Türk kahvesinin kıtaları aşan hikayesi

Yıllardır sektörün öncü şirketlerinden biri olarak konumlanan Arzum, Türk kahvesini tüm dünyaya tanıtmaya devam ediyor. 60’tan fazla ülkeye hizmet veren marka, gıda hazırlama, pişirme ve kızartma, sıcak içecek hazırlama, temizlik, kişisel bakım ve ütü olmak üzere 6 farklı kategoride 650 ürün gamına sahip. 55 yıllık deneyim ile müşterileri ile buluşan Arzum, özellikle Kovid-19 döneminde küçük ev aletleri kategorisinde büyük bir ivme yakaladı. Marka, temizlik robotlarına, sefer taslarına, kendi ekmeğini yapmak isteyen yeni şeflerin ekmek makinesine ihtiyaç duyduğu bu dönemde, online alışveriş sayesinde e-ticarette yüzde 100’ün üzerinde büyüme kaydetti. Özellikle OKKA Türk Kahvesi makinesi ile son 2-3 yılda global satışta önemli bir artış yakaladıklarından bahseden Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, “2021 yılında Türk Kahve Makinesi pazarında ilk 3 markadan biri ve Küçük Ev Aletleri pazarında da pazar lideriyiz” diyor.

Arzum markası olarak Kovid-19 sürecini nasıl geçirdiniz?

Kovid-19 pek çok sektörü olumsuz etkilerken küçük ev aletleri (KEA) sektörünün bu dönemde büyüdüğünü söyleyebiliriz. Salgın koşullarının da etkisiyle evde geçirilen vakit arttıkça elektrikli ev aletlerine talep de buna paralel olarak arttı. Salgının ilk haftalarından itibaren tüketicinin hızlı bir şekilde hijyene daha fazla odaklandığını, sağlıklı beslenme alışkanlıklarına yöneldiğini tespit ettik ve buna yönelik Foodie ile Shake’N Take gibi ürünler geliştirdik. KEA olarak özellikle mutfak kategorisinde sağlıklı beslenmeyi destekleyen ürünlere yüksek talep yaşadık.

Özellikle temizliğe daha çok önem verilen bu dönemde yeni ürünler çıkardınız mı? Ürün gamınıza neler eklediniz?

Hijyen ve temizlik önceliğinin sonucu olarak özellikle de robot süpürgelere yöneliş oldu. Bizim de yeni robot süpürgemiz Robotek ve en son ürünümüz Robotek X4 tüketicilerimiz tarafından en çok tercih edilen robot süpürgeler arasındaki yerini aldı. Nesnelerin Interneti (IoT) teknolojisine sahip her iki robot süpürge de Türkçe konuşma özelliği ve uygulaması yardımıyla kolayca kontrol edilebiliyor. Salgın döneminde tüketicimizle buluşturduğumuz ve IoT teknolojisini Türkiye’de ilk kez uyguladığımız Arzum Olimpia Smart toz torbasız siklonik süpürgemiz de en çok ilgi gören ürünlerimizden. Tüketicimiz süpürgenin performans verilerini ölçebiliyor. Ürünün uygulaması ile süpürgenin çalışma süresini evde olmasa da takip edebiliyor ve anlık güç tüketimini görüntüleyebiliyorlar.

Evde geçirilen zamanın arttığı ve çalışma koşullarının değiştiği bu süreçte kendi ekmeğini, detoks içeceğini ve kendi bakımını yapmak isteyenlerin sayısı da arttı. Bu minvalde sizin ürünlerinize talep nasıldı?

