Sürdürülebilir üretim için teknoloji şart

1,5 trilyon dolarlık tarım ticareti, birçok ülke için ana ihracat rotasını oluşturuyor. Bu nedenle tarım ürünleri birçok insan için temel geçim kaynağı olarak görülüyor. Tarım ürünlerinin ana üreticileri arasında Çin, ABD, Rusya, Brezilya, Arjantin ve Türkiye gibi ülkeler öne çıkıyor. Yapılan Araştırmalara göre 2050 yılına kadar küresel gıda talebinin yüzde 70 oranında büyümesi bekleniyor. Bu senaryoda ülkelerin kendi kendine yeterlilikleri önem kazanmakta ve bu sektörde yenilikçi teknolojilerin kullanılması gerekiyor.

Günümüzde hayatın her alanında uygulanan yenilikçi teknolojiler tarım sektöründe yaygın olarak kullanılıyor. Teknolojinin kullanımı, tarım sektörünün küresel ekonomideki rolünü de etkiliyor. Tarımın dünya pazarındaki payının düşmesine rağmen üretimin artmasıyla birlikte bu sektör birçok ülke için önemli bir ihracat rotası olmaya devam ediyor. Türkiye tarım ekonomisinin 60 milyar dolardan, 150 milyar dolara uzanan yolculuğunda dijital tarımın 35-40 milyar dolarlık bir değer yaratacağı uzmanlar tarafından öngörülüyor.

Dünyada azalan su kaynakları ve değişen iklim koşulları da tarımsal üretimi tehdit eden başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Bu noktada tarım teknolojilerine geçiş süreciyle beraber, doğal kaynakların da bilinçli kullanılması imkânı elde ediliyor. Yani tarım teknolojileri hem üretimi artırırken hem de geleceğe yönelik sürdürülebilir üretimin önünü açıyor. Belli bir maliyeti olan teknolojik dönüşümün gerçekleşmesi noktasında finansman desteği sunan bankalar aynı zamanda üreticilere rehberlik de ediyor. Böylece üretimini artıran çiftçi hem kendi gelirini artırıyor hem de Türkiye’nin tarımsal hasılasına olan katkısını geliştiriyor.