Tarife savaşının ABD açısından ekonomik gerekçesi nedir?

Dr. Mehmet Akif Soysal.
Dr. Mehmet Akif Soysal.

ABD’nin ilk kez Çin’e karşı başlattığı tarife savaşının görünen hali daha çok Çin’in ekonomik büyümesini engellemek gibi görünmekte ve bu yönü konvansiyonel basında işlenmektedir. Ancak bu bakış açısı bize manzaranın bütününü vermemektedir.

Trump’ın seçmenin gönlünü kazanması yolundaki en önemli vaadi nedir?

Trump’ın çok iddialı vaadleri olmasına karşın esasen ABD halkında karşılık gören en önemli vaadi tarife yoluyla yabancı ülkelere vergi uygulanmasıdır.

Bunun iki saiki vardır; birincisi, Türkiye’de bilinen haliyle Çin’le rekabet, daha doğrusu onu yavaşlatmak ve geriletme amacı güden halidir.

Ancak manzaranın önemli kısmı bu değildir! Zira Trump’ın tarife ile ilgili vaadi bunun üzerine şekillenmiyor.

Trump’ın tarife ile ilgili vaadinin ana fikri; ABD halkının bireysel anlamda fazla vergi ödediği ve buna rağmen ABD merkezi hükümetinin 36 trilyon doları geçen haliyle borcunun bırakın azalması, artmaya devam etmesi sorunu üzerine; ben bu borcun ödemesini yabancı devletlerden toplayacağım, tarife yani ek vergi koyarak, ifadesi üzerine kurulmuştur.

Ve daha da önemlisi tarifelerden gelen gelirle, seçmenine, bireysel gelir vergilerinizi de azaltacağım şeklinde bir sonuç/vaad ortaya koymasıdır.

Bu tezin dayanağı nedir?

Trump’ın tezinin dayanağı ABD merkezi hükümet gelirinin içerisindeki tarife yani gümrük vergisi gelirinin yıllara sari olarak dramatik olarak düşmesidir.

Buna göre; 1796 yılında ABD vergi gelirlerinin yüzde 90’nı tarife yoluyla edinilen gelirler oluştururken, 1850’li yıllarda aniden yüzde 40’lara indirilmiş, sonrasında 1875’lerde tekrar yükseltilerek yüzde 60’lara vardırılmış. Akabinde 1914 yılında ise yine ani bir şekilde yüzde 5’lere geriletilmiştir. Sonrasından bugüne kadar ise yüzde 3-5 arasında seyretmiştir.

İşte Trump’ın ABD’nin en büyük ithalatçısı konumundaki Çin ile dalaşmasının asıl nedeni budur diyebiliriz.

Hatta seçmenin gözünde bir taşla iki kuş vurma şeklinde mahirce bir iştir. Zira hem hamaset var ki; ABD, en büyük rakibini ekarte etmiş oluyor ve daha da iyisi seçmenin cebinden daha az vergi çıkacağı ifade ediliyor.

ABD’nin Avrupa ile çekişmesini veya daha ötesinde kendince vermeye çalışacağı yeni düzeni ekonomi açısından bu manzara üzerinden okunmasında fayda vardır.

Şunu ekleyelim; bunun nedenli ABD yararına netice doğuracağı müphemdir. Ancak artan devlet borcunun farklı çözümlerle ödenmesinin de farklı yan etkiler doğuracağını da öngörebiliriz.

Ayrıca yüksek tarifelerle gümrük duvarları örmek, genellikle geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin devlete gelir yaratma politikasıdır. Gelişmiş ülkelerin bu yönteme başvurmaları farklı açılardan sakıncalar ve zorluklar barındırır. Bu nedenle her ne kadar Trum’ın vaadleri bu politika üzerine tesis edilmişse de bunun hangi oranda gerçekleşeceğini kestirmek Trump ve ekibi için bile net değildir.

Ama oranı geçmiş yıllara göre az olsa bile veya vergi geliri açısından hayal edilen gerçekleşmese bile ABD’ye yeni yatırımlar çekmesi açısından önemli bir etken olması muhtemeldir.

Yıllara göre ABD gümrük vergisi gelirinin - toplam vergi gelirine oranı.
Yıllara göre ABD gümrük vergisi gelirinin - toplam vergi gelirine oranı.