Kendi ekmeğini evde yapmayı tercih edenler Panetti ekmek yapma makinemizi çok sevdi. Türk kahvesi makineleri pandemi öncesinde de kahve severlerin yoğun ilgi gösterdiği bir kategoriydi. Bu dönemde ofisteki alışkanlıklarını evlerine taşıyan tüketicilerimiz, Türk kahvesi keyfi için Arzum OKKA Türk kahvesi makinemizi tercih etti. Pandemi döneminde evde yapılan kişisel bakım da önem kazandı. Bu dönemde kendi saçını ve sakalını kesmeyi, tıraş olmayı tercih edenler için Ducati by Arzum’u sunduk. Detoks içeceklerinden sağlıklı birçok farklı içeceğin 3-4 dakika içinde kolayca hazırlanabileceği Shake'N Take kişisel blenderımız ve Vacuumix blenderımıza büyük talep oldu. Türkiye'de bir ilk olan ve çıktığı ilk günden bugüne çok beğenilen elektrikli sefer tasımız Foodie bu dönemin yıldızı oldu. Dışarı çıkması, işe gitmesi gerekenler evde hazırladıkları yemeklerini ofise taşıyıp ısıtabildi.

E-ticaret satış rakamlarınız ne yönde? Pandemi e-ticaret rakamlarınızı nasıl etkiledi?

E-ticarete çok yatkın bir şirketiz. Geçtiğimiz yıl e-ticaretteki büyümemiz yüzde 100’e yakın oldu. Pandemi döneminde online taraftaki talep artışını biz de yaşadık.

Buradaki yapılanmamız birkaç yıl önce başlamıştı. Uzun dönemli satış kanalı stratejimiz çerçevesinde e-ticaret kanalını yapılandırmış, gerekli altyapı çalışmalarını tamamlamıştık. 2017 yılında satış yapılanmalarını yeniden organize etmiş ve e-ticaret kanalını tek bir çatı altında toplamıştık. Bu kanalda hem kendi web sitemiz hem de diğer e-ticaret platformları üzerinden tüketiciye ulaşıyoruz. Tüm bu yatırımlarımızın meyvesini pandemi döneminde tabii ki aldık ve artan e-ticaret talebine rahatlıkla karşılık verebildik. Ama başarımızın arkasındaki asıl neden, bizim e-ticarette çok önceden iyi olmamızdı. E-ticaret, kendi satış kanallarımız içerisinde en çok büyüyen kanal oldu. Sadece online kanaldaki pazar payı göz önüne alındığında, lider oyuncu olarak öne çıkıyoruz. Arzum olarak 2021’de KEA pazarında pazar lideriyken, Türk Kahve Makinesi pazarında da ilk 3 markadan biriyiz.

Türk kahvesi ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Türkiye’de Türk kahvesi dendiğinde akla ilk gelen markalardan biriyiz. Bu, çok değerli ve yakından takip ettiğim bir konu. Arzum olarak 600 yıllık geçmişe sahip, çok değerli kültürümüz olan Türk kahvesini tüm dünyaya yaymayı kendimize misyon edindik. Yıllardır da bu amaç doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun için Arzum olarak öncelikle Türk Kahvesi Kültürü Araştırmaları Derneği’yle Türk kahvesini 2013 yılı sonunda UNESCO’ya götürdük. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bizi destekledi. UNESCO, 5 Aralık 2013’te Türk kahvesini, ‘Türkiye’nin somut olmayan kültürel bir değeri’ olarak tescilledi. Türk kahvesinin dünyaya yayılımındaki en önemli bariyer makineleşme idi. UNESCO’nun tescilinin ardından Türk kahvesinin global pazarlara açılmasında makineleşme ile birlikte önemli bir avantaj sağlandı. Biz de Arzum OKKA ürün ailemizle bu bariyeri ortadan kaldırmayı hedefledik ve bunda başarılı olduk. İlk olarak 2014 yılında doğrudan fincana kahve servisi yapan ilk cihazımızı yani Arzum OKKA markalı Türk kahvesi makinesini geliştirdik. Bu, Türk kahvesinin dünya yolculuğu için büyük bir başarıydı. Doğrudan fincana servis ve kendi kendini temizleme özelliğiyle bir ilk olan Arzum OKKA’da patente konu olan birçok teknoloji kullandık. 2016 yılında geliştirdiğimiz ve geniş kitlelere hitap edebilen Arzum OKKA Minio markalı otomatik Türk kahvesi makinemiz ile sektörde yeni bir kategori açılmasına destek olduk.

