Teknoloji dünyasının Warren Buffet'ı: Masayoshi Son

Masayoshi Son.
Masayoshi Son.

Softbank’ın kurucusu ve CEO’su Masayoshı Son, bir girişimcinin yaşayabileceği her şeyi yaşamış bir isim. Şirket kuruyor, büyütüyor ve satıyor. Tabii yatırım da yapıyor ve bazen servetinin önemli bir bölümünü kaybediyor. Endüstri medyası tarafından ‘teknoloji dünyasının Warren Buffet’ı’, ‘silikon vadisi’nın en güçlü adamı’ gibi sıfatlarla anılan Son’un tek kelimeyle film gibi bir hayat hikâyesi var.

Son’un Kore vatandaşlığı gençlik döneminin üzerinde bir gölge gibi dolaşıyor.
Son’un Kore vatandaşlığı gençlik döneminin üzerinde bir gölge gibi dolaşıyor.

Masayoshi Son’un kurucu ve CEO’su olduğu telekomünikasyon ve internet devi SoftBank’e ilişkin en güncel gelişmeyle başlayalım: SoftBank bu yılın ikinci çeyreğinde 8,9 milyar dolar kâr etti. Bu kâr 2018’in 2Ç dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 3,7’lik düşüş anlamına geliyor. Bununla birlikte, SoftBank’in öncülük ettiği diğer bir girişim olan SoftBank Vision Fund’da işler yolunda görünüyor. Zira, fon şu an 81 start-up’a yatırım yapmış durumda. Bu start-up’lara bugüne kadar 66,3 milyar yatırım gerçekleştiren fonun değeri 82,2 milyar dolara ulaştı. (SoftBank Vision Fund’ın Suudi Arabistan’ın desteğiyle hayata geçirildiğini ve toplam fon tutarının 100 milyar dolar olarak belirlendiğini ilave bilgi olarak verelim) Bu rakamlar ışığında paylaşacağımız diğer bir rakam da, SoftBank’in hisse değeriyle ilgili. Şirketin hisseleri bu yıl içinde yüzde 42 artarak yatırımcısını sevindirdi.

Peki, SoftBank’i 1981’de kuran Masayoshi Son’un nasıl bir hikâyesi var? Öncelikle Son’un ailesinin kökeninin Güney Kore’ye dayandığını belirtelim. Ebeveyn ve diğer Güney Koreliler Japon Demiryolları’na ait bir arazide domuz ve tavuk yetiştirerek, yasal olmayan şekilde sake üretmeye başlıyor. Son’un ailesi bu üretimle yaşadıkları köyde otomobil sahibi olan ilk aile olmayı başarıyor. Bu arada, Japonya’daki Korelilerin o dönemde epey bir eziyet çektiğini not edelim. Bunlara örnek olarak ülkenin üst seviye okul ve şirketlerine kabul edilmemek ve Japon vatandaşlığından uzak tutulmayı sayabiliriz. Son’un Kore vatandaşlığı gençlik döneminin üzerinde bir gölge gibi dolaşıyor. Ta ki, ailesi Kore’ye uzak bölgeden taşınıp daha iyi bir Japon okuluna yazılana kadar...

Hayatındaki ilk dönüm noktası

Masayoshi Son ilk gençlik döneminde Japonya’nın en önemli iş insanları ve girişimcileriyle tanışmayı hayal ediyordu. Son’un gözüne kestirdiği ilk kişi McDonald’s Japonya’nın kurucusu Den Fujita idi. İlk kişi olmasının nedeni ise Fujita’nın o dönem çok satan bir kitap yazması ve Son’un da bunun sonucu Fujita’ya duyduğu hayranlıktı. Genç adam, Fujita’ya ulaşmak için sürekli ofisini arıyor ve randevu almaya çalışıyordu. 16 yaşındaki bir genci kimse ciddiye almıyordu. Ama Son’un pes etmeye niyeti yoktu ve o dönem yaşadığı yerden Tokyo’ya uçmaya karar verdi. Tokyo’da Fujita’nın ofisinin bulunduğu yere gelen genç Son, Fujita’nın asistanına Fujita ile konuşmak zorunda olmadığını ve kendisini çalışırken görmesinin yeterli olacağını söylüyor. Bunun üzerine Fujita pes ediyor ve Son ile 15 dakika görüşüyor. Tabii, Son görüşmede bir genç olarak Fujita’dan kendi geleceğine yönelik tavsiye de istiyor. Fujita, Son’a bunun üzerine geleceğin bilgisayarda olduğunu ve bu alana yoğunlaşması gerektiğini söylüyor. Fujita’dan gelen bir tavsiye ise mutlaka İngilizce öğrenmesi yönünde. 1957 doğumlu olan ve bu tavsiyeleri 16 yaşında alan Masayoshi Son, ABD’nin yolunu tutuyor.

