Tüketicinin standart satın alma davranışını değiştiren sektör: Çocuk giyimi

Arşiv.
Arşiv.

Ebeveynlerin satın alma esnasında hem kılı kırk yardıkları hem en hızlı satın alma kararı verdikleri alan “çocuk giyimi” diyebiliriz. Yetişkinlerin kendileri için yaptıkları alışverişte olmayan birçok süzgeç bu alandaki alışverişlerinde var. Yani kendileri için aldıklarında aramadıkları/daha az aradıkları birçok niteliğe çocukları için alışveriş yaparken bakıyorlar.

Areda Piar Genel Müdürü Yusuf Akın.
Areda Piar Genel Müdürü Yusuf Akın.

Yine aynı yetişkinler kendileri için ürün alırken yaptıkları değerlendirme süresini çocukları için yaptıkları alışverişlerde tüketmiyorlar. Çocuk istiyorsa ve/veya çocuğun ihtiyacı varsa olabilecek en kısa sürede imkanın el verdiği en iyi kalitede o ürün alınır. Birçok arkadaşımdan çocuk alışverişindeki satın alma davranışı ile diğer kategorilerdeki satın alma davranışı arasındaki farkı anlatan ilginç hikayelerini dinledim. Kendisine almayacağı fiyatta, öteleyebileceği ihtiyaç sırasındaki bir ürün çocuk için söz konusu olduğunda bir anda şartların nasıl değiştiğini anlatıyorlar. Anne-babaların bu hassasiyetini bilen markalar için sektör nispeten pazarlaması daha az zor bir alana dönüşüyor.

Çocuk giyim tamamlayıcı ürün ve ürün grupları bol olan, her geçen gün kendisini daha fazla karakterize etmek zorunda olan teknolojideki yenilikleri yakından takip etmek durumunda olan dinamik bir kategori. Öyle ki ebeveynlerin çocuk hassasiyetlerini ilk gösterdikleri alan olarak dikkat çekiyor. Çocukların yaşı ilerledikçe her ne kadar hassasiyetin dozu azalsa da başlangıç yıllarında özellikle sağlığa zararlı maddeler içermemesi beklentisi net şekilde öne çıkıyor. Yaş ilerledikçe, yürüme yerini koşmalara hatta taklalara bıraktıkça hassasiyetle üzerinde durulan nokta bu kez dayanıklılık oluyor. Artık kocaman kız ya da adam oldun söylemi başlayınca da bu kez görünüm ve tasarım önem kazanıyor. Çünkü artık ebeveynler tek başlarına karar alma yetkilerini paylaşmaya başlıyorlar. İşin özü ebeveynlerin çocuklarına bir nevi karakter ve ürün yerleştirmesi ile başlayan süreç çocukların pek çok faktörün etkisinde kalarak kendi tercihlerini dile getirmeleri ile dinamizm kazanmakta. Çocukların etkilendikleri en dikkat çekici faktör ise hiç kuşkusuz çizgi film karakterleri. Lisanslı çizgi film karakter ürünleri çocuklar kadar yetişkinlerin de dikkatini çekmeyi başarıyor. Öyle ki çizgi film karakterlerinin olduğu imitasyon ürünler dahi dikkat çekici düzeyde talep görebiliyor. Çocuk giyim için önemli bir hareket alanı olan çizgi film sektörü gelecek için sektöre umut vermeyi sürdürüyor.

Çocuk giyimde toplumsal olarak duygusal (!) olduğumuz alanlardan birisi de “seneye de giyer” mottosu. Hem maddi hem de manevi anlamda derin bir duygusallık içeren davranış kuşaklararası etkileşim sayesinde varlığını sürdürüyor. Dünün çocukları bugünün ebeveynleri almış oldukları mirası sürdürmeyi başarıyorlar. Bir başka miras ise biraz manevi yüklü. Çocuğumun ilk ayakkabı, ilk t-shirt, ilk emziği, ilk mama kaşığı, ilk kazağı, ilk elbisesi…. İlklerin bitmediği bir serüvenin duygusal mirası ise kıyafetleri hatıra olarak saklama davranışı. Bu davranış her ne kadar insanlar için duygu yüklü olsa da markaların kurumsal hafızaları açısından da önemli bir kalıp. Marka kimliği ve logosu açısından süregelen bir kimliğin muhafaza edilmesi açısından müstesna bir tüketim anlayışı…

Benim Markam bu ay tüketicinin en hassas olduğu noktaya, çocuk giyimine temas ediyor. Duygu yüklü çocuk giyimin tüketici açısından önemine, markalar açısından geleceğine ışık tutan bir noktaya temas ediyor. Güven ile beğeninin beklenildiği gibi öne çıktığı sektörde marka sadakatine ufak dokunuşlar yapan tüketici davranışına dikkat çekiliyor. Lc Waikiki Kids ve Civil arasındaki rekabet hem ebeveynlerin hem çocukların hem de sektörde varlığını hissettiren Koton Kids, U.S. Polo Kids gibi önemli markaların radarında. Bu tatlı rekabetin kazanını çocuklar olsun…