Ticaret boğazlarda düğümlenirken

İbrahim Acar.
İbrahim Acar.

Küresel ticaretin can damarları konumunda olan geçiş güzergâhları bir türlü rahatlamıyor. Savaş, terör ve diğer küresel riskler, son zamanlarda boğazları sıkça düğümler hale getirdi. Son olarak İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırıma tepki olarak Yemen’den Husiler’in İsrail varışlı gemileri hedef alması bunun son örneği oldu. Taciz ateşlerinin artması üzerine uluslararası deniz ticaretinin beş önemli şirketinden dördü Kızıldeniz’deki gemi geçişlerini askıya aldı.

Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ı denizden yapılıyor. Türkiye’nin ise 600 milyar dolarlık dış ticaretinin yüzde 60’ı deniz yoluyla taşınıyor. Bu durum Süveyş Kanalı, İstanbul, Çanakkale, Cebelitarık ve Babül Mendeb Boğazları gibi küresel ticaretin stratejik geçiş güzergâhların güvenliğini önemli kılıyor. Son yıllarda buralarda yaşanan tıkanmalar, dünya ticaretini tehdit ediyor.

Dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip ABD ile Çin arasındaki ticaretin önemli bir kısmı Pasifik Okyanusu’nun iki yakası arasında gerçekleşiyor. Dikkatlerden uzak bir şekilde yapılan bu karşılıklı ticaret, son iki yılda yakın coğrafyamızda gelişen jeopolitik risklerden pek etkilenmedi. Ancak ABD’nin müdahil olduğu Rusya- Ukrayna Savaşı ile İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamların oluşturduğu gerginlik, Güneydoğu Asya’dan Avrupa’ya uzanan güzergâhtaki ticareti ateşe veren cinsten.

Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, bu iki ülkenin hububat ve petrolünün dünya piyasalarına erişimini durdurdu. Özellikle buğday ve mısır gibi yaşamsal gıdaların sevkiyatının aksaması Avrupa, Afrika ve Körfez ülkelerini zor durumda bıraktı. Türkiye’nin girişimleriyle oluşturulan Tahıl Koridoru sayesinde kriz aşılınca, küresel gıda piyasaları rahatladı. İstanbul Boğazı’ndan geçen tahıl yüklü gemiler, gıda kıtlığı riskini ortadan kaldırdı.

Rusya Ukrayna Savaşı’ndan bir yıl önce benzer bir boğaz düğümlenmesi Süveyş Kanalı’nda oldu. Ever Given isimli dev konteyner gemisi kum fırtınası ve kötü hava koşulları nedeniyle görüş mesafesinin düşmesi sonucu Mart 2021’de Süveyş Kanalı'nda kıyıya çarparak kaza yapmış ve kanal 6 gün kapalı kalmıştı. Geminin kanalda sıkışarak geçiş yolunu kapatmasıyla kanalın iki yakasında uzun gemi kuyrukları oluştu ve deniz trafiğinin durması nedeniyle ham petrol, LNG ve pek çok ürün sevkiyatında aksamalar yaşandı.

Son darbe ise İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırımla birlikte geldi. Kızıldeniz’de Husiler (Yemenli silahlı grup) İsrail varışlı yük gemilerini hedef alınca Kızıldeniz- Akdeniz geçişleri durdu. Basra Körfezi ve Hint Okyanusu kıyılarındaki limanlardan yük alan gemiler, Babül Mendep boğazını geçemedi. Taciz ateşlerinin artması üzerine uluslararası deniz ticaretinin beş büyük şirketinden dördü Kızıldeniz’deki gemi geçişlerini askıya aldı. Kızıldeniz’den Akdeniz’e birkaç saatte geçebilen yük gemileri, Afrika kıtasının en güney ucu olan Ümit Burnu’nu dolaştıktan sonra Atlas Okyanusu ve Cebeli Tarık Boğazı üzerinden Akdeniz’e varmaya çalışıyor. Bu şok gelişme ticareti, dolayısıyla da ürün ve hizmetlerde maliyetleri artırdı. Çünkü; Kızıldeniz ile Akdeniz arasındaki yük taşıma trafiği, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Süveyş Kanalı’ndan yılda 20-23 bin gemi geçiyor.

İsrail’in bölgeyi ateş çemberine çevirmesinin ardından işlevsiz hale gelen güzergâh nedeniyle Uzakdoğu Asya limanlarından Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere yük taşıma süresi 30 günden 60-70 güne, konteyner başına taşıma ücreti ise bin 700 dolardan 4 bin 500 dolara kadar çıktı. Kısa sürede 2-3 katına çıkan konteyner taşıma ücretlerindeki artışlar birçok ülkede ürün ve hizmetlerin fiyatına olumsuz yansıdı. Şubat 2020’de baş gösteren ve kısa sürede bütün dünyaya yayılan Kovid-19 salgını nedeniyle navlun fiyatları konteyner başına 15 bin dolara kadar çıkınca küresel ticaret büyük darbe almıştı.

Bu durum Türk denizcilik sektörünü de etkiliyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası 2022 Raporu’na göre; dünyanın en büyük filosunu kontrol eden ülkeler listesinde 14’üncü sırada bulunan Türk denizciliği filosunda 1000 GRT (gros tonaj) ve üzeri 1700 Türk sahipli gemi bulunuyor. Ağırlık olarak Akdeniz çanağında çalışsalar da, küresel yük trafiğinin aksaması Türk armatörleri, konteyner bulamama problemiyle karşı karşıya bırakıyor.