ABD’deki ilk girişimci

Trump ve Son.
Trump ve Son.

Masayoshi Son lise öğreniminin ardından UC Berkeley’de İktisat eğitimiyle birlikte Bilgisayar Bilimleri alanında yan dal eğitimi alıyor. Girişimcilik bu yıllarda Son’un kanına giriyor ve o dönem Japonya’da yükselişte olan atari oyunlarını ABD’ye ithal etmeye başlıyor. PacMan ve Space Invaders gibi oyunları Güney Kaliforniya’daki bar ve gece kulüplerine kiralayan Son, ABD’de bir girişimci için önemli olan ilk milyon dolarını bu şekilde kazandı. Son diğer bir satış deneyimine ise üniversite eğitimi sırasında imza atıyor. Üniversitenin Fizik Bölümü profesörü Forrest Mozer ile tanışan Son, profesörün cep sözlüğü geliştirdiğini görünce ikili bunu satmaya karar veriyor. İkili, cihazı Sharp’a bugünün parasıyla 1 milyon dolara satmayı başarıyor. Profesör Mozer bu başarı karşısında şaşırıyor. Mozer, Son’un elektronik alanında bir bilgisi olmamasına rağmen kendisiyle tanıştığı andan itibaren içindeki girişimci cevheri gördüğünü söylüyor.

Japonya'ya dönüş ve Softbank'ın kurulması

ABD’de başarılı bir hayatı olan Son, anavatanı Japonya’ya dönmeye karar veriyor ve bugünkü piyasa değeri 98 milyar dolar olan telekomünikasyon devi SoftBank’i kuruyor. Şirketin ilk kurulduğu dönemdeki adı Nihon SoftBank idi ve 1990’da şu an kullandığı ismi dönüştürülüyor. SoftBank aslında bir yazılım distribütörü olarak hayata geçiyor ama dergi yayıncılığı işine de bulaşıyor. (1982’de yayımlanan iki derginin isimleri Oh! PC ve Oh! MZ idi ve PC ve yazılımları tanıtıyordu) Son, SoftBank’i Tokyo’da küçük bir ofiste kurduğunda iki yarı zamanlı çalışanı vardı. Çalışanlarına, şirketi kurduğu andan itibaren “teknolojiyi kullanarak toplumu değişimine nasıl yardımcı olacağını” anlatıyordu. Hatta, şirketin internet sitesindeki açıklamaya göre, bu amaç için şirketin 300 yıllık iş planı bulunuyor. Bunun için de üst düzey teknoloji şirketleriyle uzun dönemli işbirliği yapılacağı belirtiliyor.

Mr. İnternet doğuyor

  • Üniversitedeyken bir bilim dergisinde Intel mikroişlemci fotoğrafı gören Son, bu fotoğaftan çok etkileniyor. Son bilgisayarların hızlı şekilde evrime uğrayacağını ve günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline geleceğini öngörüyor. Bu tahminin ardından bilgisayar yazılımı dağıtımı işe giriyor ve işlerini giderek büyütüyor.

1980’lerin sonlarında da telekomünikasyon sektörüne giriyor ve ilk işi Eylül 1987’de uzun mesafe telefon hizmeti sunmak oluyor. Bunun ardından şirketin işleri büyümeye başlıyor ve Masayoshi Son 1994’te şirketi Tokyo Borsası’nda halka açıyor.

