş süreçlerimizde iyileştirilmesi ve geliştirilmesi gereken her unsur üzerinde detaylı bir şekilde titizlik ile çalışıyoruz.