“Dünyaya Türk kahvesini sevindiren marka”

Dünyaya Türk kahvesini sevdiren marka sloganıyla çıktığınız yolda yeni çalışmalarınız neler?

2014’te Arzum OKKA ile başlayan Türk kahvesinin dünya yolculuğunu bugün, ‘Dünyaya Türk Kahvesini Sevdiren Marka: Arzum OKKA’ sloganıyla hız kesmeden sürdürüyoruz. Bu değerli kültürü farklı ülkelere taşımak ve Türk kahvesi keyfini daha çok insana yaşatabilmek için tüm gücümüzle çalışıyor ve bunun için de pek çok başarılı projeye imza atıyoruz. Arzum OKKA ile geçen yıl kıtalar aştık ve Amerika’da New York Times Meydanı’ndaki en ünlü yapılardan NASDAQ binasında etkileyici bir çalışma gerçekleştirdik. Dışarıdan bakıldığında apartman görünümü veren NASDAQ binasının dış cephesini reklam alanı olarak kullandık ve gerçekleştirdiğimiz giydirme çalışmasıyla, her bir dairenin penceresinden Türk kahvesinin deneyimlendiği keyifli anları izleyiciyle buluşturduk. Bu şekilde tam iki kez ‘Meydan Arzum OKKA’nın’ dedik. Türk kahvesi kültürünü dünyaya yayma misyonunda bizimle birleşen Turkish Coffee Lady Vakfı ile iş birliğine gittik. Vakfın geçen yıl Türkiye’nin sekiz farklı şehrinde çektiği ‘Başlangıç: Anadolu'nun Türk Kahveleri Öyküleri’ belgeselinin de ana sponsorlarından biri olduk. Bu güzel belgeselle, tarihin ilk kahve pişirme yöntemi olan Türk kahvesinin 600 yıl önce İstanbul’dan Avrupa’ya oradan da dünyaya nasıl yayıldığını tüm kahve severlere anlatma fırsatı bulduk.

Dış pazarda hangi ülkelere hizmet veriyorsunuz?

Bugün Arzum olarak 60’tan fazla ülkede varız. Arzum OKKA markamız bugün Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkeleri ağırlıklı olmak üzere Almanya ve ABD’de boy gösteriyor. Avrupa Birliği en önemli hedef pazarımız. AB’den Balkanlar’a kadar uzanıyoruz. Doğu tarafımızda da en yakın coğrafya olan Orta Doğu Türk kahvesini yakından tanıyor.

Türkiye’ye de çok gelip gittikleri için bizi biliyorlar ve ülkelerinde de tercih ediyorlar. Kuzey Afrika’da Mısır, Fas; Uzak Doğu’da Endonezya, Güney Kore, Çin ve Avustralya da eksenimizde. 2009 yılında da Hong Kong’da Asya Pasifik şirketimizi açtık.

AR-GE ve tasarımı biz üstlenirken, üretimi de işin ehline bırakıyoruz

Fabrika ve mağazası olmadan yıllardır sektörün lider markalarından biri olmaya devam ediyorsunuz. Nedir bu başarının sırrı?