Masayoshı, üç günlük bir süreyle Microsoft’un kurucusu Bill Gates’i geride bırakarak dünyanın en zengin insanı olmayı dahi başarmıştı.
Masayoshı, üç günlük bir süreyle Microsoft’un kurucusu Bill Gates’i geride bırakarak dünyanın en zengin insanı olmayı dahi başarmıştı.

Halka açılmanın ardından bir dizi satın alma gerçekleştiren yine dergi işine giriyor ve bu sefer ABD’de PC Magazine’in yayıncısı Ziff-Davis Publishing’i Kasım 1995’te 2,1 milyar dolara bünyesine katıyor. Son ayrıca 1995’in başlarında Comdex Bilgisayar Fuarı’nı da 800 milyon dolar karşılığında alarak bu alandaki iddiasını ortaya koyuyor. Tabii, Son’un bilişimdeki yatırımları bunlarla sınırlı kalmıyor ve start-up’lara adeta para yağdırmaya devam ediyor. Bu start-up’ların arasında o dönem internetin en çok ziyaret edilen sitesi olarak gösterilen Yahoo ile GeoCities ve ABD’nin en önemli borsa aracılık kurumlarından biri olan E.Trade yer alıyordu. Son’un Yahoo’nun yüzde 30’una sahip olduğu dahi öne sürülüyordu. Hatta, o dönem dünya internetinin yüzde 25’inin Masayoshi Son’un hakimiyeti altında olduğu da ifade ediliyordu. İşte, bu yüzden Son’a “Mr. İnternet” takma adı uygun bulunmuştu. (Son’un Yahoo’ya Japonya’ya da taşıdığını ve şu an Yahoo Japan’ın yönetim kurulu başkanı olduğunu ekleyelim)

Dot.com krizinde kaybedilen 70 milyar dolar

Masayoshi Son, iş hayatı boyunca büyük oynamayı seviyor ve buna paralel olarak da risk almayı seviyordu. İşte, bunun sonucunda da serveti 78 milyar dolara ulaşmıştı. Hatta üç günlük bir süreyle Microsoft’un kurucusu Bill Gates’i geride bırakarak dünyanın en zengin insanı olmayı dahi başarmıştı. 1997 yılında başlayıp 2001’e kadar devam eden dot.com balonu döneminde internet girişimlerine aşırı yatırımlar yapılmış ve bu şirketlerin hisseleri artmıştı. Fakat, bu durumunu böyle gitmeyeceği ve bir düzeltme hareketi yaşanacağı ortadaydı. Dotcom balonunun tepe noktasında NASDAQ Borsası 10 Mart 2000’de 5 trilyon dolarlık pazar hacmine ulaştı ve bu noktada Dell ve Cisco gibi şirketlere yatırım yapanlar satışa geçince diğer yatırımcılar da hisselerini elden çıkarmaya başladı. Bunun sonucunda ise Son da zarara uğradı ve servetinin 70 milyar dolarlık kısmını kaybetti. Bu kaybın ise bir girişimci ve yatırımcının dünya ekonomi tarihinde bugüne kadar yaşadığı en büyük kayıp olduğu yazıldı.

Kayıplara rağmen yatırımlara devam

Masayoshi Son.
Masayoshi Son.

Bununla birlikte bu kayıp, Masayoshi Son’un internete yatırıma yapmaktan alıkoymadı. Hep büyük oynamakla övünen Son bu kez, radarını Çin’e çevirdi ve ülkede yeni palazlanmakta olan e-ticaret sektörüne gözüne kestirdi. Nisan 1999’da kurulan Alibaba yatırıma ihtiyaç duyuyordu ve ilk yatırımlarından birini Goldman Sachs’tan almayı başarmıştı. Alibaba’nın kurucusu Jack Ma aslında ilave bir sermaye aramıyordu. Fakat 31 Ekim 1999’da Pekin’de Son ile tanışan Ma, Son’a planını ve neler yapmak istediğini anlattı. Planı duyan Son altı dakika içinde Ma’ya Alibaba’nın yüzde 49’luk hissesine karşılık 40 milyon dolar önerdi. Rakamdan çok etkilenen Ma, şirketin merkezinin bulunduğu Hangzhou’ya döndükten Son’la pazarlığa başladı ve ikili 20 milyon dolar yatırım üzerinde anlaştı. Ma, şirket hisseleri üzerindeki kontrolünü kaybetmek istemiyordu. Tabii, Son bu yatırımın kendisini dot.com krizinden çıkaracak yatırım olacağını o ana öngöremezdi. Fakat vizyonerliği işe yaramıştı.