Tasarım, teknoloji ve inovasyonu odağına alan bir marka olarak bizim yatırımlarımız yalın iş modelimizi destekler nitelikte sürüyor. Bilindiği üzere şirketimizin bir fabrikası ya da mağazası yok. Üretimi işin en iyilerine bırakıyor, Ar-Ge, ürün tasarımı ile pazarlama geliştirme tarafında yoğunlaşıyoruz. Her zaman olduğu gibi en büyük yatırımımızı markamıza yapmaya devam ediyoruz. Mağazamız olmamasına karşın köklü tarihi ve uzun yıllardır oluşturduğu güven ilişkileri ile markamız özellikle geleneksel satış kanalında (perakende ve toptan) önemli bir konuma sahip. Türkiye’nin önde gelen perakendecileri ile işbirliklerimiz var. Buradaki kaslarımızı güçlü tutarken; zincir mağazalar, discount mağazaları ve e-ticaret platformlarında varız. Bu kanalların alt yapılarına (zincir, teknoloji market, e-ticaret vb.) önemli yatırımlar yaparak, bu alt kanallar arasında esnek hareket edebilme kabiliyeti sağladık. Bu sayede makroekonomik dengelerdeki değişimlere daha hızlı cevap verebilir hale geldik.

Her evin küçük bahçesi: Vahaa projesi

Özellikle şehir hayatında yaşayanların ihtiyaç duyduğu akıllı bahçe projesi Vahaa’dan bahseder misiniz?

Topraksız tarım ekosistemi Vahaa ile iş birliği neticesinde hayata geçen Arzum x Vahaa Akıllı Bahçe yeni ürünümüz, Türkiye’de bir ilk. Ürünü şehirde yaşayan, doğallığı özleyen insanların kendi yiyeceklerini yetiştirebilmeleri için tasarladık. 6-18 bitki yetiştirme kapasitesine sahip olan ürün ile tüketicilerimize evlerinin her köşesinde taze ve lezzetli yeşillikler yetiştirme konforu sunuyoruz.

Son dönemde dünyada bugünün ve geleceğin en önemli konu başlıklarından biri de, sürdürülebilirlik. Arzum olarak bu alandaki çalışmalarınız ne yönde?

Sürdürülebilirliğin çevre, toplum ve ekonomi boyutunu ayrı ayrı ele alıyoruz ve daha sağlıklı bir toplum, daha çevreci bir üretim ile kalkınmayı desteklemek üzere sürdürülebilirlik çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik odağımız çerçevesinde döngüsel ekonomi modelini organizasyon yapımıza başarıyla entegre ederek bu konuda önemli bir yol kat ettiğimizi söyleyebilirim. Şimdi olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da çalışmalarımıza teknoloji, tasarım ve inovasyonun yanı sıra sürdürülebilirlik odağı ile devam etmek en büyük hedefimiz.

2022 yılındaki hedef ve beklentileriniz nedir?

Arzum olarak kurulduğumuz günden bugüne geldiğimiz noktada, gıda hazırlama, pişirme ve kızartma, sıcak içecek hazırlama, temizlik, kişisel bakım ve ütü olmak üzere 6 ürün kategorisindeki 650 ürünümüzle dünyanın 60’tan fazla ülkesinde milyonlarca eve ulaşıyoruz. Globalleşme, bizim en temel hedeflerimizden biri. Yüksek marka bilinirliği ve hane penetrasyonuna sahip, KEA sektörünün öncü oyuncularından biri olarak dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca evde ürünlerimizin kullanılması bize büyük gurur veriyor.

Önümüzdeki dönemde hedeflerimizin merkezine; istikrarlı, sürdürülebilir büyümeyi aldık. Global satışta büyümemizi sürdürmeyi, AR-GE, teknoloji ve inovasyon odağımızı korumayı, Türk kahvesini dünyaya yayma misyonumuzu sürdürmeyi, e-ticaret ve dijitalleşme yatırımlarımıza devam etmeyi ve tüketicimizle aramızdaki bağı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. 55 yıllık deneyim, farklı kategorilerde dengeli ürün portföyü, çoklu ve yaygın satış kanalı, kuvvetli inovasyon kültürü, çevik ürün geliştirme ve AR-GE faaliyetleri, farklı piyasa koşullarında stabil finansal performanstan oluşan dayanıklı iş modelimize devam edeceğiz.