  • Alibaba, Eylül 2014’te New York Borsası’nda açıldığında 21,8 milyar dolarlık fon toplamayı başararak tarihteki en büyük halka açılmaya sahip olmuştu. Bu halka açılmadan en kârlı çıkanlar arasında 15 sene önce şirkete yatırım yapan Masayoshi Son’u ilk sıraya koymak gerekiyor. Zira, o dönem Son’un Alibaba’daki hisselerinin değerinin 50 milyar doları geçtiği belirtiliyordu. 15 Ağustos itibariyla Alibaba’nın pazar değeri 422 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.

Softbank Vision Fund’ın ve Son'un önlenemez yükselişi

  • Masayoshi Son, dotcom balonu döneminde kaybettiği servetin önemli bir bölümünü Alibaba yatırımıyla geri aldıktan sonra teknolojiye yatırım yapmaya devam ediyor. Bu yatırımlar arasında SoftBank Vision Fund’ı ayrı bir yere koymak gerekiyor.

Zira, bu fonun büyüklüğü 100 milyar dolar ve adından da anlaşılacağı gibi gelecek vadeden start-up’ları hedefliyor. Son bu fonu oluşturmak için Suudi Prens Muhammed bin Salman ile işbirliğine gidiyor ve Salman, ülkesinin varlık fonu olan Kamu Yatırım Fonu aracılığıyla 45 milyar doları bu fona getiriyor. Fon bugüne kadar aralarında Uber’den We Work’e, Kabbage’dan ARM’a uzanan 81 girişime yatırım yapmış durumda. Yukarıda da yer verdiğimiz gibi bu yatırımların tutarı 66 milyar doları, fonun değeri ise 80 milyar doları geçmiş bulunuyor.

Tabii, Vision Fund’ın bu derece başarılı olması üzerine Vision Fund 2’nin kurulacağı açıklandı. Temmuz ayında SoftBank’in sitesinden yapılan açıklamaya göre, ikinci fonun büyüklüğü 108 milyar dolar olarak duyuruldu. Bu miktarın 38 milyar dolarlık bölümünü SoftBank taahhüt ederken, fona girecek diğer şirketler Apple, Microsoft, Foxconn ve Mizuho Bank gibi devlerden oluşuyor. Vision Fund 2’nin amacı ise bu sefer yapay zekâ (AI) odaklı girişimlere yatırım yaparak, bu alandaki gelişmelere öncülük etmek. Zaten bu da, Masayoshi Son’un günümüzde yoğunlaştığı teknolojik tekillik (gelecekte yapay zekânın insan zekasının ötesine geçerek, medeniyeti ve insan doğasını radikal bir biçimde değiştireceğine inanılan nokta) vizyonuyla da örtüşüyor.

Kısa süre önce 62 yaşına giren Masayoshi Son, Forbes dergisinin yayımladığı sıralamaya göre bugün Japonya’nın en zengin ikinci insanı. 24 milyar dolarlık serveti bulunan Son’un önünde 24,9 milyar dolarla Uniqlo’nun kurucusu Tadashi Yanai bulunuyor. Son’un satın aldığı şirketler arasında Sprint Nextel, Boston Dynamics ve Vodafone K.K gibi kendi alanlarının öncü şirketleri yer alıyor. Risk almayı seven ve büyük oynamaktan korkmayan Son’un hikâyesinin girişimcilere örnek olması dileğiyle...